Makale

50 Yıllık Küresel İmha Planı Hangi Aşamada?

Küresel elitler, masum hedeflerle yola çıktıklarını söyleseler de, insan aleyhine olan hedeflerinde hangi aşamadalar?

Son elli yıl, insanlık tarihinin en karmaşık dönemlerinden birine tanıklık ediyor; bu süreçte elitler, bireylerin yaşamlarını şekillendiren stratejiler geliştirerek toplumsal yapıyı yeniden inşa etmeyi hedefliyorlar. Küresel elitler, masum hedeflerle yola çıktıklarını söyleseler de, toplumları kontrol altına alma ve kısıtlama çabalarını sürdürmekte. İnsanlar, bu sinsi ve ince stratejilerin kurbanı olmamak için uyanmalı ve bu tehditlere karşı durmalıdır. Bu makale, son yıllarda dünya üzerindeki güç dinamiklerinin değişimini ve bu değişimin insanlığın geleceğini tehdit eden gizli bir planın parçası olarak nasıl şekillendiğini incelemektedir. Artık gözlerimizi açmanın ve karanlık gerçeklerle yüzleşmenin zamanı geldi.

Sürdürülebilir Kalkınma ve Nüfus Kontrolü

Birleşmiş Milletler’in “sürdürülebilir kalkınma” planı, insanlığın geleceği için kritik görünse de, gerçekte elitlerin nüfus kontrolü ve kaynak yönetimi aracı haline gelecek olan bir sosyal mühendisliktir. Sürdürülebilirlik, çevresel hedeflerin ötesinde, bireylerin yaşam alanlarını daraltan ve özgürlüklerini kısıtlayan bir strateji olarak öne çıkıyor. Bu planın arkasındaki güçler, insanları korku ve endişe içinde tutarak itaatkâr hale getiriyor; sürdürülebilir kalkınma, bireylerin düşünce yapısını değiştirmek ve onları belirli kalıplara sokmak için etkili bir sosyal mühendislik aracı işlevi görüyor. Sonuç olarak, toplumlar elitlerin belirlediği normlara göre şekilleniyor. Nüfus kontrolü, elitlerin insan nüfusunu yönetme stratejileriyle desteklenen en tartışmalı yönlerden biri olarak, etkili korku yaratma aracı olarak kullanılıyor. Bu stratejiler, toplumların yapısını değiştirmek ve bireylerin yaşam alanlarını daraltmak amacıyla tasarlanmıştır.

Kritik Figürler ve Etkileri

Gizli planın mimarları, son 50 yılda kalkınma adına önemli roller üstlenen tanınmış figürlerdir. Gro Harlem Brundtland, Bill Gates, Henry Kissinger, Ursula von der Leyen, Anthony Fauci, Maurice Strong ve Jeremy Farrar gibi isimler, insanlığın iyiliği için çalıştıklarını iddia etseler de, aslında elitlerin ve kendi çıkarlarını gözeten kuklalar olarak hareket ediyorlar.

Richard Gardner’ın 1974’teki “Yeni Dünya Düzeni” makalesi, [1] bu planın temel taşlarından birini oluşturuyor. Gardner, uluslararası gözetim ve standartların artırılması gerektiğini savunarak, küresel elitlerin hedeflerini açıkça ortaya koyuyor. Bu makale, günümüzdeki politikaların ve uygulamaların temelini oluştururken, bireylerin sürekli gözetim altında kalması ve özgürlüklerinin kısıtlanması, insanlığın geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor. Elitlerin politikaları, toplumsal yapıyı yeniden inşa ederek bireylerin yaşamlarını doğrudan etkiliyor.

Büyük Sıfırlama Planı (Great Reset) Hedefinde İnşa Çabaları

Küresel elitlerin, toplumsal yapıyı yeniden inşa etme çabaları, yalnızca bir dizi politik ve ekonomik stratejiden ibaret değildir; bu çabalar, “Büyük Sıfırlama” planlarıyla derin bir bağlantı içindedir. Bu plan, mevcut ekonomi ve sosyal sistemlerin köklü bir şekilde değiştirilmesi ve insanlığın yaşam biçimlerinin yeniden tanımlanması amacıyla tasarlanmıştır. Elitler, bu süreçte, bireylerin özgürlüklerini kısıtlayarak, onları bağımlı hale dönüştürüp kontrol altına alma stratejilerini devreye sokmakta ve toplumları bilinçli olarak bölerek, karşıt görüşleri susturmayı hedeflemektedir.

İnsanlar, sinsi planların farkında olmalı ve kendi geleceklerini korumak için harekete geçmelidir. Bu süreç, bireylerin yanı sıra toplumların da varoluşunu tehdit eden bir sistem olarak öne çıkmaktadır. Farkındalık geliştiren bireylerin dayanışma içinde olması, karanlık planların etkisiz hale gelmesine katkı sağlayabilir. Toplumsal dayanışma, elitlerin stratejilerine karşı güçlü bir savunma mekanizması oluşturur. Tehditlere karşı durarak geleceğimizi şekillendirme gücüne sahip olabiliriz; ancak bu, herkesin sorumluluklarını yerine getirmesiyle mümkün olacaktır. Toplumsal dayanışmanın artması, küresel elitler için kötü haberlerin başlangıcı demektir.

Kaynak;
[1] FOREIGN AFFAIRS https://ia801306.us.archive.org/30/items/TheHardRoadToWorldOrder/HardRoadtoWorldOrder.pdf

SADİ ÖZGÜL

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

Recent Posts

  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

2 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

2 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

3 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

4 saat ago
  • Makale

Bünyamin’in Alıkonma Süreci ve Su Kabı Meselesi-2

Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…

4 saat ago
  • Gündem

Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş

Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…

4 saat ago