islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4954
EURO
36,2629
ALTIN
2.962,32
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

LAİKLİK ZİNCİRİNİ KIRAMAYAN JAKOBEN KAFA

LAİKLİK ZİNCİRİNİ KIRAMAYAN JAKOBEN KAFA
30 Ocak 2023 16:20
A+
A-

CHP, İYİ parti ve Barolar Birliği, Başörtüsüne Anayasal güvence getirilmesine, Laikliğe aykırı gerekçesiyle karşı çıkıyor.

CHP’nin Anayasa hukukçusu İbrahim Özden Kabaoğlu, Anayasaya koyulacak olan madede “Dini inancı sebebiyle” ifadesinin laiklik ilkesiyle bağdaşmayacağını öne sürerek; CHP’nin değişmediğini ve 25 Yıl önce ki 28 Şubat zihniyetini hala koruduğunu ortaya koydu.

CHP VE İYİ PARTİ KARŞI

İYİ parti ve CHP Başörtüsüne Anayasal güvence getirilmesine karşı çıkmaya devam ediyorlar.

CHP Milletvekili Bülent Tezcan, “Dini İnancı” şeklinde ki yaklaşımın yanlış olduğunu, Başını örtmenin ya da örtmemenin siyasetin malzemesi olmaması gerektiğini ve bu meselenin aslında pratikte çözüldüğünü ifade etti.

CHP ve İYİ partinin “Laikliğe karşı” bahanesiyle verdiği önerge komisyonda ret edilince, CHP ve İYİ parti milletvekilleri toplantıyı terk etti.

BAROLAR BİRLİĞİ DE KARŞI

Komisyona çeşitli sivil toplum kuruluşları da katıldı. Sivil toplum kuruluşlarına da söz verilen toplantıda, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan yardımcısı Sibel Suiçmez, “Düşünülen teklifin açıkça laiklik ilkesine de aykırı olduğunu düşünüyoruz çünkü hepimiz biliyoruz ki Anayasa’nın 2’nci maddesinde yer alan laiklik ilkesi din ve vicdan özgürlüğünün esas koruyucusudur. Dolayısıyla yapılan bu değişiklikle birlikte sadece dinî inançları nedeniyle başın örtülmesinin ele alınmasıyla dinî inanç yönüyle başın örtülmesi denilerek eşitsizliğe ve ayrımcılığa yol açacak düzenlemeler yapılması nedeniyle de ve özellikle dinî inanç şeklinde söylemle birlikte devletin dinî inançlara eşit şekilde uzak durulmasının önünün kapatılması nedeniyle de Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırılık oluşturulduğunu düşünüyoruz.” Diyerek, jakoben laik zihniyetlerini koruduklarını bir kez daha ispatlamış oldu.

HABER YORUM

Ülkemizi dışarıdan ithal edilen kanunlar ile yöneten ve bunu çağdaşlık olarak gören zihniyet, Laiklik ilkesini bahane göstererek “Başörtüsüne Anayasal güvence” çalışmalarını baltalamaya devam ediyor. Daha dün başörtüsü için bir buçuk metrelik bez parçası diyen siyasilerin, daha sonra belli halk tabakalarıyla helalleşmeye çıkması, halkımız tarafından ibret ve hayretle izlenmeye devam ediliyor. CHP’nin başörtüsüne Anayasal güvence teklifine karşı çıkması ise, Başörtülüler ile helalleşmeye çıkan Kılıçdaroğlu’nun samimiyetinin sorgulanmasına sebep oluyor.

Ülkemizde uygulanan Laiklik ilkesi, bilindiği gibi 28 Şubat post-modern darbesine yol açmış, bu konuda birçok başörtülü kızımız Üniversitelerden kovulmuş, Üniversite kapılarında coplanmış, gözaltına alınmış ve birçok eziyete maruz kalmıştı.

Tam da bu noktada CHP’nin içine düştüğü ikilem hala devam ediyor. 28 Şubat sürecinde yanlış yaptıklarını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, bir taraftan bu kesimle helalleşmeye çalışırken, diğer taraftan da bu konuda ki Anayasal güvence çalışmalarına karşı çıkarak, yaşadıkları çıkmazı dışa vuruyor.

Yani bu işin özeti şu ki, jakoben laik kafaya sahip olanlar, “Bu ülkede demokrasi var ama siz bezim müsaade ettiğimiz kadar dininizi yaşayabilirsiniz, bizim müsaade ettiğimiz kadar özgür olabilirsiniz” diyorlar.

Başını, dini sebeple ya da başka sebeplerle örten inşaların da aklına ister istemez şu soru takılıyor.

“Başörtüsüne Anayasal güvence getirmeye” karşı çıkmakla, İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakılmasına izin vermenin arasında ne fark var? Bu ikisi aynı şey değil mi?”

MİRAT HABER olarak bizler, artık laiklik bahane edilerek ülkemizin bu tartışmaları ve gerginliği yaşamasını istemiyoruz. Enerjimizi, ülkemizin gelişmesi ve medeni bir çizgiye ulaşması noktasında gayret sarf ederek harcamak istiyoruz.

Kimsenin sudan bahaneler ile  bu ülkeyi kısır bir döngüye sokmasını, kamplaştırmasını, insanlar arasında kin ve nefret duyguları oluşturacak söylem içine girmesini istemiyoruz.

Ülke  vatandaşı olarak bunu istemek de en doğal hakkımızdır!

Şaban DOĞAN

ETİKETLER: Manşet