Yaklaşık 11 yıl önce 2011 Ekim ayında Sözcü gazetesinde “Cennet Genel Ev mi” başlıklı bir yazı yayınlandı.
Yazarının piç dünyasını yansıtan bu yazının yazarı açık değildi. Yazıda İslam’a Göre Cinsel Hayat isimli eserimde yer aldığı iddiası ile iğrenç ifadeler naklediliyordu. Yazıdan bir süre sonra haberim oldu.
Yazarı belli olmadığı için cevabımı insan onuruna saygısız müfteri Sözcü gazetesine verdim.
13 Aralık 2022 de Sözcü’de yayınladığı yazısından anılan yazının Rahmi Turan isimli seksüel prodüktör tarafından yazıldığını öğrenmiş oldum.
https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/rahmi-turan/cennetteki-huriler-ve-nuriler-7524718/
Yapılan ve muterizi olduğum iğrenç isnatlar, aşağılık müfterisi tarafından aynan tekrarlandığı için 11 yıl önce Sözcü Gazetesine verdiğim ve kendi sitemde yayınladığım cevabımı küçük bir ihtisarla aynen sunuyorum:
SÖZCÜ GAZETESİNE CEVABIM VE ACI BİR GERÇEK
“Sözcü” gazetesi tam bir İslâm karşıtlığı ve basın ahlaksızlığıyla “Cennet Genel Ev mi?” başlıklı bir yazı neşretmiştir. Bu yazıda “İslâm’a Göre Cinsel Hayat” isimli eserimden alıntılandığı iddiasıyla şu ifadelere yer verilmiştir:
“Cennet’e giden kadın dünyada din uğruna şehit olan erkeklere verilecek, fakat orada kadın beş erkek istemeyecek, sadece bir erkek isteyecek, ama o adam ona her türlü zevki tattıracak. Cennet giren erkeklerini cinsel uzuvları eğilmez, hep dik kalır.
Erkek hem karısıyla hem de hûrileriyle sabahtan akşama kadar sürekli cima (sex) yapabilecek.”
Bu ifadeler benim değildir ve kitabımda da yer almamaktadır. Arzu eden sitemizde ‘www.alirizademircan.net’ yayınlanan- kitabımın Cennet ile ilgili son bölümüne bakabilir. Dileyen önceki yıllarda yayınlanmış herhangi bir baskısına da bakabilir.
Bu iftira nitelikli yazıda – hiç bir ilgisi yok iken- Beyoğlu Belediye Başkanı olan oğlum Ahmet Misbah Demircan’ın adının zikredilmesi, gazetenin asıl kirli amacının İslâm karşıtlığı yanı sıra siyasî olduğunu da göstermektedir.
(Bu gün de aynı iğrenç siyasi amaç sürdürülmektedir.)
Adı geçen gazeteyi şahsım ve İslâm aleyhine yaptığı bu yayını sebebiyle lanetliyorum. Bu vesîle ile aşağıdaki bilgileri vermeyi de gerekli görüyorum.
“Cennet Hayatı” bir îman konusudur. Bu konu ülkemizde nedense çok az işlenmiştir; bu konuda yayınlanan kitaplar da bir kaçı geçmez.
Gerek adı geçen kitabımda ve gerekse “ Kur’ân ve Sünnet Işığında Cennet Hayatı” isimli eserimde konu incelenmiştir.
Kur’ân-ı Kerîm ölçü alınarak Cennet’in önce mânevî nimetleri, sonra da maddî olarak nitelenebilecek nimetleri açıklanmıştır. Yine Kur’ân’dan hareketle Cennet’e girecek dünya kadınlarının sahip olacağı 13 güzellik vasfı açıklanmıştır.
-Allah bizleri kibirden korusun- duâsıyla ifade edeyim, kullandığımız üslûp bu güne dek kullanılabilmiş en zarîf üslûplardan biri olarak da değerlendirilebilir.
