islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4847
EURO
36,2367
ALTIN
2.960,31
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

ÇOCUK GÖZÜNDE CAMİ

ÇOCUK GÖZÜNDE CAMİ
22 Mart 2023 09:00
A+
A-

 

Din ve ahlaki değerler gibi soyut kavramlı öğretiler öğretilirken çocuğun dünyası çok fazla somut örneğe ihtiyaç duyar. Çünkü çocuklar 6 yaşından önce soyut kavramları tam olarak kavrayamazlar. Beni ne kadar seviyorsun denildiğinde sevgilerini kolları ile ölçerek göstermeleri ya da dağlar kadar, denizler kadar diyerek somut kavramlar ile örneklendirmeleri bundandır.

Bu yüzden soyut olan din kavramı çocuk dünyasında mutlaka somut bir örnek arayacaktır. Ve bu somut örneklerden bir kısmı da camilerimiz ve cemaatleridir. Yani çocuğun gözünde cami, yalnızca Müslümanların ibadet ettiği yapı değil dinin sembolüdür. Camide gördükleri, duydukları, hissettikleri Onun dini anlamasını ve içselleştirmesini sağlayacaktır. Bunun için ebeveynlerin “çocuk nasılsa namaz kılmıyor, canı sıkılıyor, evde oyun oynasın ben namazımı rahatça kılayım” şeklinde düşüncesi aksine çocuğun manevi eğitimde camilere getirilmesi, ibadetleri yapmasa bile o havayı soluması, kendisini oraya ait hissedebilmesi için önemlidir. Ramazana girdiğimiz şu günler ise çocuklarımıza cami alışkanlığı kazandırmak için çok güzel fırsatlardır. Çocuğun, insanların birlikte namaz kılmak için camiye gelmiş olduklarını görmesi, ebeveynini namaz kılarken izlemesi, tüm cemaatle birlikte Onun da duaya el açması manevi duygularını güçlendirecektir. Birçok alışkanlık gibi camiyle tanışma, camiye gitme alışkanlığı da küçük yaşlarda kazanılacak bir alışkanlık olduğu için Peygamber efendimiz de çocukların camilere getirilmesi tavsiye etmiş ve mescide (camiye) götürülmelerine özel bir önem vermiştir.

Bu açıdan çocukları camiye götürmek ebeveynin görevidir ancak din bireysel olduğu kadar toplumsal bir değer de olduğu için dini öğretilerde yalnızca ebeveynlere değil tüm topluma görevler düşer. Bu görevlerden biride çocuklara anlayışlı cami cemaati olmaktır. Dini ve Müslümanlığı cami ve camilerde gördükleri ile tanımlamaya çalışan çocuk için nasıl bir Müslüman rol modeli çizdiğimiz oldukça önemlidir. Camide biraz gürültü yaptığı için büyüğü tarafından azarlanan çocuk bunu “bu yetişkin anlayışsız biri” şeklinde değil “camideki insanlar sinirli” şeklinde yorumlayacaktır. Bu yüzden Cami cemaati ya da dini temsil eden insanların hataları yüzünden çocukların camiden ve dinden soğuyabileceklerini bilinmelidir.

Çocuksuz cemaatin çocuklara sevgi ve anlayış göstermesi, çocukların ebeveynlerinin de çocukları camiye getirirken bazı hazırlıklarda bulunmuş olması gereklidir. Çocuklara caminin ibadet yeri olduğu, insanların fazla sesten rahatsız olacakları belirtilmeli, namazın bir bölümüne katılmalarına teşvik edilmeli yorulma durumunda yanlarında getirdikleri bir oyuncakla fazla ses yapmadan oynayabilecekleri anlatılmalıdır. Mümkünse teravih gibi uzun süreli namazlar öncesi çocuğun cami bahçesinde koşup oynamasına ve böylelikle enerjisini boşaltmış olmasına fırsat verilmelidir.

Peygamber Efendimiz(s.a.v)den bir örnek;

Bazen Hz. Peygamber (s.a.s.) secdeye gidince torunları Hz. Hasan ve Hüseyin gelip Efendimizin sırtına binerlerdi. Hz. Peygamber secdeden kalkarken onları yumuşak bir şekilde alıp yere koyardı. Secdeye gidince onlar yine sırtına binerlerdi, bu durum namaz bitene kadar devam ederdi.

Şeyma Demircan NAMAZCI

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar