TV5 kanalında çok başarılı programlara imza atan Hamza Yardımcıoğlu’nun bu haftaki konuğu Abdurrahman Dilipak’tı. Kendisi evlerin kimya laboratuarına dönüştüğünü söyledi. Bu meseleyi biz de uzun zamandır gündeme getirmek istiyorduk.
Doktorlar, astım gibi hastalıklara deterjanın birebir tetikleyici olarak etki ettiğini söylemektedir. Deterjanın kimyasal oluşu, bir çok hastalığa da sebebiyet vermektedir. Daha önceden internette çeşitli yayın yapan kimseler çamaşır sularında ve diğer kimyasal maddelerde tahriş edicilikten öte zarar verici bir takım kimyasalların olduğunu dile getirmişti. Bilimadamları bazı maddelerin gerçekten de tahrip gücü yüksek olduğunu doğruluyor.
Kimyasal maddelerin çocukların ulaşamadığı yerlerde olması nasıl bir gereklilik ise bunca maddenin hayatımıza sokulması da bir o kadar tehlikelidir ve hayatımızdan uzaklaştırılması gerekliliktir. Artık bir de artırılmış güce sahip temizleyiciler mevcut ki bunlar doğrudan solunduğunda dahi burnu yakmakta ve ciğerlere zarar vermektedir.
Anadolu’da deterjan mağduru olan bir çok aile mevcuttur. Bazı çocukların ulaştığı ve yanlış kullandığı deterjanlar tarafından zehirlendiği bilinmektedir. Bu meseleyi daha geniş çapta ele almak zaruridir. Sahi biz ne ara bu kadar deterjan düşkünü olduk?
Sanayi Devrimi ve kapitalizm, insanların algılarına devamlı format atmakta ve onları alışverişe yönlendirmektedir. Yakınımız olan bir çok kimsede gördüğümüz üzere, kişinin maaşını alır almaz temizlik reyonunu yağmalar gibi dolaşıp alışveriş yapması bunun bir göstergesidir. Temizlik önemlidir ancak abartılmış hijyen tutkusu yapaydır. Firmaların gündüz kuşağını ele geçirerek ve belli teknikleri kullanarak hazırladıkları reklamlarıyla insanımızı alışveriş telkiniyle kandırması bir nevi propagandadır. Bu durum hayatın doğal akışına aykırıdır ve daha sıkı denetimlerle daha doğal çözümler aranmalıdır.