Bugün 10 Kasım. Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü.
Yine saat 9.05’de sirenler çalacak ve bütün Türkiye’de saygı duruşu yapılacak. Bir kısım insanlar bu saygı duruşuna isteyerek iştirak ederken bir kısım insanlar da istemese de saygı duruşunda bulunacak. Özgürlükler ülkesiyiz ya…
Yine beylik laflar edilecek… “Atatürk ölmedi, yüreğimizde yaşıyor.” “Sen olmasaydın biz olmazdık” “Senin yerine ben öleydim” kabilinden birçok söz söylenecek ve Mustafa Kemal Atatürk, ölüm yıldönümünde böylece anılmış olacak. İslami ritüellerden uzak yapılan bu anma programlarının amacı eğer Atatürk’ü anlamak ve anlatmak için yapılıyorsa, baştan sona yanlış yapılıyor demektir….
Bu şekliyle Mustafa Kemal’i anmak, bize bir şey kazandırmayacağı gibi, manevi değerlerimizden çok şeyi de alıp götürecektir. Zira “Sen olmasaydın biz olmazdık” demek bile, insanı şirke götürecek bir söylemdir. Diğer taraftan da saygı duruşu gibi bir geleneğin bizim kültürümüzde ne kadar yeri vardır bu tartışma konusudur.
Ya çocuklarımız!
Uzun uzun kavaklar/Dökülüyor yapraklar/ Ben atama doymadım/ Doysun kara topraklar şiirleri okutulacak ve bu minik yavrularımıza, psikolojik durumlarının nasıl etkileneceği hiç düşünülmeden de İslami gelenek ve göreneklerde yeri olmayan ve bir orta çağ Avrupa geleneği olan siyahlar giydirilecek… Orta çağ Avrupa’sında ki bu geleneğin, ölülerin ruhlarının insanlara musallat olabileceği gerekçesiyle bir korunma biçimi olarak geliştiğini hatırlatmakta fayda var.
Yani sizin anlayacağınız, ölüleri yâd etmek adına bile olsa, İslami ritüellere var güçleriyle saldıranlar, orta çağ Avrupa’sında ki saçma sapan bir adete sahip çıkılabiliyorlar ve maalesef bunu medeniyet ya da modernizm adına yapabiliyorlar. Nasıl bir çarpık zihniyettir anlamak mümkün değil… Böyle bir şeyi topluma icbar etmek, ne adına yapılırsa yapılsın yanlıştır…
Geçmiş yıllarda bazı yerlerde çocuklarımıza Atatürk büstleri önünde secde ettirilmesi ise tam bir aymazlık ve terbiyesizliktir. Bu 10 Kasım’da böyle bir aymazlığın içine giren öğretmen çıkar mı bilemiyorum ama böyle bir şeye tevessül edilmese gerçekten iyi olur.
Burada belirtmek istediğim bir konu daha var. Daha önceki yazılarımda, Cumhuriyet bayramı, 30 Ağustos zafer bayramı gibi zaman dilimlerinde, Mustafa Kemal’in adının hutbelerde geçmemesi sebebiyle Diyanet İşleri Başkanlığını yerden yere vuranlar için bir teklifim olmuştu. Eğer Mustafa Kemal sevginizde samimi iseniz, ADD başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşu olarak 10 Kasım geldiğinde buyurun, dini ritüeller içeren programları organize edin de bizler de Atatürk sevgisinde samimi olduğunuza inanalım. Bu konuda kamuoyuna tek bir sorum olacak.
“Kur’an ve Mevlid tilavetini mi Mustafa Kemal’e yakıştıramıyorsunuz yoksa Mustafa Kemali mi Kur’an tilavetine yakıştıramıyorsunuz?”
Çok net bir soru değil mi?
Hâlbuki bizim kültürümüzde ölülerimizi nasıl yâd edeceğimiz açık ve nettir. Vefat eden insanların arkasından Kur’an okur dualar eder ve o kimseyi rabbimizin bağışlamasını dileriz. Çünkü ahiret hayatına başlayan insanın, bu arada tabi ki yaşayanların da duaya ve yüce rabbimizin mağfiretine ihtiyacı vardır. Bu kim olursa olsun değişmez.
O zaman gelin, her konuda olduğu gibi bu konuda da açık ve net tavrımızı belirleyelim. Bunu başarabileceğinizden çok emin olmamakla birlikte bu teklifi yapmak istiyorum. Eğer Mustafa Kemal Atatürk’ü hali hazırda andığınız gibi anmaya devam etmek istiyorsanız buyurun anın ama bunu da insanlara dayatma zorbalığından vazgeçin ve Mustafa Kemal’in adı hutbelerde neden anılmıyor yaygarası da koparmayın. Çok komik duruma düşüyorsunuz. Daha açık bir ifade ile Kemalizm’i bu millete din olarak dayatma eğilimleriniz, biz özgür(!) bir ülkeyiz ama benim dediğim olacak söylemleriniz, Mustafa Kemal’e de zarar vermektedir.
Biz Müslümanların Ölülerimizi nasıl anacağımız ayet ve hadislerde gösterilmiştir. Gelin ayet ve hadislere kulak verelim ve yaşadığımız gibi inanmak yerine, inandığımız gibi yaşamaya çalışalım.
“Yasin, Kur’ân’ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah’tan âhiret saadeti dilerse, Allah onu mağfiret buyurur. Yâsin’i ölülerinizin üzerine okuyunuz.” (Müsned, 5/26)
“Ey Rabbimiz! Hesabın görüleceği gün beni, anamı, babamı ve bütün müminleri bağışla!” (İbrahim, 14/41)
“Hem kendinin hem de erkek ve kadın müminlerin günahları için mağfiret dile.” (Muhammed, 47/19)
Selam, saygı ve muhabbetlerimle…
Şaban DOĞAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
View Comments
Çocuklarımıza sabah okul girişlerinde okutulan andımız şuan okutulmuyor, zamanla bu anma törenlerine de ortak bir çare düşünülebilir. Bu ülke de tatil yapabilmek adina 29 Ekim, 19 mayıs, 30 ağustos kutlaniyor. Tatil olmazsa onlarıda kutlamayı cogu kisi bırakabilir. Kutlama yapılacaksa İstanbul un fethi de 18 marka kutlanmali. Şirk e günaha batmadan tabii.
Hocam yüreğine sağlık İslami kesim resepsiyonlarda resim çekilmek için saatlerce bekliyorlar istikameti değişen biz olduk stutgatttan selamlar