3. Tarım Orman Şurası ve Gıda Güvenliği!

“Gıdada dışa bağımlılık, en az savunma sanayii kadar önemlidir!”

Evet, ‘gıda güvenliği ülke güvenliği kadar önemlidir’ diyen bir Cumhurbaşkanı..! Peki, hakikâten gıdalar güvenli mi? Bunun altını çizmek istiyorum! Bir de sayın Tarım Bakanının bahsettiği ‘sahte bal’ mevzusu, büyük bir şehir hastanesinin açılışındaki kantinde satılan bütün ürünlerin sağlıksız olması..!

Bütün bunlar da göze çarpıp ayağa dolaşanlar yani aysbergin küçücük bir kısmı!!?

KELLİM KELLİM LÂ YENFA! DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK!

3. Orman ve Tarım Şurası’nda Cumhurbaşkanımızı bir saat canlı, yüz yüze ve çok yakından dinlerken mimik, mizansen ve cümleleri kullanışındaki vurguları, önünde akan bir yazıdan okusa da “Gıda güvenliği, ülke güvenliği kadar önemlidir!” derken, bize bakarak konuşup salona bakışına bir başkaydı!

‘Yaşadığını’ hissettim. Tam karşısında duran Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’ye söyler gibiydi sanki..!

Bu işleri yapacak bakan kendisi.

Bir de Kontrol Genel Müdürlüğü ve İlâç Eczacılık Genel Müdürlüğü. 

Biri ülkedeki bütün marketlerde satılan mamul işlenmiş ve genelde toplumu hastalandıran gıdalara müsaade eden birim, diğeri de bu hastaları düzeltiyorum diye, maalesef daha kelin başına bir merhem, bir ağrı kesici üretemeyen, tamamen vahşi kapitalizmin ürettiğini tükettiren İlâç Eczacılık Genel Müdürlüğü ki ülkeye bu ilâçları kabul edip müsaadesini veren birim!

Evet çok önemli iki birim!!

Tarım Bakanlığının Kontrol Genel Müdürlüğünden kadim dostumuz Mehdi Eker’in bakan oluşu!!!

 Zamanın MHP’li Sağlık Bakanı Osman Durmuş, bizim gibi çok konuşan milli biri. Bakanlığı döneminde Bakü’ye gelir, 2-3 gün kendisine misafir ederiz!

Osman kardeşim hayırdır niye senle uğraşıyorlar dediğimde: hocam siz dediniz ya arı kovanına, yılanın deliğine çöp sokmak ne menem iştir!

Bakanlığa bir geldim ki her taşın altında bilinen 1-2 birim çıkıyor! Hemen kararımı verdim ve ilaç eczacılık genel müdürünü görevden alma yazısını yazdım!

Sonuç: Beni hayatımda aramayan pek çok bakan arkadaşım, başbakan ve koalisyonun diğer liderleri tek tek aradılar! Hepsine tek tek gerekçelerini anlattım yine de ısrarcı oldular! Sonra mı? Devrin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel arar ve derki; Osman bey, bakanlıkta onlarca genel müdür var yahu, bula bula bunu mu buldun? Bu çocuk iyidir..! Öyle bir allayıp pulladı ki aklıma gelmeyen de kalmadı..? Kararında ısrarcı oldum, işte medyanın bana saldırısının sebebi hocam!!! Anlayan anladı!!!

Obezitede Avrupa birincisiyiz! Sayın Cumhurbaşkanım, “Bu gıdalarla zehirlenmeyelim, ilâçlarla da çözüm bulalım..!” derken; bunları sizden başka kimse çözmez, çözemez! Çözdürmezler de, ayrıca..!

15 Temmuz’larda biz konuştuk! İstanbul-Kısıklı’da Sayın Cumhurbaşkanı’nın evinin önünde gece 2 saat biz konuştuk! Esenler Meydanı’nda, memleketimiz Kastamonu’da, İnebolu’da da biz konuştuk çünkü kimse konuşmuyor!

Ya bu işler dönerse!!?

PEKİ, YETER Mİ? YETMEZ!

Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı’nı ziyaret etti denince, “İspat etsinler, kendimi yakarım!” demiş.

Sayın ince boşu boşuna kendini yakarsın değişen hiçbir şey olmaz!!

Ben de çok defa söyledim Taksim’de kendimizi mi yakalım diye!!!

Biri de çıkıp desin ki; ‘Bu ülkede gıda güvenliği var, güvenle bu gıdaları yiyebilirsiniz.’

Bir hiper, süper, gross markette binlerce gıdanın içinden Allah rızası için bir tane, Allah’ın beyin kodlarımıza verdiği ve Nuh’un gemisinden gelen tohumlarla üretilmiş bir tane ürün gösterin! Bir tek var, 11 yıl önce Amerika Nuh Tatları Prezedyum’una gönderdiğimiz karabuğday, karakılçık siyez, 14 DNA’lı olup günümüze kadar hayvan yemi olarak kullanılan buğday. Dünyada geni değişmeyen 11 üründen biri! İkincisi var mı, öğrenmek istiyorum..?!

KÖYLÜ-ÇİFTÇİ MİLLETİN 

EFENDİSİDİR!

Sayın Tarım Bakanının başarılı çalışma ve projelerini yazarken, bugün için engellenenleri maksatlı yapılanlar ve milletin, çiftçinin, köylünün şikayetleri yazmıyorum ama bir klasörü aştı!

BAKANIMIZA DESTEK 

SUÇU İŞLEDİK!

Kendisini Ankara’da ziyaret edişimizde yan yana resim verdikten tanzim satışlarınızı destekleyeceğiz dedikten sonra İstanbul Tarım Müdürlüğü elemanları kurumumuzu basıp Kastamonulu geleneksel ürünü üreten çiftçilerimize ve kurumumuza teşekkür beklerken ceza yağdırmıştır!

Neticede Kastamonu’da merkez dahil altı ilçede iktidar partisi seçim kaybetmiştir! 

Külliye’de sayın bakanımızın davetiyle Cumhurbaşkanı’mızla beraber olduk ve bakalım bunun neticesinde ne göreceğiz..? Sayın Pakdemirli bakanımın, sekiz aylık başarılı icraatlarını gördükten sonra; bugüne kadarkiler gibi uzaktan bakmaz ve bunların hesabını sorar, yeni bir sayfa açar diye ümit ediyoruz!

HER GÜN GELEN YÜZLERCE İHBARDAN BİRKAÇINI YAZIYORUZ!

“Ya Resûlullah, şu adamı nasıl bilirsiniz?” denince diyor ki; “Bilemem… Üç şartı var. Yola gideceksin, iş yapacaksın, beraber olacaksın!”

Hepsinde bir yıla işaret ediyor!

Bir yıl sonunu bekliyoruz biz de!!!

ALLAH VAR GAM YOK!

O’NDAN BAŞKA DA GALİP YOK!

Vatanımız için her zaman mücadeledeydik, kalemimizle de ‘kan tükürüp kızılcık şurubu içtik!’ diyerek durmak yok yola devam diyoruz! 

Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği ‘güvenli gıda’ların olduğu bir ülkede yaşamayı Rabbim bütün insanlığa; bunları yapacak yetkilileri de devletin başına ve bakanlıklara nasip eylesin, âmin.

Öğretmenler Günü(!) münasebetiyle beni ve binlerce sağlık mensubu, talebe yetiştiren, eşimi arayan, mesaj ve mail atan, sanal âlemde gönderen, yurtdışında bakan, diplomat, büyük iş adamı, doktor, hemşire ve sağlık personeli olan ve pek çok kademede yetiştirdiğimiz on binlerce talebemizin; bu ülkeye yaptıklarımıza devlet ve makam sahiplerince aranıp takdir edilmemek! Hatta baskı kurarak cezalandırmak gerçeği yanında; yetiştirdiklerimizin takdiri ve vefası hiçbir makama değişilmeyecek bir şey. Efendimizin hadisi ümitvâr kılıyor bizi: “Âlimin mürekkebiyle şehidin kanı aynı terazide tartılır!”

Vesselam!

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi