Biz içeride siyasi çekişmeler içinde yaşarken, ülkemizin dışarıdan nasıl göründüğünü hiç düşündük mü acaba?
Kısır bir döngü içinde siyasi tartışmalarda boğulmak yerine, bir dönem ülkemizde de bulunmuş Kuveytli profesör İbrahim Al Rifai’ye kulak verelim…
Bakınız, İbrahim Rifai hoca ülkemiz hakkında ne gibi tespitlerde bulunmuş ve dışarıdan ülkemizin nasıl göründüğünün özetini nasıl çıkarmış…
***
Bir Kuveyt’li dostumun samimi dilek ve temennileri :
————————
Adalet ve kalkınmanın ışığında daha parlak ve daha onurlu bir gelecek için Büyük Türk Milletine kalpten gelen samimi mesajımdır.
Özgürlüğü seven ve Türkiye için daima iyilik ve hayır temenni eden bir sevdalıdan mücadele eden Türk halkına mesajımdır.
Kardeşlerim; Türkiye, adaletin ve kalkınmanın gölgesi altında, milletin umudunu ve insanlığın vahasını temsil eder. Ey Türk kardeşlerim, size karşı sadık bir danışmanım, size olan sevgimde samimiyim. Erkeklerinizle, kadınlarınızla, seksenbeş milyon nüfusunuzla zengin olan topraklarınızda ve izleri günümüze kadar gelen tarihi ve çok önemli konumu nedeniyle topraklarınızda olup bitenlere ve olabileceklere karşı uyanık olun.
Sadık ve sizi seven insanlar, Türkiye’nin insani yardımlarını, bilimsel ilerlemesini ve barış içinde bir arada yaşamayı sürdürerek, gelecek nesillerin damarlarında kardeşlik, adalet, kalkınma ve insanlık onuru akan bir dünya ülkesi haline gelmesini arzuluyor.
Türkiye’nin karanlıktan, bilginin tüm biçimleriyle aydınlığa çıktığı kısa sürede bu büyüme ve gelişmeyi hayatın her alanında gördük.
Geçmişte akademik araştırmacı ve üniversite profesörü olarak ziyaret ettiğim ülkenizi uzun zamandır tanıdığım için, az gelişmişlik ve yoksulluk belirtileri görmüş ve çok üzülmüştüm.
Kardeşlerim, Cenab-ı Hak, hem çok seveni ve hem de çok düşmanı olan memleketinize nice nimetler ihsan etmiştir. Her Türk vatandaşı, batının ilmî, beşeri, insan hakları ve iktisadî yönüyle vatanınıza olan düşmanlığını, kıskançlığını, kinini ve iki yüzlülüğünü dikkatle okumalıdır. Onlar her zaman sizi bölmeye ve zayıflatmaya çalışıyor ve bunun için her alanda çeşit çeşit senaryolara başvuruyorlar. Eski başbakanlardan Çörçil, “Türklere ve Araplara ilerleme, kalkınma ve açılım fırsatı vermeyin” derdi.
Türkiye, geçmiş yirmi yılda ve önümüzdeki dönemde Türkiye’yi liderliğe, öncülüğe, insanlık onurunu yücelten değerlere ve davranışlara kavuşturan Sayın “Recep Tayyip Erdoğan” liderliği asla unutulmayacak gayretli bir liderdir. Bu dönem, güçlü bir demokrasiyle elde edilmiş ve dünya bu büyük gelişmeye şahit olmuştur.
Türk kardeşlerimiz bu tabloya önceki dönemlerde neredeyse kaybolan gurur ve vakar gözüyle bakmalıdır. Türkiye artık umuttur, çalışmaktır, yeniden doğuştur, adalettir, eşitliktir. Onun için bu büyük kazanımlara sahip çıkmalısınız, çünkü liderlik ve egemenlik sizdedir. Hızlı ilerleyişinizi, yükselişinizi ve doğru yolda olduğunuzu bilmelisiniz.
İslam alimlerinden İmam Şafii de şöyle demiştir: “Hakkın nerede olduğunu bilmek istiyorsanız, bâtıl oklarının nereye yöneldiğine bakın.” Bakar mısınız, batı medyası ve basını hep birlikte, devletinizin, dürüst ve çalışkan reisinizin devrilmesi hakkında ne diyor, ne yapıyor? Onun için tek bir vücut halinde Reisinizin etrafında bir araya gelme ve onu destekleme zamanıdır bu zaman.. Zafer için, adalet güneşinin yeniden doğuşu için sıra sizde kardeşim..
Uyanın kardeşlerim, dünyada adalet, haysiyet, güçlü ve şanlı bir devlet olmak için sıra sizde kardeşim..Cenâb-ı Hak dünya nimetlerini sizin ülkenizde toplamış, tarihiniz ve bugününüz şanlı bir devlet ve sayın Erdoğanla istikbalinizi Allah’ın izni ve yardımıyla daha da şanlı ve saygın bir devlet kılsın inşallah.
Allah’ım, Türkiye’yi şerlilerin şerrinden, hasetçilerin hasetinden koru, güzel insanlarına, Erdoğan’a ve arkadaşlarına güç ve kuvvet ver.
Amin, yâ Rabbel âlemin
Sizi can-u gönülden seven kardeşiniz
Prof. Dr. İbrahim Al Rifâi