28 Şubat Sanıklarına Af: Çevik Bir ve Çetin Doğan ‘Yaşlılık ve Hastalık’ Nedeniyle Tahliye Edilecek
Cumhurbaşkanlığı Kararı ve Af Süreci
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan Resmi Gazete’de, 28 Şubat davasında hüküm giyen bazı isimlerin cezalarının affedildiği duyuruldu. Bu af kararı, “sürekli hastalık ve kocama hali” nedeniyle alındı. Kararın ardından, Çevik Bir, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker ve Erol Özkasnak gibi isimler tahliye edilecek. Af kararı, yıllar süren mahkeme süreci ve cezaların infazı dikkate alındığında, önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Af edilen sanıkların yaşlılık ve sağlık durumları göz önüne alınarak bu kararın verilmiş olması, kamuoyunda çeşitli tepkilere yol açtı. Bu kararın ardından, yargı süreçleri ve adalet sistemine ilişkin tartışmalar yeniden alevlendi.
28 Şubat Davasının Tarihi Süreci
28 Şubat 1997 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen ve “postmodern darbe” olarak adlandırılan müdahale, Türk siyasi tarihinde derin izler bıraktı. Bu müdahale, hükümetin istifasıyla sonuçlanmış ve birçok insanın hayatında kalıcı değişikliklere neden olmuştu. 28 Şubat sürecinin etkileri, sadece siyasi arenada değil, toplumun çeşitli kesimlerinde de hissedildi.
Mahkeme süreci ise yıllar sürdü. 2021 yılında Yargıtay, 28 Şubat’ın baş mimarları arasında yer alan Çevik Bir, Çetin Doğan ve diğer 12 sanığın müebbet hapis cezasını onadı. Bu karar, sanıkların rütbelerinin sökülmesine ve “er” statüsüne indirilmelerine yol açtı. Ancak, geçen zaman ve sanıkların yaşlanması, sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden oldu.
Sanıkların Sağlık Durumu ve Tahliye Gerekçeleri
Af kararının temelinde, sanıkların sağlık durumları yatıyor. Çevik Bir ve Çetin Doğan başta olmak üzere, birçok sanığın yaşlılık ve ciddi sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde kalmalarının zorlaştığı belirtildi. Adli Tıp Kurumu’nun raporlarına göre, bu sanıkların sağlık durumları, cezaevinde kalmalarını imkansız kılacak düzeyde.
Özellikle, Çevik Bir’in ileri yaşta olması ve ciddi sağlık problemleri ile mücadele etmesi, tahliye kararının alınmasında etkili oldu. Benzer şekilde, Çetin Doğan’ın da sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde kalması riskli hale geldi. Bu durum, hukuki açıdan “sürekli hastalık ve kocama hali” kapsamında değerlendirildi.
Kamuoyunun Tepkileri ve Tartışmalar
Bu af kararı, toplumda geniş yankı uyandırdı. Bir kesim, sanıkların yaşlılık ve sağlık durumları göz önüne alınarak affedilmelerini insani bir karar olarak değerlendirirken, diğer kesim, adaletin yerini bulmadığını ve cezasızlık algısının güçlendiğini savundu. Özellikle, 28 Şubat sürecinde mağdur olan kişiler ve aileleri, bu kararı eleştirdi.
Af kararı, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ve adalet sistemine olan güvenin sorgulanmasına da neden oldu. Bazı hukukçular, bu tür af kararlarının toplumda adaletin sağlanması konusunda şüpheler yaratabileceğini belirtti. Diğer yandan, insan hakları savunucuları, yaşlı ve hasta mahkumların cezaevinde kalmasının insanlık dışı olduğunu savunarak, bu tür af kararlarının insani değerler açısından önemli olduğunu vurguladı.
Gelecekte Benzer Durumlar İçin Olası Etkiler
28 Şubat sanıklarına yönelik af kararı, gelecekte benzer durumlar için de emsal teşkil edebilir. Yaşlılık ve sağlık durumu gibi insani gerekçelerle verilen af kararları, hukuki ve toplumsal açıdan önemli tartışmaları beraberinde getirecektir. Özellikle, uzun süreli hapis cezası alan ve sağlık durumu kötüleşen mahkumlar için bu tür kararların verilmesi, adalet sistemi içinde yeni bir yaklaşımın gelişmesine yol açabilir.
Bu tür af kararlarının, hukukun üstünlüğü ve adaletin sağlanması ilkeleri ile nasıl dengeleneceği, ilerleyen dönemlerde daha sık tartışılacaktır. Mahkumların insani koşullarda cezalarını çekmesi ile toplumsal adaletin sağlanması arasındaki denge, hukuk sisteminin önemli bir sınavı olmaya devam edecektir.
HABER YORUM
Tarihe kara bir leke olarak geçen 28 Şubat…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yasanın kendine verdiği yetkiye dayanarak 28 şubat Generallerini affetmiş olsa da, bu millet onları affetmeyecek ve ahirette hesabı sorulacaktır…
Bu adamlar, İSRAİL ile birlikte ördüler bu çorabı milletimizin başına…
O dönem milletimizi laik anti-laik diye öyle kutuplaştırdılar ki, bunun etkileri hala devam ediyor ülkemizde…
Hülasa, yoktur bunların affedilecek tarafı….
Gerekçesi ne olursa olsun, bunları affedenler de sorumluluktan kurtulamayacaklardır ruz-i mahşerde…
28 Şubatçılar, Müslümanlarla birlikte İslam’a savaş açmışlardır
28 Şubatçılar, Müslümanlarla birlikte İslam’a savaş açmışlardır. Allah’ın dinine savaş açanları, yüce rabbimizin ayetinden dinleyelim:
“İnananlar Allah yolunda, inkâr edenler ise Allah’ın hükümlerine başkaldıran azgın lider ve yöneticilerin, yani tağut’un yolunda savaşırlar. O hâlde, hak ile batılın, iyi ile kötünün, zulüm ile adaletin mücadelesinde tarafsız kalmayın! Yeryüzünde Kur’an’ın öngördüğü barış, huzur ve adalet düzeni egemen oluncaya kadar, o azgın lider ve yöneticilerle, yani şeytanın dost ve yandaşları ile savaşın! Girdikleri her yerde terör estiren bu kötülük odaklarının o gösterişli silahları, o “süper” orduları sakın sizi aldatmasın. Siz üzerinize düşen kararlılık ve fedakârlığı gösterdiğiniz takdirde,zafer kesinlikle sizin olacak ve o şeytanlar amaçlarına ulaşamayacaklardır. Çünkü şeytanın hilesi, gerçekten pek zayıftır.” (Nisa 76)
MİRATYOUTUBE
MİRATHABER.COM