Bugün Suriye hükümetinin kontrolündeki topraklarda üretilen akar yakıt miktarı, ülkenin günde 50 bin varile ihtiyaç duyduğu bir dönemde 18 bin varili geçmiyor ve bu da hükümeti, petrol ve akar yakıt ithal etmek veya getirmek için alternatif yollar aramaya zorluyor.
2013’te Suriye topraklarındaki çatışmaların şiddetlenmesi ve Fırat’ın doğusunda petrol yatakları açısından zengin bölgelerin Washington’un desteğiyle Kürt güçlerinin kontrolüne geçmesiyle devletin petrol gelirlerinin yüzde 90’ı buradan çıktı. Fırat Nehri’nin batısındaki kırsal kesimde sadece birkaç saha hükümet kontrolü altında kaldı.
Bu kriz o zamandan beri kademeli olarak arttı ve 2019’da ABD tarafından Şam hükümetiyle çoğu ilişkiyi yasaklayan ve suç sayan yeni yaptırımları uygulamasıyla şiddetlendi.
2020’de Corona pandemisinin başlaması, ardından 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve nihayet yıkıcı depremin gelmesiyle durum daha da kötüleşti, ülkede kalan benzin istasyonlarını, elektrik şebekelerini ve harap olmuş altyapıyı yok etti.
Petrol türevlerinin kaybı esas olarak elektrik sektörünü etkiledi, çünkü Suriye’deki güç trafoları her ikisi de yalnızca sınırlı miktarlarda bulunan gaz veya yakıtla çalışıyor ve hükümeti sert bir karne sistemi uygulamaya, bazen 20 saate varan kesintiler uygulamaya zorluyor. Çoğu zaman günde sadece iki saat elektrik bağlantısı sağlanabiliyor.
Halk çoğu zaman soğukla mücadele ediyor. Klimaları çalıştırmak için elektrik, sobalara koymak için mazot yok.
Daha şanslı ve mali açıdan güçlü evlerde, aydınlatma için mumlar, eski fenerler kullanılıyor. Odun ateşinde yemek pişirme gibi geleneksel pişirme yöntemlerine başvuruluyor.
Halihazırda devlet kontrolünde olan petrol sahaları, gerçek ihtiyacın %10’undan fazlasını karşılamıyor. Ülke yakıt temini konusunda büyük ölçüde Rusya, Cezayir, Irak ve Şam’a dost bazı ülkelerden gelen sınırlı yardıma güveniyor, ancak bu yardımlar da yeterli olmuyor.
Çeviri: Tuğba Hamarat
Kaynak: www.asharq.com