BBC, Türkiye’ye gelen İngiliz ekibin depremin yıkımına dair ulaştıkları sonucu yazdı. Depremin büyüklüğüne dikkat çekilen yazıda şu ifade dikkatleri çekti:
‘Bazı bölgelerde yer hareketi o kadar büyüktü ki binaların dayanma gücünü aştı’
Yorumumuz
Depreme akıl yanı sıra Kur’ân vahyinin penceresinden bakamadığımız için depremin kabuğunda yoğunlaşıp durduk, iç hakikatine nüfuz edemedik.
Mesela rüzgarlar ve hortumlar gibi fay hatları hareketi olan depremler de da Allah’ın varlıklarına kodladığı bilgilere göre hareket ederler.
Yeryüzünün muhtaç olduğu deprem doğal doğrultasında oluşurken Kıyamet’in habercisidir.
Allah’ın iradesi zaman, mekân ve şiddet yönünde görevlendirici olduğunda depremler Allah’ı ve yasalarını unutanlara Uyarıcı olurlar.
Depremler insanlara günahları olmaksızın Kulluk denemesi olarak da gelirler. Ama en mühimi zalimleşen kâfirlere Ceza olarak gelmesidir.
Ceza depremi olarak geldiğinde ise binaların dayanma gücünü aşacak şekilde gelir ve o zaman da yıkar geçer.
Oluşumu ve etkileri göstermektedir ki 06 Şubat depremi Kıyamet’i hatırlatıcı olduğu gibi Uyarıcı, Kulluk denemesi gereği ve Ceza olarak de gelmiştir.
Ceza depremleri müminleri de kuşatabilir ama onlar için şehidlik ve Cennet’e yol olur.
Hulasa ‘Bazı bölgelerde yer hareketi o kadar büyüktü ki binaların dayanma gücünü aştı’ şeklindeki haber doğrudur. Deprem böylesi geldiğinde ise zemin uygun ve binalar az katlı ve sağlam olsa da yıkıcı olur. Çünkü ceza olarak gelmiştir.
Ceza depremleri ancak insanların yürekten imanları, hukuki ve sosyal adaletleri ve tövbeleri ile önlenebilir.