Sosyal medyada önüme düşen ve aslında bir dizi filmde geçen konuşma ve öncesi şöyle:
Birisi dindar, diğeri modern görünümlü iki aile. Bu iki ayrı dünyanın çocukları, ailelerinin kısmî muhalefetine rağmen evlenir.
Dindar görünümlü aile hamile kalan gelinlerini bilinçli bir tercihle örtülü bir hanım doktora götürür. Bunu duyan, gelinin modern yaşamlı annesi küplere biner. Bu durumu bir tür gerilik olarak algılar ve yerici bir dille “Bu ne aşırılık, doktorun erkeği kadını mı olur? ” der.
Bizim için önemli olan her olaydan hareketle İslam’ı öğrenip öğretmek olduğu için bir değerlendirme de biz yapalım:
Doğru Olan Kadının Kadın Doktora Gitmesidir
Evvela doktorun erkeği de kadını da olduğunu biliyoruz.
Sağlık sorunları gerektirdiği zaman erkek olarak kadın, kadın olarak da erkek doktora gidilebilir. Ancak bu zaruret halinde olabilir. Açıklayalım:
Yüce Rabbimiz söz ve mâna olarak kitabı olan Kur’ân-ı Kerîm’in Nur suresinin 30 ve 31. ayetlerinde üreme organı ve yakın çevresi olan Fürûc’un korunmasını emreder. Bir diğer anlatımla Fürûc’un açığa vurulması veya zinaya-eşcinselliğe aracı kılınmasını yasaklar. Daha da bir açık bir anlatımla üreme organının ve diz üstüne kadar olan çevresinin açığa vurulmasını ve başkalarına ait olan bu mahrem bölgeye bakılmasını yasaklar.
Bu sebeple kadın veya erkek ergin olan kişi vücudunun bu bölgesini hiç kimseye açamaz ve başkalarının bu bölgesine bakamaz. Yani bir kadın, doktor da olsa bir diğer kadının önünde mahrem olarak nitelenen üreme organı ve çevresini açamaz ve bu bölgeye de bakılamaz. Doğal şartlarda kural budur.
Zarûret Hali Haramı Helâl Kılar
Eğer tedaviyi gerektiren bir sağlık sorunu varsa o zaman kadın, kadın doktora, erkek de erkek doktora gider. Çünkü utanma duygusu ile yaratılan insan için olması gereken budur. Böylece doktor ile hasta arasından daha rahat bir iletişim kurulabilir.
Ama sağlık sorunu acil ve kişinin çevresinde kendi cinsinden bir uzman doktor yoksa zaruret prensibi devreye girer; açılması haram olan mahrem bölgenin açığa çıkarılması helal olur. Böylece kadın erkek doktora, erkek de kadın doktor gidip tedavi olabilir.
Hulâsa doktorunun erkeği de kadını vardır. Gereğinde açıklanan şartlarda her birine baş vurulabilir.
Bu arada zarûret kuralına kısaca açıklık getirelim: Bu kurala vücut veren Kur’ân ayetleri dört tanedir. Bunlardan biri de Bakara 173’tür:
“ Allah size ancak leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilenleri haram kılmıştır.
Fakat her kim yiyecek başka bir şey bulamama, başkası tarafından zorlanma, hayatî tehlikeye maruz kalma gibi sebeplerle bunlardan yemeye mecbur kalırsa, insanları tehlikeye düşürecek şekilde başkalarının hakkına saldırmamak ve yemek zorunda kaldığı ölçüyü aşmamak şartıyla, ona bir günah yoktur. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, pek merhametlidir. “
Bu zarûret prensibi değişik alanlarda kullanabilmektedir, mesela bu kuraldan hareketle ameliyat için çevresinden borç alamayan kişi faizli borç edinebilir. Susuzluktan telef olma durumuna gelen kişi alkollü içki içebilir, açlıktan helak noktasına gelen kişi de domuz eti yiyebilir.
Ne var ki zarûret denilip laik düzenin yasallaştırdığı milli piyango, faizli işlemler, erotik filmler yayını ve süresiz nafaka benzeri uygulamalara veya yaygınlığı ileri sürülerek evlerde köpek beslenmesine onay verilemez. Çünkü bunları kabulü gerektirecek bir zarûret yoktur.
Ali Rıza Demircan