Seçimler sebebiyle siyasi arenanın kızıştığı ve toz duman olduğu bir ortamdan geçiyoruz. Bizler, başta siyasetçilerimiz olmak üzere halkımıza, parti adı bile anmadan bazı tavsiyelerde bulunmak istiyoruz.
Nasıl mı?
Ziya Paşanın sözüyle başlayalım isterseniz.
İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah,
Yardımcıdır doğruların Hz. Allah.
Evet, yardımcısıdır doğruların Allah! Biz yeter ki nefislerimizin bize doğru olarak sufle ettiği doğruları(!) değil, Kur’an ve Sünnet ışığında ki gerçek doğruları benimseyelim. Çünkü “ Nefsine söz geçiremeyen yeryüzüne hükmetse de mağlup, nefsine hükmedebilen tüm dünyaya yenilse de galiptir”
Einstein; “İnsanların önyargılarını parçalamak, atomu parçalamaktan zordur” tespitinde bulunuyor. Kanımca günümüz insanının en büyük handikabı, bir tarafa attığı ve görmek istemediği İslami gerçekler ile değil de olaylara seküler pencereden bakması ve görmesi…
Ne diyelim, olaylara tamamen seküler pencereden bakan siyasetçilerimize ve insanlarımıza? Şu cümleleri söyleyelim ve böylece ölümü hatırlatalım…
Bak ne söyler insana kabirde ki şu taşlar,
Bir yalan burada bitti, bir gerçek burada başlar.
Herkes seçim atmosferin de fazlasıyla gerildi galiba… Biliyorum bu yazıyı herkes, yine kendi penceresinden okuyacak ve anlayacak. Yani “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az” misali…
Ama olsun! Yazımızın ana fikri, isterseniz “Sevgi” olsun… Siyasi arenada seçimi kim kazanırsa kazansın, bizim gönüllerimizde “Sevgi” kazanmış olsun…
Ne buyuruyor iki Cihan güneşi Peygamberimiz (sav):
“İman etmeden cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olmazsınız”
Karşı komşumuzun, mesai arkadaşımızın ya da köşede ki mahalle bakkalının siyasi görüşü, aramızda ki sevgi bağını kopartıyorsa, gönüller huzursuz ve mutsuz demektir dostlar! Gönüllerin de mutlu olması için ilahi vahye ihtiyacı var demektir.
İnsanın yaratılmasına ve var olmasına sebep olan o bir yudum sevgiyi, siyasi görüşlere kurban ediyorsak, cebimizde kaç tane diplomamız olursa olsun cahillikte zirve yapmışız demektir. Fuzuli ne de güzel dile getirmiş bu durumu:
Mey biter saki kalır,
Her renk solar haki kalır,
Diploma insanın cehlini alsa da;
Hamurunda varsa eşeklik, baki kalır…
Pazar akşamı, oy verdiğimiz lider kazanırsa çok sevinmeyelim, kaybederse de çok üzülmeyelim… Hele karşı tarafa öfkelenmeyelim ve bu duygunun şeytandan olduğunu bilelim ve şu ayeti kerimeyi hatırlayalım.
“Onlar (takvâ sahipleri) bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, insanları affederler. Allah işini güzel yapanları sever.” (Ali İmran 134)
Değerli dostlar!
Seçim atmosferinde yaşadıklarımız bizlerin, birlik, beraberlik ve kardeşliğine kesinlikle ama kesinlikle zarar vermememlidir. Eğer zarar vermesine izin verirsek, şeytanın adımlarına uymuş, rabbimizin rızasından uzaklaşmış oluruz.
Yazımızı, Peygamberimiz (sav)’in bir hadisi şerifi ile bitirelim inşallah.
“Birbirinizle ilgi ve alakayı kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun.”
Selam, sevgi ve muhabbetlerimle…
Şaban DOĞAN
GÜNÜN SÖZÜ:
“Bir vicdan, bin şahitten evladır”