Makalemizin başlığını İstanbul Çekmeköy Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Ortaokul Müdürü Mehmet Tatlı hocamızdan duymuştum. Mehmet Tatlı hocamız ve Okul Müdür Yardımcısı Sırrı Büyükemre’nin birçok kez öğrencileri okulun kapısında beklediğine şahit oldum. Mehmet hocaya, neden okulun kapısında beklediğimi sorduğumda; “Eğitim okulun kapısında başlar” demişti. Bu cevap çok hoşuma gitmişti.
Her söz eyleme geçtiğinde anlam kazanır. Türkiye’nin geleceği örnek eğitimcilerin ellerinde yükselecektir. Eğitim sadece kalem ve kâğıttan ibaret değildir. Araba kullanırken, sokakta yürürken, komşuluk yaparken, dahi eğitim kültürüne ihtiyacımız var. Eğitimin amacı hayatın bütün evresinde, cehaletin karanlığını kaldırıp, bilginin apaydınlık medeniyetini sunmaktır. Bu bilgi medeniyeti üzerinde, eğitim çalışmaları doğru istikamette yol alabilir.
Eğitimde en önemli kanun: hal ve davranışlarla örnek olmaktır. Zira sizde olmayanı bir başkasına verme imkanınınız yoktur. Bu kısmın çok önemli olduğunun altını çiziyorum. Çünkü Allah, Kur’an’da bu konu hakkında çokça uyarılarda bulunmaktadır.
Örneğin Bakara Suresi 44. Ayet-i Kerime’de şöyle buyurmaktadır:
“Siz insanlara iyiliği öğütler de, kendinizi unutur musunuz?”
İşte Mehmet hoca ve Sırrı hoca, eğitimi okulun sıfır noktası olan, kapının önünde öğrencileri şefkat ve merhametle bekleyip karşıladıkları için, kısa dönemde olmasa da, uzun dönemde mutlaka başarı meyvesini verecektir. Bu konuda ümit varım.
Yazımın girişinde verdiğim cümlenin birde bana göre ikinci kısmı var.
Birazda onun üzerinde durmak istiyorum.
Ben bu sözü kendi açımdan bir ebeveyn olarak, biraz genişleterek, “Eğitim aynı zamanda okulun kapısında, kitap okumakla başarıya ulaşır.” Evet, bugüne kadar kendi çocuklarımı okulun kapısında beklerlerken, okuduğum kitapların sayısını ben unuttum. Halen okuma yürüyüşünü sürdürüyorum. Bu okuma nereye kadar gidecek elbette ki beşikten mezara kadar. Ebeveynler olarak, çocuklarla birlikte eğitim atmosferinin içinde yer almamız gerekiyor.
Çocuklarımız elimizde sıkça telefon değil, kitap, dergi, gazete görmeleri gerekiyor. Evimizde çok iyi bir kitaplığın olması gerekiyor. Eğitimde başarılı ülkeleri incelediğimizde karşımıza kitap okuma oranın yüksek olduğu çıkmaktadır. Sadece çocuklar, kitap okuyacak, dergi okuyacak, ders alacak diye bir kanun yoktur. Her eve mutlaka ayda bir dergi ve bir kitap girmelidir. Her ev bir okuldur. Şunu unutmayalım ki, hayatın kendisi başlı başına bir sınavdır. Bence her şeyi okul ve öğretmenden beklememek gerekiyor. Bizlerde elimizi taşın altına koymalıyız.
Eğitimi sadece sınavlarda verilen testlerden, alınan başarılı sonuçlar olarak görmemek gerekiyor. Eğitim, sadece sınavdan başarılı olmak demek değildir. Eğitim hayatı, anne karının da başlayarak, son nefese kadar devam eden bir süreçtir. Eğitim süreci boyunca kendisini geliştiren bireyler olmak gerekiyor. Çocuklarımıza bilginin en büyük güç olduğunu hatırlatarak, bilgiye odaklandırmalıyız.
Eğitim, bütün yönleriyle fedakârlıktır. Mazeret üreten değil, çözüm üreten olmak gerekiyor. Velhasıl; “Başarılı insanın planı, başarısız insanın mazereti vardır.”
Sevgi ve dua ile…
Ziya Gündüz