Bismillah…
Kılıçdaroğlu’nun “Aleviyim” açıklamasını yaptığı günlerde seccade konusu da gündeme gelince, mesele seccade değil Secde’dir anlamına “Namaz Yoksa Aleviye de Sünniye de Oy Yok” başlıklı bir makale yazdım.
Mirat Haberde yayımlanan yazımı, Milat gazetesi yöneticileri başlığa çıkararak yayınlayınca daha bir ilgi çekti.
Makalemiz, TELE 1 televizyonunda dakikalarca yerildi; yeren de Özdemir İnce denilen ateist. Bu programdan haberim olmadı. Bulamadığım için hâla daha izleyebilmiş değilim.
Yaratılışın izlerini bütünüyle silmek mümkün olmadığı için istisnaları varsa da materyalist ve de KAMÂLİST Sol’un kısm-ı azamında (büyük çoğunluğunda) basın etiği yoktur. Bilgili ve yürekli bir ilahiyatçıyı programa çıkaracak ve dinleyecek kadar inanca tahammül erdemleri de yoktur. Üstelik üzerlerindeki mahalle baskıları da pek çoktur.
Beni programa çağırsalardı hiç tereddüt etmez giderdim. Çünkü benim derdim inandığım değerleri her yere taşımaktır.
İlahiyatçı Dostumun Yermesi
Konuyu yeniden ele almamın asıl sebebine gelince…
Değer verdiğim seviyeli bir ilahiyatçı dostuma uğramıştım. Bana, sözünü ettiğim programı hatırlattı ve dinlediğini açıkladı. Yazım, karşı mahallede, namazlı olduğu için ERDOĞAN’ı çağrıştırdığından günahkâr ve suçluymuşum gibi beni ciddi ciddi eleştirdi. Üstelik yazımı okumadığını da söyleyerek.
Bilgimizi değilse de bilincimizi ve amacımızı böylesine yitirişimize son derece üzüldüm.
Yazımla iftihar ediyorum. Merak edenler okuyabilirler.
https://www.mirathaber.com/namaz-kilmayan-aleviye-de-sunniye-de-oy-yok/
Birbirimizi Kandırmayalım
Birbirimizi kandırmayalım. Biz, Ülkemiz Müslümanları, İslam’ı insan hayatından dışlayan zalim bir yaşamın içindeyiz. Eğitimde, ekonomide, hukukta ve güzel sanatlarda… İslam yok. Kişisel gayretler dışında mezunu olduğum İlahiyatlarda bile yok. Medreselerimizde de Kur’ân ve Sünnet İslam’ı değil, hayattan kopuk geleneksel fıkıh egemen. İslâm’a talep de yok.
Böylesi bir düzende ve şartlarda hayatın, insanlık düzeni olan İslam’ın ve Müslümanların aleyhine gelişmesi kaçınılmaz.
Müslüman siyasilerimizin İslam’a imanın doğal amacı olması gereken bu laik düzeni Hak’ka yönlendirme amacı yok. Mevcut şartlar içinde olması da mümkün değil. Üstelik böyle bir amaçla kadro da yetiştirilmemiş. Mezunları milyonu çok aşmış İmama Hatip neslinde kemiyet var, ama arzulanan keyfiyet yok.
Namazı Olmayanlar İslam’ı ve Müslümanları Nasıl Hatırlayacaklar?
Eğer seçtiğimiz insanların namazları da yoksa, onlar seküler bir toplum içinde yaşarlarken İslamî ilkelere yönelme ve yönlendirme gereğini nasıl duyacaklar?
Anılan makalemizde sanılmasın ki yalnızca namaz üzerinde duruldu. Tövbe suresinin 71. âyetinin anlamı aktarılarak yapılan kısacık açıklamada çok çok önemli diğer şartlar yanısıra namaza da değinildi. Hatırlatalım:
“Mümin erkekler ve kadınlar birbirlerinin Evliya’sıdır: Onlar birbirlerini temsil edebilir ve birbirleri adına hukuken tasarrufta bulunabilir.
Onlar ,islam’ı, aklî ve ilmî olanı içine alan Maruf’u emredip gerçekleştirmeye çalışırlar, Maruf’un zıddı olan Münker’den de sakındırırlar.
Namazı birliktelik içinde kılar ve zekâtı verirler.
Hayatı düzenleyici emirleri ve yasaklarında Allah’a ve Elçisine; Muhammed’e itâat ederler.
Onlar Allah’ın kendilerini merhametiyle kuşatacağı ve Cennetiyle mükâfatlandıracağı insanlardır. Hiç şüphesiz Allah, karşı koyulamayacak güç sahibidir ve neylerse güzel eyleyendir.”
Mezkür ayetten anlaşılacağı gibi Rabbimiz, mümin erkekler ve kadınların birbirlerinin velisi olduğunu ve ancak onlarını birbirlerini temsil ve tevkil edebileceklerini açıklarken onların bir vasfının da namaz kılmak olduğunu beyan etmektedir.
Yalnızca namaz elbette yeter değildir, ama namaz, İslam Toplumu’nun güvenilir bir üyesi olabilmenin de olmazsa olmazıdır. (Tevbe 9//5, 11)
Bunun için makalemizde bizi namazsız insanları seçme durumunda bırakan seçici dostlarımızın vebaline de işaret edilmiştir.
Aslında Doğrudan ERDOĞAN’ı da İşaret Etmedim
Aslında yazımda namazlı olduğunu bildiğimiz Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı doğrudan işaret etmiş değilim. Ama böyle anlaşılması da doğaldır. Karşı mahallede Erdoğan’ın çağrıştırılmasından rahatsızlık duyulacak ne var? Varsın öyle anlasınlar. Onların da iman edip namaz kılmalarına engel mi var?
Anlayabilmiş değilim. Müslümanca yaşayabilmenin ana enerjisini sağlayacak ve imandan sonra en büyük ahiret yatırımımızı oluşturacak olan namaz önemsiz olabilir mi?
Gerçi İslam’ı önemsizleştirdik, namaz mı kaldı ya.
Namazla birlikte her hangi bir alanda ihtisas da, yabancı dil de gerekli ama namaz yoksa olanların da bir anlamı yoktur. Çünkü namaz bir işi yerli yerinde yapmak olan ADALET’in de ta kendisidir.
İslam’sız bir düzende namaz bile kılmayan ve tesettürü dahi olmayan politikacılarla temsil edilmek bizim kabulümüz olamaz.
Özdemir İnce sağlam kâfir de, biz niye sağlam Müslümanlar değiliz.
Yazımızı Halîfe-yi Müslimîn olan Hz. Ömer’in devlet görevlilerine gönderdiği genelgeden bir pasajla özetleyelim:
Oldu olacak, nasıl anlaşılırsa anlaşılsın, ilk makalemizde ki sorumuzu yineleyelim: