Peşinen bildireyim, bu yazı bir Recep Tayyip Erdoğan savunması değildir.
İslam’ı öğretici makaleler yayınladığımız ve günlük haberlere gücümüz ölçüsünde Müslümanca yorumlar yapmaya çalıştığımız Mirat haberimiz için Oda tv, Sözcü, Cumhuriyet ve şimdilerde de Karar gazetesini takip etmeye çalışıyorum.
Bu dört kaynak da ERDOĞAN muhalifi ama Taha Akyol, Akif Beki, Ahmet Taşgetiren ve diğer Karar yazarları daha düzeylice.
Ama yakinen tanıdığım Ahmet Taşgetiren dışında hepsinin müşterek tarafı, hayata İslamî bir duyarlılıkla değil de, yalnızca siyasî olarak bakmaları ve eleştiri yağdırmalarına rağmen çare gösterememeleri.
Ahmet Taşgetiren kardeşimiz de geldiği noktada Ali Babacan’ın, Bilge Yılmaz’ın ya da Serkan Özcan’ın dinlenmesini öneriyor.
BEN VASAT BİR HOCAYIM
Ben Türkiye şartlarında orta dereceli bir hocayım. Böyle iken tarım, hayvancılık, ekonomi ve eğitim konularında onlarca makale yazdım; ERDOĞAN yönetimimi şiddetle eleştirdim ve hâlen de eleştiriyorum.
Mesela uygulanan borca dayalı para sistemi ve faize müstenit ekonominin sosyo ekonomik problemlerin kaynağını oluşturduğunu bıkmadan yazdım ve yazıyorum.
Bütün iktisadî atılımlarında bankacılık sektörünü destekleyen AK Partisinin para ve faiz problemini çözümle(ye)mediğini dile getirdim ve getiriyorum.
Milli mutabakatı gerektiren bu konuda yardımcı olması için sosyal demokrat geçinen CHP ve sendika yönetimlerine yönelik açık çağrılarda bulundum. Dönüş yapan bile olmadı.
SİSTEM ELEŞTİRİSİ YOK, ESASA TAALLÜK EDEN GÖRÜŞ YOK
Mehmet Şimşek, Ali Babacan. Bilge Yılmaz ve CHP’den benzerlerini okudum, dinledim.
“Erdoğan beceremedi, biz düzeltiriz” demekten ve borçlanmadan başka üretebildikleri hiç bir çözüm yok. Çünkü doğru teşhiş bile yapılabilmiş değil.
GERÇEK TEŞHİS
İstanbul sanayi odası başkanı kazanılan her yüz liranın 55 lirası faize gidiyor, diyor. Bankalar, mevduatlarının 15-20 katı kaydi/yapay para üretip faizini emiyor.
6.5 trilyon kredi nasıl veriliyor? Sorgulayan var mı?
Şu günlerde yüzde 33 faiz ile mevduat toplayan bankalara merkez bankası yüzde 8.5 buçuk faizle borç veriyor. Bu nasıl faizle mücadele?
Yana yakıla uyardığımız “Kur Korumalı mevduat” hesaplarına akıtılan faiz ise ayrı bir bela.
Ülkemizin bu yıl ödemesi gereken dış borçların yüzde 48’i borç faizi. Buna rağmen Taha Akyol gibiler hâlâ faiz sebep enflasyon sonuç yaklaşımını hafife alabiliyor.
Bu kapitalist gavur sisteminin Amerika ve İngiltere’yi bile çıkmaza sürüklediği ve dünyayı borçlandığı görülemiyor.
Sonuçta Erdoğan faize karşıyım derken -kasıtlı olmasa da- sömürücü faizcilere fırsat ve katkı veriyor.
SORALIM
Peki “Kibirli tek adam Erdoğan” gitsin diyenler ne diyor?
Bu kan emici sistemi ağızlarına bile alamıyorlar. Alsalar, borç dilenemeyecekler.
İyi de, Büyük Şehir Belediye başkanlıkları tek adam sistemi değil mi? Siyasî partileri başkan ve çevresindeki bir avuç adam yönetmiyor mu? Karar gazetesini okuyucular mı yönetiyor?
Çok şükür Ahmet Taşgetiren kardeşimiz bizim yıllardır haykırdığımızı tespit edip yazabildi:
“Faizle ilgili bir “nas” var bunu bilmek lazım elbet, ama buradan yola çıkıp ekonomi politikası oluşturan iradenin, ürettiği ekonomik enstrümanlarla tüm toplumun cebinden alıp KKM ile para sahiplerinin cebine faiz aktardığını da bilmek lazım. Bankaların faiz gelirlerini katladığı bir ekonominin yaşandığını bilmek lazım.”
Tamam da tekrar soralım, desteklenen muhalefet İnandırıcı alternatif bir program sunabiliyor mu?
Aslında ana problem ateizme ve deizme açık eğitim sisteminde. İnsanımızı çürüttük. Okumuş yazmışlarımız da yalakalar ve karşıtlar olarak sınıflanmış.
Erdoğan Hak karşısında müstekbir değildir, hadi iddia edildiği gibi halk karşısında kibirlidir, diyelim. Ama karşıtlarının büyük çoğunluğu, kibir dahil bütün haramların içinde. Yalnızca deizmleri bile yeter bela.
ESASA GELELİM
Biz Müslümanlar Hakka çağrıyı unuttuk, Marufun ta kendisi olan İslam’ı dışladık, İslam ve akıl dışılık olan Münker’le mücadeleyi terk ettik. Yaptığımız gevezelik. Doğal olarak bizim gibi nasihatçiler de sevilmiyor.
İslamsız olarak soyut akılla kalıcı çözümler üretilebilseydi Allah İslam’ı hayat düzeni olarak indirir miydi?
Dünya zengini yaklaşık 25 kişiye 4 milyar insanın servetini akıtan sistem savunucularından çare beklemek ha! Problem burada, bizimkisi galiba, galibi olamayacağımız oyunda, dışımızda oluşturulmuş takımlara oyunculuk yapmak anlamına İTTİFAK taraftarlığı…
Hulasa biz Erdoğan’a nikâhlı değiliz ama temel ölçüleri kabulde müşterek taraflarımız pek çok.
Ben şahsen Erdoğan’ı terk etmeye hazırım.
Hazırım da bir daha soruyorum;
“İslam ve ortak akıllı-bilimsel yöntemli çare üreten bir muhalefet var mı?”
Kılıçdaroğlu mu? Hayrını görün.
ERDOĞAN İLE DEVAM.