Bu sabah mutluyum-üzgünüm, karmaşık duygular içindeyim.
Her sabah gibi bu 18 Mayıs 2023 sabahında da 4.5 da kulluk bilinci içinde kalktım. Rabbimi anar ve ona secdeye varırken sabah ezanı okunmaya başladı:
Boğazın suları ile birlikte akan ezan sesleriyle dünya yeniden kurulurken Allah’ın varlığı, yaratıcılığı, yaşatıcılığı, rızıklandırıcılığı ve yasa koyuculuğu yeniden ilan edildi.
Onun verdiğini engelleyecek, engellediğini verecek ve onun hükme bağladığını bozacak hiçbir güç olmadığı taze bir başlangıç olarak açıklandı.
Hz. Muhammed’in Allah’ın seçtiği kulu ve elçisi yani insanlığın hayat önderi olduğu kaç milyonuncu defa duyuruldu.
Mutadım olduğu üzere sabah namazına Emirgan camiine gittim.
CEMAAT KADROMUZ BELLİ
Her sabah cemaat kadromuz belli. Üç kapıcı, iki-üç emekli ve bir de ben. Arada bir, bir iki genç gelir. Çok arada bir iş adamı, yüksek düzeyli memur, çevre ilçelerden Anadolu’dan ziyaretçi geldiği de olur.
9800 kişilik Emirgan’da kemiyetimiz de, keyfiyetimiz de bu. Durumumuzu, Ülkemiz geneline teşmil edebiliriz.
Yasîn ve Fecir surelerinden okunan ayetlerle sabah namazını kıldık. Her sabah okunduğu gibi bu sabah da Haşr suresinin son dört ayeti okundu. Surenin 21. ayeti bu sabah yüreğimde bir başka yankılandı:
“Eğer Biz bu Kur’an’ı siz insanlara değil de, bir dağın üzerine indirseydik, o koskocaman dağın sevgiye dayalı Allah korkusuyla ezilip paramparça olduğunu görürdün. Ama ne var ki, akıl ve bilinç yeteneğiyle donatılarak kulluk emanetini yüklenen insanoğlu, bir taraftan cehennem ateşi, diğer taraftan cennet nimetleriyle kuşatılmış bir geleceğe doğru yol alırken, pervasız ve gamsız davranıyor, bu muhteşem Kur’an karşısında duyarsız kalıyor. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.”
Dağlara indirilseydi, Allah’a karşı derin saygılarından ötürü dağların çatlayıp parçalanacağı Kur’ân, biz insanlara indirilmiş değil miydi?
KUR’ÂN HAYATIMIZIN NERESİNDE?
O halde Kur’ân bizim hayatımızın neresindeydi.?
Eğitimde mi, ekonomide mi, hukukta mı sanatta mı, neredeydi?
Peki ya Kur’ân’ın kendisine indirildiği Hz. Muhammed’in hayat önderliği hangi üniversitede, hangi üretim merkezide ve hangi siyasi örgütte geçerliydi?
Bir asırdır İslam ülkemizin garibi. Seküler yaşam öylesine kökleştirildi ki İslamsız yaşam doğallaştı. Cehaletimiz sebebiyle çiğnenen İslami ilkelerin farkında bile değiliz.
Camiinden çıktığımda saat 5-5 du ve Emirgan sakinleri ve Allah bilir İstanbul’un büyük çoğunluğu derin mi derin bir uykudaydı.
Ve başlayan günün sabah namazını kılmamış büyük çoğunluk ve oylarımızla seçilmiş siyasiler muhtemelen İslam’dan bahsedecekler. Kişisel namazsız yaşamları içinde İslam ile alakalı büyük laflar edecekler.
Bilmiyorum., seçimler yapılır, yönetici kadrolar değişebilir ama bu şartlar devam ederse hakikatte ne değişir?
Biz kuluz, İlahi denemedeyiz. Çoğunluğun inanmadığı, gerçekleri bilmediği ve düşünmediğine ilişkin ayetleri hatırladım.
Evime doğru yol alırken çaresiz olarak kendi kendime söylendim:
Sen görevlerini yaparak yaşa ve bildiğin ölçüde Kur’ân ile tebliğde bulun. Hesap Günü önümüzde. Sen hidayete erdirici değilsin.
Ve Bismillah diyerek Mirat Haber’de yayınlanmak üzere bu yazım için bilgisayarımın tuşlarına dokunmaya başladım.
Ali Rıza Demircan
Etiketler: EMİRGAN CAMİİ, SABAH NAMAZI, ÜÇ KAPICI, MUTLULUK-HÜZÜN