islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4838
EURO
36,2362
ALTIN
2.960,88
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

İnsanı Bozan Her Şeyden Allah’a Sığınalım; Müsabaka Ruhu ve Karşılıklı Kazanç Üzerine

İnsanı Bozan Her Şeyden Allah’a Sığınalım; Müsabaka Ruhu ve Karşılıklı Kazanç Üzerine
22 Mayıs 2023 09:58
A+
A-

Hiçbir görüş, hiçbir dava, hiçbir şey insandaki iyi hasletleri götürmemeli. Para, makam, şöhret ya da diğer dünyevi menfaatler insanın ahlakını ve şahsiyetini ezip geçmemeli. Hayat bir yarış değildir. İnsan hep kazanmak zorunda da değildir. Hatta kayıplar da kimi zaman insan için bir kazançtır. Buradan daha genel bir hayat yorumuna yönelirsek; İmam Maturidi’nin görüşüne göre her şey bu dünyada yetkinleşmemiz içindir. Dünyadaki rekabetler hır-gür şeklinde gider de tatlı hale getirilmezse elem verir. Bizler ancak bunu sağlamakla hayatımızı değiştirebiliriz. O’nun dışında çirkeflikle yapılan hiçbir işte tat tuz olmaz.

Meşhur şairlerimizden birisi; “Gül alırlar, gül satarlar, gülden terazi yaparlar, gülü gül ile tartarlar, çarşı Pazar hep güldür gül” demiş. Güzellikler dileriz bizi öyle kuşatsın ki, ülkemizde sızlanan, vahlanan olmasın. Artık hepimiz gergin yaşamaktan bıktık. Milletçe büyük buhranlar yaşıyoruz. Sağdan soldan çekiştiriliyoruz. Oysa bunlara hiç gerek olmadan da güzel şeyler yaparak dönüşebilir ve gelişebiliriz.

Yunus Emre’nin “Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevda için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik” ifadesi Anadolu İrfanını tanımamız açısından çok önemlidir.

Benzer şekilde Seyyid Kutub’un “Aşağılık bir yöntemle yüce bir hedefe varılmaz” ifadesi de önemlidir.

Bir diğer önemli kimse İbn Kayyım’dır ki o da “Allah’ı anmak hayır, başkalarını anmak hastalıktır.” Demiştir. Yani her şey Allah rızası için yapılır. Allah için sevmeli Allah için küsmeli. Gerisi tabiri caizse fasa fisodur.

Kendimize dönüp bakalım, fırkacılık, hizipçilik veyahut da başka şeyler için aşırılaşıyor muyuz? Kırıcı ifadelerimiz var mı? Başkalarını incitiyor muyuz? Allah’ın resulü insanların kusurlarını bile teşhir etmeyi hoş görmezken, başkalarının devamlı açığını bulup uğraşmak ve hatta bunun da ötesinde devamlı iftira atmak hoş şeyler midir? İslami Ahlakta bunların yeri olmadığı açıkken, dinle ilgilenen kimsenin bu hataları ısrarlı suça dönüştürmesi normal midir? Bölen, ötekileştiren, dışlayan kimselerin peygamber ahlakına uydukları söylenebilir mi?

Öyleyse herkes gerçek manada kardeşlik ahlakıyla başkasına yaklaşmalıdır. Peygamberimiz ölçüyse buna uyulmalıdır. Sen şöylesin, sen böylesin, sen şusun, öteki böyle demek hoş değil. Hiçbir kazanç insan kazanmaktan evla değil. Hiçbir şey kırılan bir gönlün yerine geçmez. İslam’da kul hakkı büyük günahlardan değil midir? Sonra Allah ayeti kerimede kendinizi temize çekmeyin diye buyur muyor mu? Bir insan kendisiyle İslam’a göre her gün yüzleşmek zorunda değil midir? Ömür imtihanı ve kulluk bu vesileyle anlam kazanmıyor mu? Ne mutlu kendi hatalarıyla yüzleşebilenlere.

Hukukta bu sayılanların kısmen yaptırımı var. Ancak işin büyük sorumluluğu ahlaki. Bize de mecburen didaktik ve ahlaki bir üslupla bunları hatırlatmak gerekiyor.

Allah Teala, zerre kadar hayır işleyen için de zerre kadar kötülük işleyen için de ahirette karşılığını alacaklar diye buyurmadı mı? Allah’ın aşırıları sevmediği ayette belirtilmiyor mu? Pekiyi bize ne oluyor da ilahi hitabı unutuyoruz?

O vakit sorunları gidermek için Nebi (a.s.)’ın iletişim, merhamet, sevgi ve güven odaklı yöntemini izlemekten vazgeçmeyelim. Kendimizi kaybetmeyelim. Gün olur dostlar yabancılaşır, gün olur düşman bildiklerimizle sarılır yoldaş oluruz. Bunları tarih defalarca göstermiştir. Yetişmemiş insanların, birbirlerini ezmesine meydan vermemek de hepimize düşer.

Müslüman sulh insanıdır. Çemkirmez. Hainlik yapmak, galebe çalmak için adi yöntemlere başvurmaz. Bunları hatırlamak hepimize vazifedir. Hepimiz bu dünyada kuluz ve Allahü Teala karşısında sorumlu olduğumuzu hatırlayıp birbirimize hatırlatmamız da uygun düşer.

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.