Sözün özü Muhalefet hal-i pür melâlini değiştirmedikçe, Recep Tayyip Bey kardeşimi dostça eleştirmeye ama seçmeye devam edeceğim.
Bizde yazılar okunmadan başlıklarına bakılarak istenildiği gibi ahkâm kesilir. Çünkü İslâmî bilgimiz, bilincimiz ve ahlâkımız yetersizdir. Bir küçük paragraflık yorumda su-i zan, gıybet iftira gibi üç büyük haramı birden işleriz…
Kişisel ve Ailevî Menfaat İçin Kimseye Biat Etmedim
Ali Rıza Demircan olarak hayatım boyunca Erbakan hocamız ve Recep Tayyip beyefendi kardeşim dâhil hiçbir siyasiyi kusursuz olarak görüp yüceltmedim. Hiç kimseden şahsım ve ailem adına bir ricada bulunmadım. Hiçbir resmi kurumdan iş almadım. Kredi de kullanmadım. Devlet yöneticileri ve para babaları dâhil bütün insanları kendim gibi aciz ve Rabbimize muhtaç gördüm. Üstelik bir vakıf kurup kendi imkânlarıyla yaşatacak kadar da zenginim. Rabbime hamd olsun.
Kendisinin ve aile fertlerinin kaderini siyasilerin elinde gören kişileri inancı zayıf kimselerden gördüm. Görmekteyim.
Çocuklarıma da daima şu uyarıyı yaptım:
Bütün malların ve mevkilerin maliki Allah’tır. Siz atılımınızı yapın ve Allah’a dayanın. Yardım beklediğiniz insanlar sizden daha çok yardıma muhtaçtır.
Süleymaniye Camiinde ilk Cuma hutbesini okuduğum 1970 yılı başından beri İslâm Dîni’ni öğrenmeye ve kitlelere öğretmeye çalışmaktayım. Eserler kaleme aldım. Yüzlerce konferans verdim, radyo, televizyon konuşmaları yaptım. Defalarca yargılandım. Jakoben laik sistem beni yargıladı ama ben de sistemi eleştirmekten geri durmadım. Düzen değişmediği için de eleştirilerimi sürdürüyorum.
Allah İçin Eleştiriler Yaptık
Kurduğum vakfımız Ardev’de oluşturduğumuz Mirat Haber.com’da bir buçuk yılda yazar kadromuzla hükümetin eğitim ve ekonomi politikalarını eleştiren ciddi en az üç yüz makale yayınladık. Uygulanan borca dayalı para siyaseti ve faize dayalı ekonomi ile bir yere varılamayacağını dile getirdik. Yer yer Eğitim ve Kültür politikalarını eleştirdik. Tarımla, hayvancılıkla ve sanayi ile ilgili uyarılarda bulunduk. Bunu Rabbimizin rızasını kazanmak amacıyla Emir bi’l- Marûf görevimiz olarak ülkemiz ve insanımız için yaptık.
Ülkemizin Zaafı Muhalefet Partileri ve Kadrolarıdır
Ülkemizin zaafı iktidar ve muhalefet kurumları ve kadrolarının temel meselelerde inançlarımıza ve değerlerimize bağlı yerel çözüm üretemeyişlerdir. Üretemezler de. Çünkü İslâm’ı insan hayatını bütün yönleri ile kuşatıcı bir hayat düzeni olarak göremiyorlar.
Aklı ve bilme konu maddeleri yaratan Allah, yarattığı aklı ve duyu organlarını yeter görseydi İslâm Dîni’ni hayat düzeni olarak gönderir miydi?
Gelelim Son Yazımıza
Gelelim yalakaları isyan ettiren ve karşıtları da cümbüşleri içinde istismara yönelten son yazımıza.
“Sayın Cumhurbaşkanım Artık Kur’ânî Vasıfları Taşıyanlara Oy Vereceğim” başlıklı yazım aslında AK Parti’ye uyarı yazısıydı. Artık yalnızca hüsnü zanla ve “Sen seç ben onaylayıp oy vereyim” mantığıyla hareket edilemeyeceğini, bu durumun bizleri Rabbimiz katında sorumluluktan kurtaramayacağını beyan etmekti ve bir ölçüde de olsun Kur’ânî vasıflara sahip ümitlerimizi yeşertecek adayların seçilmesine katkı vermekti. Amacım İslâmî, aklî ve ilmî olana çağrı olan Emir bi’l-Marûf görevimi yapmaktı.
