islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4838
EURO
36,2362
ALTIN
2.960,88
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Medeniyetimizi Bilmemek Depremi!

Medeniyetimizi Bilmemek Depremi!
8 Mart 2023 13:30
A+
A-

Mirat Haber’imizde de mimari ile ilgili makalelerini yayınladığımız yüksek mimar Çelik Erengezgin beyefendinin deprem sonrasına da ışık tutacak yazılarını incelerken Türkiye’ de yapılan uluslararası bir ilmi toplantıda kendilerini öven yabancılara ders veren ifadelerine tanık olduk.

Gerçekten bir milletin kendi medeniyetini tanımamasının 06 Şubat depreminden daha yıkıcı olduğunu anlayabildik.

Çelik Erengezgin beyefendinin ilgili ifadelerinin sunuyoruz:

“Sıra bana gelince de, bir sunum yapmak için izin istedim kendilerinden. Simültane tercüme olduğu için Türkçe anlatıyordum elbette.. Önce şunları hatırlattım yabancı izleyicilere.

Versay sarayında bile hala tuvalet olmadığından başladım söze. Avrupa menşeli dantelli şemsiyelerin her mevsim kullanılmasının sebebinin, şıklık icabı olarak değil, pisliklerin pencerelerden sokağa fırlatılması sırasında, hanımların başından aşağıya geçmemesi için, yüksek ince topuklu ayakkabılarının da aynı şekilde yollara saçılan pisliklerin arasından bulaşmadan geçebilmek için icat olunduğunu anlattım kendilerine.

“E ne olmuş yani ?” diye suratıma bakarlarken de, 400 yıl önce yaptığımız Edirne Şifahanesinin iç mekan fotoğraflarını göstermeye başladım. Yüzyıllar boyu bütün binalarımızda ve saraylarımızda tuvalet ve hamam bulunduğunu söyleyerek, bu şifahaneyi çevreleye her yarım kubbeli girintili hacimde de, farklı bir hastalığın tedavi edildiğini anlattım kendilerine..

O yüzden lütfen, bizlere MEDENİYET DERSİ vermek iddianızdan vazgeçiniz ve bir an önce tarihinizle yüzleşiniz tavsiyesinde bulundum..

İnanıyorum ki bu yaşananlar; “biz kendimize, tarih boyunca yettik, hala yetebiliriz” güvenini pekiştirecektir yüreklerde.”

 

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.