islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4791
EURO
36,2113
ALTIN
2.961,67
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

HAYÂ KAVRAMI 

HAYÂ KAVRAMI 
27 Şubat 2023 10:05
A+
A-

 

 

GİRİŞ 

Yaratılış gereği insanda üstün bir güce inanma ve dar durumlarda o güce sığınma duygusu bulunmaktadır. İnsan psikolojisinde var olan bu tabii duyguya, din duygusu denmektedir. İnsanların fıtratı gereği, her inanç sisteminde kendine göre bazı ahlaki kural ve kaideleri bulunmaktadır. İlahi vahye dayanan inanç sistemlerinde ve özellikle İslam inancında da ahlak ilke ve prensipleri bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim’e dayanan güzel ahlakın özelliklerinden biri de, hiç şüphesiz “haya” duygusudur. Doğrudan doğruya insan psikolojisinden kaynaklanan bu duygu, sosyal hayatta önemli bir yere sahip bulunmaktadır. Bu yazımızda, “hayâ” duygusunu tanımlayacağız, ardından Kur’a ve sünnet açısından değerlendirmeye çalışacağız.

I – KAVRAM OLARAK HAY  

Diri, canı olma, ölümün zıttı “hayiye-yahya” fiilinden türemiş bir isim olan “hayâ” kelimesi, utanma, çekinme, vaz geçme ve benzeri anlamlara gelmektedir. Bu duruma göre “hay, insanı manen diri tutan ahlakının can damarı demektir. Terim olarak “hayaâ”, insan nefsinin yanlış, kötü ve çirkin kabul edilen davranışlardan rahatsızlık durması, yüzünün kızarması ve onları terk etmesi demektir. Ayrıca Arapçada kullanılan “âr” kelimesi de, bir bakıma “hayaâ” ile eş anlamlıdır. Güzel ahlak sahibi insanlar, kınanma endişesiyle bu türlü olumsuz davranışlarda bulunmaktan utanır, hayâ duyarlar.

II – KUR’AN VE SÜNNETTE HAY 

Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinde “hayâ” kelimesi geçmektedir. Örneğin aşağıdaki ayetlerde şu bilgilere yer verilmektedir:

وَلَمَّا تَوَجَّهَ تِلْقَاء مَدْيَنَ قَالَ عَسَى رَبِّي أَن يَهْدِيَنِي سَوَاءالسَّبِيلِ {22} وَلَمَّا وَرَدَ مَاء مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ أُمَّةً مِّنَ النَّاسِ يَسْقُونَ وَوَجَدَ مِن دُونِهِمُ امْرَأتَيْنِ تَذُودَانِقَالَ مَا خَطْبُكُمَا قَالَتَا لَا نَسْقِي حَتَّى يُصْدِرَ الرِّعَاء وَأَبُونَا شَيْخٌ كَبِيرٌ {23} فَسَقَى لَهُمَا ثُمَّ تَوَلَّى إِلَى الظِّلِّ فَقَالَرَبِّ إِنِّي لِمَا أَنزَلْتَ إِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقِيرٌ {24} فَجَاءتْهُ إِحْدَاهُمَا تَمْشِي عَلَى اسْتِحْيَاء قَالَتْ إِنَّ أَبِي يَدْعُوكَ لِيَجْزِيَكَأَجْرَ مَا سَقَيْتَ لَنَا فَلَمَّا جَاءهُ وَقَصَّ عَلَيْهِ الْقَصَصَ قَالَ لَا تَخَفْ نَجَوْتَ مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ

Musa Medyen tarafına yöneldiği zaman, ‘Rabbimin beni doğru doğru yola yönlendireceğini umuyorum demişti. Medyen suyuna vardığı zaman, bazı insanların orada hayvanlarını sulamakta olduklarını görmüştü. Onların ötesinde, hayvanlarını durdurmaya çalışan iki kadını fark etmiş ve onlara, Derdiniz nedir?’ diye sormuştu. Onlar da, ‘Babamız yaşlıdır. Biz, çobanlar hayvanlarını sulayıp çekilinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız’ demişlerdi. Bunun üzerine Masa onların hayvanlarını sulamış ve gölgeye çekilerek, ‘Allahım! Kesinlikle benim, bana indireceğin bir hayra ihtiyacım var’ demişti. Tam o sırada o iki kadınlardan biri hayâ ile/utana utana onun yanına varmış ve “’Babam, bizim için hayvanlarımızı sulamana karşılı ücret ödemek üzere seni yanı çağırıyor’ demişti. Musa onun yanına gelip başından geçenleri ona anlattığı zaman, ihtiyar ona, ‘Korkma! Sen, o zalim topluluktan kurtulmuş bulunuyorsun’ demişti.”[1]

Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de, bazen Hz. Muhammed (sav.) bazı insanların söz ve hareketlerinden kesıkıldığı halde, hayasından dolayı bunu onlara söylemekten çekindiği haber verilmektedir.[2] Hz. Muhammed (sa.) de çeşitli hadislerde “haya” mefhumunun önemini dile getirmiştir. Bu hadislerden bazılarımnın meali şöyledir:

“Her dinin bir ahlâkı vardır; İslâm’ın ahlâkı da hayâdır.”[3]

“Hayâ imandandır.”[4]

“Hayâ bütünüyle hayırdır.”[5]

“Hayâ sadece iyilik getirir.”[6]

Burada örnek olarak verdiğimiz ve benzeri ayetlerle hadisler, “hayâ” duygusunun Kur’an-ı Kerim’in hedeflediği güzel ahlakın ne kadar önemli bir duygusu olduğunu ortaya koymaktadır. Önemine binaen felsefeciler, tasavvufçular ve edebiyatçılar a “hayâ” kavramına yer vermiş ve üzerinde ehemmiyetle durmuşlardır.

SONUÇ 

İnsan olma onurunu elde eden, hakka inanan, ruhen Allah sevgisini edinen onurlu insanlar, daima güzel ahlak ile yaşarlar. B erdem ve edebe sahip olan kişiler, her zaman için sosyal hayatlarında beğenilmeyen olumuz davranışlarda bulunmaktan utanır, hayâ duyarlar. Bu güzel ahlakı elde eden onurlu kişiler, daima başkaları tarafından saygı görürler. Hem dünya hem de ahiret hayatında mutlu ve huzurlu yaşamak isteyen her kişinin, sosyal hayatta hayâ duygusu ile yaşamaları gerekmektedir.

Herkese selam, saygı v hürmetlerimi sunuyorum.

Anahtar Kelimeler: Hayâ karamı, ahlak, insan, Kur’an, sünnet.

Prof. Dr. Nurettin Turgay 

[1] el-Kasas 28/22-25.

[2] Bkz. el-Ahzâb 33/53.

[3] İbn Mâce, zühd, 17; el-Muvatta’, hüsnü’l-hulk, 9.

[4] Buhârî,iman, 16; edep, 77; Müslim, iman, 57-59.

[5] Müslim, iman, 61; İbn Hanbel, IV, 426, 427.

[6] Buhârî, edep, 77; Müslim imân, 60.

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.