CeHaPe ve besbelli ki, asla bırakmamak üzere sımsıkı yapıştığı o meş’ûm zihniyeti hakkında konuşup ahkâm kesenler sık sık “elitizm” kelimesini kullanıyorlar.
Doğrudur.
CeHaPe hükümfermâ olduğu her dönemde “politika”larını (aman dikkat, siyâsetini değil!), sözümona ilke olarak benimsediği “Köylü milletin efendisidir!” söylemini hiçe sayarcasına hattâ o söze kafa tutarcasına uygulamaktan hiç çekinmemiş, asla vazgeçmemiştir.
Gerçekten de, Türkiyemizin, o pek beğendiğim “Beyaz Türkler” tanımlamasına giren kesimleri, hem zihniyet hem de kavram olarak Bâtıl Batı’dan ödünç aldığımız “elit”lerdir; en azından kendilerini öyle görürler ve de, her zaman açık açık olmasa da, bununla pek bir iftihâr ederler.
Ehl-i Kur’ân olmakla şereflenen Mü’min/Mü’mine Musliman, her konuda yaptığı gibi, ilk iş olarak “ALLAH’ımız, celle şânuhu, bu konuda bir şey söylemiş mi, söylemişse ne söylemiş?” diyerek hemen mubârek Kur’ân’a gidip bakar.
Yeterince dikkatle baktığı zaman da, hemen görür!
* * *
“MELE”
Mubârek Kur’ân’da mele’ diye ilginç bir kelime/kavram geçer…
Merhûm üstâd Râğıb el-Isfahânî’nin bildirdiklerinden hareketle bu kelimeyi/kavramı şöyle anlamlandırabiliriz: “Aynı düşüncede, görüşte ya da inançta birleşip hoşluklarıyla ve görünürdeki durumlarının ya da şartlarının göz alıcılığyla insanlara çekici gelen topluluk”.
Aslında olumlu bir durumu tanımlıyor gibi…
Ama…
Sakın ola ki mubârek Âlu İmrân sûresinin 110. âyet-i kerîmesinde geçen “en hayrlı ümmet” yâni, “aynı ortak paydanın bir araya getirdiği ve herkesin rağbet edeceği, arzuladığı, hoşlanacağı ve beğeneceği en faydalı ve en değerli topluluk”la birbirine karıştırılmaya!
Neden mi?
Çünki toplum hayatının ele alındığı mubârek bütün âyet-i kerîmelerde mele’ kelimesi/kavramı olumsuz bir anlam taşıyor da ondan!
Toplum hayatı bağlamında mele’ kelimesini/kavramını, yine merhûm üstâd Râğıb el-Isfahânî’ den hareketle şöyle açarak meâllendirmek gerekir diye düşünüyorum: Aynı düşüncede, görüşte ve inançta birleşip görünürdeki hoşluklarıyla ve sahip oldukları imkân ve şartların göz alıcığıyla insanları etkileyen (ya da en azından etkilemeye çalışan ve etkileyebildiklerini düşünen!) önde gelen seçkinler topluluğu.
Toplum hayatı bağlamında mele’ kelimesi/kavramı mubârek Kur’ân’da, 28 yerde geçer (bkz.: Meraklısına Not).
“Aynı düşüncede, görüşte ve inançta birleşip görünürdeki hoşluklarıyla ve sahip oldukları imkân ve şartların göz alıcığıyla insanları etkileyen (ya da en azından etkilemeye çalışan ve etkileyebildiklerini düşünen!) önde gelen seçkinler” topluluklardan yalnızca Mekke Döneminde söz edilmiş olması ilginçtir!
Bunun sebebi besbelli ki, Medîne Döneminde, bir başka deyişle Hakk ve Hakîkat doğrultusunda örgütlenerek varlığını sürdüren bir toplumda, olumsuz anlam boyutuyla bir mele’ oluşmasının artık sözkonusu ve de mümkün olmamasıdır. Çünki artık Medîne Döneminin 3. yılında gelmiş olan mubârek Âlu İmrân sûresinin 110. âyet-i kerîmesinde tanımlanan “en hayrlı ümmet” yâni, “her türlü kargaşanın, karmakarışıklığın tetiklediği ya da yol açtığı yaygaracı bir telaş içinde ileri-geri sağa-sola koşuşturan insanlar için çıkartılmış olan ve aynı ortak paydanın bir araya getirdiği, herkesin rağbet edeceği, arzuladığı, hoşlanacağı ve beğeneceği en faydalı ve en değerli topluluk” olmak sözkonusudur! Bunun olmazsa olmaz şartı da, bu toplumu meydana getiren insanların, emrettikleri her şeyi ve/veya yaptıkları her işi şeri’âta, yâni ALLAH tarafından belirlenmiş ve konmuş, dolayısıyla da insan aklıyla çelişmesi sözkonusu olmayan temel yasa, kural ve ölçülere dayandırmaları, şeri’âta uygun olarak gerçekleştirmeleri ve şeri’âtin hayata geçirilmesi için gereken her şeyi yapmaları ve andolsun ki, şeri’âta ters düşen, aykırı olan her şeyin hayata geçirilmesine engel olup, bundan men etmelri, bunların yasaklanması için gereken her şeyi yapmalarıdır.
* * *
“MELE”NİN ÖZELLİKLERİ
Toplum hayatı bağlamında mele’ kelimesinin/kavramının geçtiği mubârek âyet-i kerîmelerden bu kesimin özellikleri hakkında şunları öğreniriz:
* * *
Bir selâm daha çakalım mı “tarihselci” kardeşlerimize, ne dersiniz?
* * *
Meraklısına Not:
Mele’ kelimesi/kavramı toplumsal hayat bağlamında şu mubârek âyet-i kerîmelerde geçer: 2 el-Bakara 246; 7 el-A’râf 60, 66, 75, 88, 90, 103, 109, 127; 10 Yûnus 75, 83, 88; 11 Hûd 27, 38, 97; 12 Yûsuf 43; 23 el-Mu’minûn 33, 46; 26 eş-Şu’arâ 34; 27 en-Neml 29, 32, 38; 28 el-Kasas 20, 32, 38; 38 Sâd 6 ve 43 ez-Zuhruf 46.
eyvallah Engin Abi…