Önce haberi okuyalım:
[Hükümet, memur ve memur emeklisi için zam teklifini revize ederek 2024’ün ilk altı ayında yüzde 15, ikinci altı ayında yüzde 10, 2025’in ilk altı ayında yüzde 6 ve ikinci altı ayında yüzde 5 artış teklif etti.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, hükümet tarafından açıklanan yeni teklifin, kamu çalışanlarının önerilerinin anlaşılmadığını ortaya koyduğunu belirterek, “Teklif gözden geçirilmeli” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, tekliflerini enflasyon oranı, ekonomik büyüme ve kamu maliyesinin sürdürülebilirliği gibi faktörleri dikkate alarak şekillendirdiklerini belirtti:
“Biz yönetimde bütçenin yeniden dağıtımında tüm paydaşları düşünerek büyük bir hassasiyet ve denge içinde hareket etmeye özen gösteriyoruz.”]
SİSTEME SARI SENDİKACLIK
Başlığa aldığımız Sarı Sendikacılığı açıklayalım:
(Sarı sendikacılık en bilinen tanımıyla; temsil ettiği üyelerinin hak ve çıkarlarını işverenler karşısında savunmayıp, imzaladığı sözleşmeleriyle ve bu sözleşmelerin uygulanması sürecinde patronlara hizmet eden sendikacı tipidir.”
Ülkemize hakim olan BORCA VE FAİZE DAYALI EKONOMİK SİSTEM işvereni ve işçiyi de, yönetenleri ve yönetilenleri de sömürüyor.
Kişisel ceplerinden vermeyeceklerine yani vergiye ve maliyetlere yükleyeceklerine göre hangi hükümet ve işveren beklenin üstünde zam vermek istemez. İster ama veremez. Çünkü yüksek oranlı vergiler de ödenecek faiz giderlerini karşılamıyor.
Günümüzün sendikacıları, sarı sendikacılığı işveren lehine değil ama sitem lehine yapıyor. Ama bunun farkında bile değiller.
EYLEMİ NİYE FAİZ KURUMLARI VE PARTİ GENEL MERKEZLERİ ÖNÜNDE YAPMIYORUZ?
Niçin gerekli parayı basmayıp bankalara kredi yoluyla bastırtan Merkez Bankası’ın önünde eylem yapılmaz. Niçin sömürücü bankacılık düzeni, genel merkezlerinin önünde protesto edilemez
Niçin iktidar ve muhalefetin sistem uşaklığına karşı çıkılmaz.
Dininden ve tarihinden kopmuş olup futbol ve magazinle dünyası körelmiş millete, böyle çapsız gafil siyasiler ve sendikacılar çok bile demekten kendimizi alamıyoruz.
Yazi genel olarak cok dogru ama ozellikle son paragrafi ayakta alkisliyorum. Futbol, magazin ve televizyon dizileri toplumsal afyon yutturma projeleri olarak gorev yapiyorlar.
Faizi dusurme konusunda sayin Cumhurbaskaninin cabalari vardi ama sonucsuz kalmis gibi gorunuyor. Reel polotik yine sartlarini, enflasyon-faiz terazisini dayatti ve faiz arttirimi geldi. Cunku kuzeye giden bir trenin icinde guneye dogru yurumeniz bir sonuc vermez. Faizsiz bir duzen elbette ki mumkundur ama o duzen benimsemis oldugumuz kapitalizm degildir. Insha Allah Musluman toplumlar kapitalist sistemin inanclarina ne kadar ters oldugunu sonunda anlar ve o duzenden ayrilirlar…. Musluman ulkeler icinde kapitalizmi reddeden ve basariya ulasan liderlerin hepsini batili gucler bir sekilde infaz ettiler….