Acı İtiraf:
İslâm karşıtlığının “Sözcü” sü olduğu açığa çıkan gazetenin -benim ancak oldukça geç olarak haberdar olabildiğim- yazısı sebebiyle iftiracılara inanan okuyucular dışında özellikle İslâmî câmiadan bize ve konuya ilişkin hiç bir eleştiri gelmedi…
Bendeniz yukarıda “değinilen” rivayetler ve benzerlerinin önemli bir bölümünü elimine etmekle ve dile getirici utanç verici ifadelere asla yer vermemekle beraber, kitabımda Hûrilerin cinsel partner olacağına ilişkin olarak – tarihî ve asrî İslâm âlimlerinin çok büyük çoğunluğunun hatalı olan ve bizi de yanıltan eserleri çizgisinde kısa da olsa – açıklamalarda bulundum.
Son beş yıllık dönemde Kur’ân âyetleri ışığında bizzat yaptığımız çalışmalarla Hûrilerin erkekler yanı sıra kadınlara da verilecek kadın görünümlü Özel Cennet Hizetçileri olduğunu belirledik. Savaş esiri olan Câriyelerle hiç bir şekilde nikâhsız olarak ilişkiye girilemeyeceğini ve onların ticarî amaçla alınıp satılamayacaklarını tespit ettik.
Böylece İslâm’a Göre Cinsel Hayat kitabımın, geleneksel çizgide yazılan “Hûriler ” ve “Câriyeler” bölümlerini tashih ettim. Ayrıca bu iki konuda iki kitap yazmaya muvaffak oldum. Özellikle Câriyeler konusunu Kur’ân ‘a göre işleyen 300 sayfalık kitabımın alanında tek olduğunu söylersem -lütfen-bencillik olarak değerlendirilmesin.
Cariyeler ve Hûrilerle İlgili Uydurmalar
Câriyeler ve Cennet’te Hûrilerle yaşanacak cinsellikle ilgili olarak o kadar hadîs uydurulmuş, öyle çirkin ifadelere yer verilmiştir ki tavsif edilemez. Meşru savaş esiri olan Câriyelere ilişkin öylesine hukûkî mevzuatlar düzenlenmiştir ki İslâm adına aslâ onaylanamaz. Daha da acı olanı, “Sözcü” nün -yaptığı aşağılık benzetmeyle- İslâm düşmanlığı adına yapmak istediği tahribat İslâm’a dostluk adına yapılmıştır.
Yaşadığımız iletişim çağında kırılan kollar artık yen içinde kalmamalı ve İslâm, kendisine ait olmayanlardan arındırılmalıdır, dedik. Bu mantıkla gerçekleri konuşturduğumuzda bize cevaplar verilmek istendi.
Kendi karanlık dünyalarında bize cevaplar verdiğini zanneden bazı hoca görüntülüler ve benzerlerinin İslâm’dan olduğu savıyla televizyon kanallarında bile dile getirebildikleri, -internette de dolaşan- Kur’ân’a bühtan nitelikli çirkinlikler, yukarıda anılan uydurmalar ve çirkinliklerin günümüzdeki devamından başka bir şey değildir.
Kurân’dan hareket edilmedikçe problemlerimizin giderek artacağı bilinmelidir.
Camia olarak dile getirdiğimiz hatalarımızın, mezkûr gazeteye rûhsal pisliklerini yansıtan benzetmeyi yapma hakkını vermeyeceği açıktır. Bu sebeple onları bir kez daha şiddetle yeriyorum.
Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve İlâhiyatçılarımızı, yayınladıkları Kurân meâli ve tefsirlerinden başlamak üzere değinilen Huriler ve Cariyeler konusunda sürdürülen hataları da düzeltmeye çağırıyorum.
(Geçen 11 yıla rağmen ciddi hiçbir çalışma yapılmamıştır.)
Yarın Rahmi Turan’a Cevabım.
Allah razı olsun hafız amca. Bazılarına “insan” diyemiyorum çünkü insan Kur’ani bir kelime, “canlı” demeyi düşünüyorum fakat taş dahi incinir diye bekkeyişteyim. Hele hele yazınızın kapanış finaline gönülden katılıyorum. Aklınıza, fikrinize, sağlığınıza Allah’tan bereket kaleminize dirayet diliyorum.