Kişiye Göre Öğüt
Sevgili kardeşlerim görülüyor ki insanların bir kısmı geliyor İman’dan ve İslâm’dan soruyordu. Aldıkları cevap da ana hatları ile aynıydı.
Fakat bizim asıl dikkatleri çekmek istediğimiz nokta farklıdır. İnsanlar Peygamberimize sık sık geliyordu. Bazıları “ Ey Allah’ın Peygamberi bana bir öğüt ver” diyordu. Bir kısmı da “ Ey Allah’ın Peygamberi bana, beni Cehennem’den uzaklaştıracak ve beni Cennet’e yakınlaştıracak işler öğret” ricasında bulunuyordu. Peygamberimiz Efendimiz bu gibi gelen kişilerin her birine, durumlarının gerektiği şekilde ayrı bir öğüt veriyordu. Böylece onlara ana İslâmî görevlerin dışında yapabilecekleri işleri öğretiyordu. İşte size bir örnek:
3.) Abdullah b. Amr’ın anlatımına göre bir sahâbi gelir şöylece ricada bulunur:
Ya Resulellah, İslami çizgide yapılacak en hayırlı ameller hangileridir?
Peygamberimiz ona şöyle buyurur:
“Yemek yedirip yoksula arka çıkmak, tanıdığın ve tanımadığın kişilere selam vermektir.” (Buhari İman 20)
İnsanlar arasında örneğin ilim ve düşünce adamları, sanat adamları sayılıdır. Diğerleri ise birbirlerinin benzerleri olup yaşamları doğal ve kavrayışları basittir, ama onlar birkaç doğruyu içselleştirip uygulayabildiklerinde doğru bir çizgiye gelmiş olurlar. Konumuza dönersek, Allahu âlem Peygamberimiz bu zatın maddi durumu iyi, ama ilişki kurma yeteneğini yetersiz gördüğü için olacak ona yemek yedirip yoksula arka çıkmasını yani sosyal adaletçi olmasını öğütlüyor. Çünkü tüm inşanlar ve canlıların gereksinimleri karşılanması anlamına sosyal adaletçi olmak Müslüman olmanın gereğidir. Tanıdığı ve tanımadığı kişilere selam vermesini böylece çevresiyle güzel ilişkiler kurmasını da öneriyor.
Sevgili kardeşlerim, basit gibi görülüyor değil mi? Örneğin selamı ele alalım. İslâmi bilincimizin zayıflığı ölçüsünde bu selam nimetinden yoksun kaldık. Yani barışçılığımızı da yitirdik. Oysaki İslâm’ın şiarıdır selam, Müslüman selam vermeden oturmamalı, selam vermeden konuşmamalıdır. Çünkü Selam barış mesajıdır, selam veren kişi selam verdiği kişiye aslında şöyle demiş olur:
Kardeşim ben bir barış adamıyım sana barış getirdim, Rabbimin koruması senin ve benim üzerime olsun.
Selamın anlamı ana hatlarıyla budur. Selam verilecek kişinin tanıdık olması da gerekmez. Mümin kişiye İslâm’ın şiarı/nişanı olan ve Allah’ın Selam ismini içeren selamünaleyküm şeklinde selam verilir.
İslâmî çizgisi olup olmadığını ayırt edemeyeceğimiz kişilere de anladıkları dilde günaydın veya iyi günler ya da merhaba denebilir. Maksat güven vermek, barış insanı olduğumuzu bildirmektir. Çünkü şanı yüce olan Allah “ Ey İman edenler Topluca barış insanı olun,” ve ”Selamlaştığınız zaman verilen selama daha güzeli veya aynısı karşılık verin. “ buyuruyor. ( Bakara2/ 208; Nisa 4/86)
Özetlersek yedirmek ve selam vermek biz Müslümanlar için Cennete götürücü ibadetlerimiz/erdemlerimizdir.