Türkiye zıtlar ülkesi oldu.
Resmi kayıtlarda işsizlik artıyor. Sanırsınız ki aranıyor da iş bulunamıyor. Fabrikalar işe yarar insan bulamıyor. Göçmenler iş buluyor ama vatandaşımız bulamıyor. Çünkü işsiz insanımız iş aramıyor; oturacak sandalye ve yaslanacak masa arıyor. Çaycısı da olan iş yeri istiyor.
Çay gibi üretimi olanların bir kısmı bile tembelliklerinden kendileri çalışmayıp göçmen işçi çalıştırıyor.
SIFIR ARABA BULUNAMIYOR
Bunun gibi almak için sıfır araba bulunamıyor. Araba çokluğundan trafik tıkanmakta. Tatil günlerinde gidiş ve dönüşlerde tam bir izdiham. Ama sorarsan araba fiyatları ve yakıt harcamaları artışından şikâyetçiyiz.
SİGARADAN BİLE VAZ GEÇEMİYORUZ
Hayat pahalılığı sebebiyle sigarasından, içkisinden, tatilinden ve cep telefonundan vazgeçen yok. Bunun için de kendilerini bankalara köleleştirecek borçlanmaktan korkulmuyor.
Dudağında ruju, elinde sigarasıyla işsizlik ve pahalılıkta şikâyet eden solcu müsveddesi kadınları gülüp geçerdik. Meğer iş sanıldığı gibi basit ve sayılı örneklerden ibaret değilmiş.
Aşağıdaki haber okur musunuz:
KOZMETİK İTHALATI PATLADI
Pandeminin başladığı 2020’de maske ve sosyal mesafe kuralları nedeniyle kullanımı azalan parfüm, ruj, pudra ve allık gibi ürünlerin ithalatı, maske kullanımının bittiği 2022’de pandemi öncesi rakamların üzerine çıkarak 409,4 milyon dolara yükseldi.
İslamsızlığın belası olarak kanaati yitirdik. Her alanda israfçı olduk. Kendimizden düşük seviyedekilere değil yüksek harcamalılara bakıp özeniyor ve borçlanıyoruz. Bir de zengini daha zengin edip fakirleri daha da yoksullaştıran faiz sarmalı içinde bankacılığın esareti altındayız.
Bir diğer anlatımla Ahiret azabına düşürebilecek İslam dışı yaşamı sürdürüyoruz.
İslami yaşamdan kopanlara oh olsun. Çünkü İslamsızlığın da bir bedeli vardır. Ama ümitsizliğe de gerek yok, çünkü tövbe kapıları ve çalışma alanları açıktır.