Kaos, kozmos öncesi dönem olarak değerlendirilir. Fakat bu yaklaşım eksik bir bakışı içerir. Kaos, kozmos ile birlikte de varlığını sürdürmektedir. Çoğul varlık karakterleri, kendi iç düzleminde bir kozmosu işaret etse de belirli bir kaotik zemini de içermektedirler…
Meseleyi doğru anlama adına, ikili yapıyı; kozmos ve kaosu aynı düzlemde birlikte anlamaya çalışmakla ilişkili bir yaklaşım şarttır. Kozmos; her şeyi kapsayan ve içine alan bir kavramsallaştırma olarak düşündüğümüzde, kaotik olan ise bu kozmosun çalışma biçimini ve insan ile evren arasındaki ilişki kadar ulûhiyetin evren ve insan ile ilişkisini de kapsayan derin bir bakışı işaret eder.
Kaos kavramının sözlük anlamı: Evrenin düzene girmeden önce içinde bulunduğu, biçimden ve düzenden yoksun, uyumsuz ve karmakarışık olan durum… Bir Terim olarak ise: Yapısal olarak bir fizik teorisi ya da matematiksel bir tümevarım değil, fiziksel bir gerçeklik parçalarının bir bütün olarak eğilimini açıklamaya yarayan bir yöntemdir. Var oluşun iç insicamını da belirleyen temel bir kavram ile karşı karşıyayız… Bu aynı zamanda imtihan olgusunun temel işlevselliğine de bir göndermedir.
Yaratıcı kaosu doğru anlamak ile ulûhiyet arasında doğru bir orantı var. Rububiyet üzerinden kurulmuş hayatın dinamik yapısı ve değişkenliğinin irade üzerinden ilahi olanın dışında insan iradesine de bağlanması, yaratıcı kaosu doğru anlamada anahtar rol oynar. Bu insanı yüceltmek değil, insana yüklenilen anlamın yüceliğini kavramakla ilişkili bir durumu anlamaya matuf olarak yorumlanmalıdır. Yaratılış anbean varlığını idame ederken ulûhiyetin belirleyici bir boyut olarak varlığını dikkate almadan kaotik zemini doğru anlamak mümkün görünmemektedir. İnsan iradesi ile ilahi irade arasındaki mutabakat, ilahi iradenin dışında gerçekleşen bir şey değil, bilakis, insani iradenin sorumluluk alanını belirleyen ve temellendiren bir yaklaşımı içerir.
Ortada ciddi bir kaotik durum olduğu tartışılmaz, ama tartışılmayan bir şey daha var: düzen… Düzen, kaotik zeminin kendisinde de bulunan bir olgu olarak önümüzde duruyor. Hem kaotik olanın ve hem de düzenin iç içe varlığı ise ilahi meşietin hem estetik boyutunu ve hem de gücünü, kudretini göstermesi bağlamında önemlidir. Bu önem tabii ki insan zihninin performansı açısındandır. Düzen kendi içinde kaotik olanı taşıyarak iradeye açık bir pozisyonu muhafaza eder. Son sözün ilahi iradeye ait olması, insani iradenin varlığının sorumluluğunu ortadan kaldıran şey değil, bilakis, insani sorumluluğu belirginleştirerek, insanı aşan bir boyutun varlığını ve ilahi olanın yüceliği ile kudretini de izhar eder. İlahi Kudret olmadan her hangi bir şeyin gerçekleşme imkânı ve imtiyazı yoktur. O yüzden gerçekleşen her şeyde ilahi irade vardır. Bu O’nun yegâne güç ve kudret oluşu ile ilgili bir durumu işaret. Yoksa insani iradeyi yok eden bir olguyu göstermez… İrade sorumluluğu inşa eden bir olgusal durumdur. İmtihan ise iradeyi bağımsız bir alan olarak yapılandırır.
Yaratıcı kaos, aynı zamanda imkansızlıkları imkan alanına taşıyan, olmazları, olduran ve en bitik zeminde yeni bir dirilişin oluşuna zemin oluşturan bir özelliktir. Bu yüzden hiçbir şeyin bitmediği bir zemin ve zaman üzerinden hareket eden kabiliyet, sınırları zorlayarak yeni şeylere kapı aralar. Bu zemin, insani iradenin varlığa müdahil oluşu kadar onu sorumlu kılan yapısı ile insana bir mazeret üretme imkânını bırakmaz! İnsan, kendi iradi zemini üzerinden kurguladığı bir yaşamı inşa etmeyi başarabilir. İmtihan gereği karşılaştığı zorluklar ile kendi yapıp ettikleri arasındaki korelâsyonu doğru bir zeminde kurduğu zaman onu aşacak bir zemini de kendisinde verili olarak bulacaktır. Yaşam dediğimiz hikâyede bütün bunları rahatlıkla gözlemlemeye ve yaşamaya devam ediyoruz. Her ilahi müdahale bir kaotik zemini işaret eder. Bu noktada sorumluluğun varlığı ve yokluğu insanın gücünün yettiği ve gücünü aşan durumlar üzerinden tanımlanmalıdır.
Yaratıcı kaos ancak seçilmiş resullerin yaptıklarını izah edebilir. Mucize açısından; yokluğa ramak kalan şeyleri bir anda ters yüz edebilecek olaylar örgüsü ile olgular zinciri kadar zaman ve mekâna da kaynaklık edebilir. Ya da tarihin akışını değiştiren Resuller, filozoflar, kahramanlar, âlimler, mürşitler, sufiler vesaire, her şeyin bittiği bir zamanda yeni başlangıçlara imkân oluşturabiliyorlar.
Yaratıcı kaosun öznel bir zemin üzerinde nesnel bir yapıyı inşa etmenin mümkünlüğünü göstermesi de ayrıca dikkate şayandır. Tikel bir durumu genel bir duruma taşıyarak tarihin akışını değiştirme olgusu yaratıcı kaos üzerinden doğru okumaya vesile olur. Bu yüzden hayatın yaşam üzerindeki tahakkümünü doğru okumakta fayda vardır. Çünkü hayatın ve yaşamın üzerine bina edildiği zeminler, yasalar, etkileşimler farklıdır. Bu temel gerçeği yalın bir şekilde anlamak, meselenin derinliğini kavramakla eş değerdir.
Uluhiyetin ve Rububiyetin varlığı ile kaos ve kozmosun inşasındaki konumu üzerinde daha derinlikli düşünmeler gerçekleştirmek çok önemli. Bu konuda irfan geleneği derin bir teemmüller yapmaya çalışmıştır. Felsefi bakışın dışında, irfani bakışın kozmos ve kaos üzerine söylediklerini yeniden düşünmeye yönelmek ve bugünü anlamlandırmak çok önemlidir. Kelam ve Kozmolojiye yeni bir bakış geliştirmek çok gerekli. Vahyin temel ilkeleri bağlamında yeni bir bakışı ortaya konulmuş temel bilgiler ışığında yeniden düşünmekte de yarar var…
Abdulaziz Tantik