İnsan; varlığı ve fıtratı gereği hata yapmaya, yanlış kararlar almaya meyyal bir varlıktır. Hayatın gereği olarak da birey, zaman zaman zor dönemlerden geçer ve yaşamın içinde kendine bir yer ararken oraya buraya savrulur durur.
Bizler, bu hayat yolunda kişisel problemlerimizin/sorunlarımızın olduğunu düşünebilir, kendimize sürekli yüklenip kusurlarımızı ön plana çıkarabiliriz. Bunun sonucunda kendimizi farkına bile varmadan problemlerle bütünleştirebiliriz.
Sık sık içsesimizden ya da çevremizdeki insanlardan şu minvalde cümleler duyarız:
“Ben depresif biriyim.”
“Çok mutsuz bir insanım”
“Başarısız bir öğrenciyim.”
Şöyle geriye çekilip hayatımıza ve kendimize baktığımızda kendimizle ilgili bunlar gibi onlarca problem buluruz. Bu problemlerle baş edemeyebiliriz. Baş edemedikçe onlar, tüm duygu dünyamızı etkisi altına alır. Bu sebeple kendimizi ve problemi bir görür, onlarla içselleşiriz. Artık problemin bizim benliğimizden ayrı olduğunu düşünmez; problemi benliğimizin bir parçası olarak görürüz. Bu da özsaygımızı zedeler, kendi benliğimizden uzaklaştırır, yaşam enerjimizi alır, geleceğe dair umutlarımızın ışığını söndürür. Böylece kendimize güvenemez ve kendimizle barışık olamaz hale geliriz. Hatta öyle ki yaşadığımız her şeyden kendimize bir suç payı reva görürüz.
Peki gerçekten bu benim problemim mi, ben problemli miyim?
Kendinizden ve kendiniz hakkındaki varsayımlardan uzaklaşın. Kendinizde hissettiğiniz problemlere karşı, problemleri kendinizden dışsallaştırarak sorular sorun. Örneğin;
“Bu depresyon beni ne zamandır etkiliyor?”
“Ne zamandır mutsuz olma duygusunu yaşıyorum “
“Bu başarısızlık hissi beni ne zamandan beri takip ediyor?”
Soruları kendimize böyle yöneltmeliyiz. Çünkü problemli olan biz değiliz. Problemler/sorunlar, bizden ayrı olarak mevcuttur. Dışarıdan gelen, kendi benliğimize mal ettiğimiz arazlardır. Problemin kendisi problemdir. Onlar, kültürün ve tarihin problemidir, bizim değil. İçselleştirmek yerine onları dışsallaştırmalıyız.
Bu sebeple, bu minvaldeki sorularınıza cevap arayın. Bu problemleri ne zamandan beri ruhunuzda yük olarak taşıyorsunuz, bir düşünün. Olumlu düşünün, olumlu yönlerinize odaklanın.
Sonrasında, çok klasik bir deyişle “kendinizi keşfedin”.
Kendinizi keşfettiğinizi sanabilirsiniz ya da keşfedilecek yönleriniz olmadığını düşünebilirsiniz. Oysa her geçen gün yeni biriyiz ve keşfedilmemiş onlarca kuytumuz var.
Onları keşfetmek için ilk adım olarak birkaç yazım metni konusu yazacağım, bunlar üzerine düşünün ve yazın. Yazdıkça, üzerine düşündükçe keşfe çıkacaksınız ruhunuzda. Ve bundan keyif almaya başlayacaksınız.
Bu başlıklar üzerine düşünüp yazarak problemin kendisi olmadığını keşfetmeye başla. Unutma! Sen, sadece senden oluşmuyorsun ve senin bilmediğin nice dokunuşlar var hayatında. Kendini ve çevreni incele. Olumlu düşünmekten kaçma. Kendini tanımaktan korkma. Problemlerle baş etmekte tek başına zorlanıyorsan bir uzmandan yardım al.
Çok değerlisin, sevgiyle kal.
Müberra KARACA
Kaynak
Shona Russel, Narrative Terapide Temel Uygulamalar, Kaknüs Yayınları
Anahtar Kelimeler
Problem, Sorun, Kendini Keşfet