Günlük siyasetle ilgili değiliz.
Ülkemizde eğriye eğri, doğruya doğru diyebilen ve milletimizin ufkunu açıcı yerel ve ilmi projelere dayalı eleştiriler ve teklifler getirebilen bir muhalefet yok.
Olmadığı için ve biz de dini ve milli görevimizi yapabilmek için iktidarın eğitim, tarım ve ekonomi politikalarına eleştiriler getirdik. Allah için getirmeye de devam edeceğiz.
Eleştiri getirmekle birlikte sayın Cumhurbaşkanımızı tercih etmeye devam ettiğimizi dolaylı olarak dile getirdik. Daha da önemlisi şartların tercihimizi sürdürmemizi gerektirmesidir.
İslami duyarlılıklarımıza ilişkin kaydımızı koyarak, muhalefete de ışık tutmak amacıyla tercih şartlarına değinelim.
1.) Sayın Cumhurbaşkanımızdan ayrılan veya onun tarafından dışlanan Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Ali Babacan , Ahmet Davudoğlu, Bülent Arınç gibi isimlerin ikisinin olsun bir araya gelebildiğine tanık olmadık. Demek ki hata yalnız Cumhurbaşkanımızda değil.
2.) Bizim eğitim, tarım ve ekonomiye ilişkin eleştiri getirdiğimiz hususlarda altılı masanın ve kamâlist-sol örgütlerin hiçbir duyarlılığı ve yeterli planları yok.
İBB’nin dolar bazında yüze 11 ile faizli kredi aldığına bakılırsa bunların dış güçlere boyun eğer olmaktan başka alternatifleri yoktur.
3.) İslam açısından bakıldığında eksikler çok da jakoben laikliğin demokratikleştirildiği bir gerçektir. Başta Milli savunma sanayiinde olmak üzere giderek güçlenen dış politikada sağlanan başarıların hiç birine insafla bakılmazken, bütün muhalif politikaların projelere değil Erdoğan karşıtlığına odaklanmasıdır.
4.) Bütün bu şartlar şöyle veya böyle yorumlanabilir ve iktidar ihtirasıyla açıklanabilirse de Batı’nı tavrına ne demeli?
Batıda belki halkların değil ama yönetimlerin Ülkemiz karşıtı olduğunda şüphesi olan bir tek Türkiye vatandaşı var mı?
Batı’nın karşıtı olduğu her bir kişi ve olgunun Ülkemiz yararına olduğundan şüphe edilebilir mi?
Şimdi soralım: Batı niye Erdoğan karşıtıdır. Niye ona bin bir çeşit saldırılar yapılır; kuklası yakılır, silahlara hedef gösterilir ve uluslararası dergilerde yerilerek kapak konusu edilir.
Son haberi ve resmi Hürriyetten aldık. Özetleyelim.
“The Economist ve Bloomberg’in ardından Alman Stern dergisi de Türkiye’de gerçekleşecek seçimle ilgili hazırladığı analizde skandal ifadeler kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan dergi ‘Kundakçı Erdoğan’ kapağı ile çıktı.”
Bu haberle birlikte edinebildiğimiz bilgilere göre, Batı basınında Ülkemizin zaten alınmadığı AB bir tarafa, Nato’dan da dışlanması seslendirilmeye başlandı.
Yıllar önce Papa’nın ülkemize gelişi sırasında bir İtalyan televizyonu görüşümüzü almak istediğinde şöyle demiştik:
Mirat Haber olarak dileğimiz Cumhurbaşkanımızın şahsında ülkemize duyulan nefretle bir karar alınabilse de AB ve NATO belasından kurtulsak.
Hulâsa eleştirilerimizden ötürü en yakın dostlarımız bize tavır koysa da önemli değil. Çünkü şartlar bizi birleşmeye ve Cumhurbaşkanımıza doğru yönlendiriyor.
Ali Rıza DEMİRCAN
ANAHTAR KELİMELER: ERDOĞAN BATI SEÇİM NATO