Şaban DOĞAN
Zaman zaman 28 Şubat ve 15 Temmuz vurgusu yapıyor, insanlarımızın her türlü darbeye karşı uyanık olması gerektiğini dile getirmeye çalışıyoruz. Ülkemizi parçalamak ve yok etmek isteyenlerin, “ben ülkeyi parçalayacağım veya kendi isteklerime göre bir hükümet kurarak ülkenin menfaatlerini dış mihraklara peşkeş çekeceğim” demiyeceğini, bunu yapmak için çeşitli kılıflar öne süreceklerini dillendiriyor, ülkemizin üzerinde oynanan oyunlara dikkatleri çekmek istiyoruz.
103 emekli Amiral’in gece yarısı yayınladığı darbe imalı bildirimiz de oldu maalesef. Kendilerini elit, yani halktan üstün olarak gören bu emekli Amiraller, orduevlerine gidip emekliliğin tadını çıkarmak veya ülke ve millet adına hayırlı işler düşünmek yerine, Montrö sözleşmesinden yola çıkarak hükümete parmak sallamaya kalktılar. Metni okuyunca, bu parmak sallamayı yaparken de çekingen davranmadıklarını ve aptal cesaretiyle hareket ettiklerini görebiliyorsunuz. Ne hikmetse sırtını bu millete dayamak yerine terör örgütlerine dayayanlar ve ABD başkanı “Biden’in dostluğuna güvenenler” aptalca bir cesarete kavuşmuş olmalılar ki, böyle bir bildiri ile topluma korku salmak niyetine girmişler. Ama bunu yaparken 15 Temmuz akşamını unutmuş görünüyorlar. Ya da hatırlamak istemiyorlar. Belki de 15 Temmuz’un intikamını almak adına kendilerince kurgu yapıyorlar.
Aslında geçtiğimiz günlerde yaşanan bir dizi olay tesadüfî değildi ve ülkemiz üzerinde beslenen pis emellerin dışa yansımasıydı. Adeta bu bildirinin yayınlanmasından önce kurgulanan oyunlar ile zemin hazırlandı diye düşünüyorum.
Bu olayların başında Marmara Ereğlisi’nde Atatürk büstüne yapılan saldırılar…
Deniz İkmal komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın sarıklı fotografı…
Askeri okullarda İnkılap tarihi derslerinin kaldırıldığı yalanı…
Müslüm Gündüz’ün sosyal medyada boy göstererek “Cihat için müridlerinin asker olabileceğini” söylemesi…
Ve hatta son bir haftadır Türkiye gündemini fazlaca işgal eden iki eltinin bir yufkacıya kaçması olayı…
“????”
“Saçmalama! Eltilerin darbe bildirisiyle ne alakası var?” denilebilir. Doğru… 28 Şubat sürecinde Fadime şahin, Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz tiyatrosunu millete seyrettirirken, diğer taraftan bankaların içinin boşaltılmasını ve bu içi boşaltılan bankaların yönetim kadrolarının birçoğunda emekli generallerin olduğunu, yirmi yaşlarında olanlar pek bilmezler. Dolayısıyla da başı örtülü ve namaz kıldığı da iddia edilen eltilerin aynı adama kaçması, pekte normal gelmedi bana…
Bakın paşalar! Eğer siz bu bildiriyi gece yarısı yayınlamayıp izin alarak Taksim meydanında veya başka bir alanda basın bildirisi olarak deklare etseydiniz sorun yoktu. Belki bunu gündüz vakti yayınlasaydınız yine de bu kadar sorun olacağını zannetmiyorum. Ama bu bildiriyi 15 Temmuz’un yıldönümüne 103gün kala 103 amiral’in imzasıyla ve 4 Nisan da yani Nato’nun kuruluş yıldönümünde gece yayınlamayı tercih ettiyseniz, asil milletimizin midesi bulanır ve hukuk çerçevesinde bunun hesabını sizden sorar.
Eğer siz kendinize bu tip işler arıyorsanız ve siyasette rol almak istiyorsanız, buyrun meydana. Parti kurun veya mevcut partilerden beğendiğinizle hareket edin ve kaç okka çekiyorsunuz veya boyunuz kaç santim görün lütfen…
Sivil veya resmi ya da emekli, darbe sevdalısı hamakat ehline tek bir sözümüz var.
“Bu milletin iradesini ve bağımsızlığını yok sayarak, bırakın darbe yapmayı sizin şu anda yaptığınız gibi darbe imasında bulunmak bile, en hafif tabiriyle alçaklıktır. Haddinizi bilin!”
Yazımızın bu bölümüne kadar 103 Amiral’in yayınladığı bildiriyi düz mantıkla irdelemeye çalıştık. Ancak bu olayın darbe iması yaparak, insanları rahatsız etmek, halkın kafasında “18 yıldır iktidarda olan bir partinin artık gitmesi lazım” “Bu hükümet artık gidici” fikrini benimsetmek gibi, süblüminal mesajlar içerdiği de bir gerçektir.
Zira “Emekli generallerin darbe yapacak hali yok” da denilebilir. Ancak bu olay bu kadar basite indirgenmemeli, kendisinden emin olmayan ve biryerlere güvenmeyen insanların böyle bir girişimde bulunarak bildiri yayınlayamayacakları dikkate alınmalıdır. Bu bildiriyle birlikte algı yönetimi yapılmak istendiği de gözardı edilmemelidir.
Unutmayalım ki, darbe ve darbe girişimleri “Devletimizin bekasını, milletimizin zekâsını hafife alma girişimleridir”
Yine unutmayalım ki demokrasilerde asıl olan, hükümetlerin sandıkla gelmesi ve sandıkla iktidardan gitmesidir.
Darbe taraftarları, darbe girişimcileri ve darbe çığırtkanlığı yapanlar hariç herkese, selam, saygı ve muhabbetlerimle…
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.
Başaramayacaklar hocam… Ne yapsalar beyhude..