islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4916
EURO
36,2572
ALTIN
2.963,26
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

KORKU VE CESARET      

KORKU VE CESARET      
13 Ocak 2023 09:31
A+
A-

Korkuları var insanların, korkuları. Güçsüzlüğünden kaynaklanan korkuları var. Yaratılışı gereği güçlü görünse de pek çok mevzuda güçsüzdür ve bu nedenle korkulara sahip insan. Özellikle manevi anlamda yeterince donanmamış olanların korkuları çok olur ve bu durum onların pek çok konuda güçsüz olmalarına yol açar. Korkular mı insanı güçsüzleştirir, yoksa güçsüz insan mı korkar? Bu çift yönlü soru zihnimizin bir köşesini meşgul eder durur. Eskilerin fasit daire, şimdikilerin kısır döngü dedikleri bu sorunun içinden çıkabilen varsa onu tebrik etmek boynumuzun borcu olsun.

Modern insanın korkuları nelerdir? Birkaç tanesini sıralayalım. Vahşi hayvan korkusu Suda boğulma korkusu. Yalnızlık korkusu. Sevdiklerini kaybetme korkusu. Birikimini kaybetme korkusu. Kapalı veya açık alan korkusu. Karanlık korkusu. Ölüm korkusu… Burada belirtmediğimiz ama psikoloji/psikiyatri kitaplarında ifade edilen daha pek çok ve ilginç korkusu var insanın. Ama hepsinin ortak noktası ‘’ölüm ‘’dersek yanılmış olmayız.

Bundan nasıl kurtulur insan?  Korkuların nasıl alt edebilir?  Kişisel gelişimciler, yüzleşmeyi öneriyor. Bunun çıkar yol olup olmadığı hakkında bir fikrimiz yok açıkçası. Bu konuda istatistikî bir çalışma var mı, başarı oranı nedir? Bununla alakalı yapılacak bir araştırmanın sonucu bizim için de merak konusudur doğrusu. Bir an korkularımızın üstesinden geldiğimizi varsayalım. Çok güçlü bir birey oluyor muyuz? Bir süper kahramana dönüşüyor muyuz? Bizce bu gerçekleşmez. İnsan elindekini, sahip olduğunu düşündüğü şeyleri asla kaybetmeyi istemez. En basitinden stres, kaygı, yoğun çalışma temposu, kullanılan ürünler ve hatta genetik nedenlerle dökülen/ kaybedilen saçlara bile insan üzülüyor; kellik korkusu yaşıyor insan. Diğerlerini varın siz düşünün. O halde korkulara sahip olmak hayatın doğal akışına uygundur diyebiliriz. Çünkü korku da bizim için bir imtihandır.  Bakara suresi 155. ayetinde ‘’Ant olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmeyle sınayacağız. Sabredenler müjdele.’’ buyurulurken korkunun fıtri bir duygu olduğunu buradan çıkarmakta bir beis olmadığını düşünüyoruz.  Nitekim Müslümanların korku ile ümit arasında yaşamasından da söz edilir.  Secde suresi 16. ayette inananların durumu şöyle ifade edilmiştir: ‘’Onlar, korkarak ve ümit ederek Rablerine secde ederler.’’ 

O halde korkmaktan korkmamalıyız. Korkmamak bizi bir cahil cesaretine de sürüklememeli. Bir firavun, bir nemrut davranışında bulunmamıza sebep olmamalı. Kulluğumuzu bize unutturmamalı. Cesaret gösterisi yapalım derken insanlığımızdan uzaklaşmamalıyız.  Gözlemlerimiz sonucunda insanın; ben korkmuyorum, diyerek haddi aştığını göstermiştir oysa. Bunu da çoğunlukla cesaret adı altında yaptığını belirtir. Cesaret ile zulmetmek karıştırılmamalı. Cesur olduğunu göstermek için diğer yaratılmışlara karşı sorumsuzca ve zalimane bir tutum içinde bulunmak doğru bir davranış şekli değildir. Halbuki cesaret iki durumda kendini gösterir: İlki fiziksel cesarettir acı, zorluk veya ölüm gibi fiziki durumlarda gösterilen tavırdır. İkincisi ise ahlaki cesarettir ki; o da zulme, adaletsizliğe, ihanete karşı dik ve ahlaklı bir duruş sergilemeyi ifade eder. Cesaret ile adalet yan yana olduğunda bir anlam ifade eder.

O halde ne yapmalı? Önce yüklerimizden arınmalıyız. Bizi Allah’a kulluktan uzaklaştıran yüklerimizden kurtulmalıyız. Mal, mülk, makam, mevki, bozulmasından korktuğumuz ticaretimiz…  hülâsa Allah’a kulluğumuzun önündeki engelleri aşmalıyız. O zaman tek korkumuz kalır: O da Allah korkusu. O zaman cesaretimiz de bir anlam kazanır. O’nun rızasına uygun olmayan her tutum ve davranışın karşısında cesaretle ve adaletle durmayı başarabiliriz.

Bu hafta da son sözü bir şair söylesin. ‘’Bulmak’’ adlı şiirinde Erdem BEYAZIT, korkularını aşıp cesaretle şöyle sesleniyor:

‘’Ölüm ne uzak bize, ne yakın bize ölüm                                                                                

Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm.’’                                                                                                                                                                                  

EYYUP YÜKSEL

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Sezai Orak dedi ki:

    Yüreğinize sağlık değerli hocam