AK Parti’yi İslâmî Bir Yapı Olarak Görmedim
Ben hiç bir zaman AK Partiyi İslâmî bir yapı olarak görmedim. O da kendisini böyle takdim etmedi. Recep Tayyip Bey kardeşime ve AK Parti’ye insan haklarına saygıyı ve sosyal adaleti içeren İslâm’a bir diğer anlatımla milletimizin taleplerine yol açabileceklerine inandığım için oy verdim. Oy verdiğim için hiçbir zaman da pişman olmadım. Çünkü benim AK Parti’yi yetersiz bulduğum ve eleştirdiğim konularda muhalefetin hiçbir hayatiyet/varlık belirtisi yoktu. Dün yoktu bugün de yok.
AK Parti’den Müşteki Olmamız Muhalefeti Onaylamamızı Gerektirmez
Ak Parti bizim arzuladığımız ve beklediğimiz şekilde bir kültürel devrim yapamadı, hatta başlatamadı, doğru. Peki, muhalefet kadroları :
Ülkemizi sömürüden, insanımızı da fakirlikten kurtaracak borca dayalı para sistemine karşı çıkabildiler, faizsiz ve adil bir ekonomik düzen isteyebildiler mi? Hâlâ Merkez Bankası’nın ülke yönetiminden bağımsız ama küresel sömürü sistemine bağımlı olmasını çare olarak görenlerden ne bekleyebilirsiniz?
Evet, muhalefet kadroları daha aklî, daha ilmî ve İslâmî bir eğitim sistemini talep edebildiler mi?
Zinaya, eşcinselliğe ve medyasal yozlaşmaya kaşı çıkabildiler mi? Genelde insana, özelde kadına şiddete karşı suçun cinsine göre cezayı içeren İslâm’dan ilhamlı yasalar önerebildiler mi? Dünyayı sömüren batı medeniyetini ve ülkemiz baskıcı/dışlayıcı laikliğini sorgululayabildiler mi?
Biz muhalefetten ümitsiziz. Hiç değilse giderek sekülerleşen Ak Parti’yi kurtaralım, istiyoruz.
Kur’ânî Vasıflara Sahip Olanlara Oy Vereceğim
Hatadan dönme erdemi bir tarafa yazılarını/konuşmalarını tevil edenleri onursuz bulurum. Ama hakikat şudur: AK Parti’ye oy vermeyeceğim demedim. Kur’ânî vasıflara sahip insanlara oy vereceğim, dedim. Başta Ak Parti olmak üzere siyasî partilere uyarıda bulundum.
AK Parti’ye oy vermeyeyim, emriniz olur! O zaman getirin bana Kur’ânî vasıflara daha bir sahip adayları onlara oy vereyim. Ak parti kadrolarını eksik bulan ben, Kur’ân’ın söz ve mana olarak Allah’ın Kitabı olduğuna iman edip etmediklerinden şüphe duyduğum muhalefet kadrolarını mı tam göreceğim?
Sözün özü, muhalefet iflah olmaz hâl-i pür melâlini değiştirmedikçe, Recep Tayyip Bey kardeşimi dostça eleştirmeye ama seçmeye devam edeceğim. Çünkü ben Recep Tayyip Bey kardeşime inandığım kutsal ilkeler gerektirdiği için oy verdim ve vermeye devam edeceğim.
Ali Rıza DEMİRCAN
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Hocama katılıyorum. Ben de aynen Hocam gibi düşünüyorum.
Bütün partiler az yada çok Vebal içindedir. Bendeniz ihanetleştirme, Teröristleştirme, Ayrımlaştırma kısaca kardeşi kardeşe Aileyi kendi içinde toplumu ve Ümmeti kendi içinde birbirine Düşmanlaştıran hiç bir partiye oy verip de kendi Ahiretimi Ateşe atmayı düşünmüyorum. Fitne zamanlarında oturan koşandan yatan ayakta durandan daha evladır. O yüzden bu Faiz Düzeninin devam etmesi için ne İktidara ne İdeal Sistem ortaya koyamayan Muhalefete oy veremem. Kimsenin Dünyalığı, Debdebesi ve Keyfi için kendimi ateşe atamam. O yüzden hocamın kararını Vebal buluyor ve kimseye Ahiretin Ebedi Mücevheri hükmündeki oyumu ve namusumu emanet vermiyorum. Kimseye de oy moy yok kardeşim; Yeter artık!.Hiç birine Vermiyorum…
Gerçekten tutsaniz yakıyor uzaklassaniz kavuruyor misali. Cennet çok uzak cehennem çok yakın. Allah bizi bize bırakmasın. Akıl duruyor nasıl ne zaman kime niçin tüm sual ler muglak… hersey toz duman…
Tamamen sizin gibi düşünüyorum,her cümleye imza atarım.Allah’ım Reisimizi muhafaza etsin ve onu sıratı mustakimden ayırttırmasın ve etrafındaki yiyici,münafık tayfadan onu korusun kollasın,Müslüman türk ve kürt milletine akıl ve feraset yüksek iman nasib eylesin