Ankara İlahiyat Fakültesi’nin ilk asistanı ve kelam kürsüsünün kurucularından Prof. Dr. Hüseyin Atay, geçtiğimiz hafta hakkın rahmetine kavuştu. Ahirete irtihal eden hocamızı rahmetle andığımız bu yazımızda, Türkiye’nin ilahiyat birikimini de kendisi üzerinden biraz açmak istiyoruz.
Hüseyin Atay hocamız, Karadeniz’in çileli evlatlarından birisi olarak bu memlekete gönülden bağlı bir insandır. Kendisi Bağdat İlahiyatı birinci bitirmiş, Ankara İlahiyata ilk giren asistan olma şerefini elde etmiş kıymetli bir araştırmacıdır. Yüzlerce talebe yetiştirmiş, anıt eserler ortaya koymuş ve İslam’ı hurafelerden kurtararak, Kur’an’a dönüş hareketini başlatmış öncü kimselerden biridir. Atay Hoca demek, İslam’ın özünü araştırıp, modern zamanda dini yaşatma gayretinde olmak demek. Tabiri caizse o felsefeyle meşgul olmuş ama kendisini kaybetmemiş, Kur’an’a daha çok bağlanarak, hurafe kültürünün aşılacağına inanmış bir bilim adamıydı. O’nun nazarında felsefe Kur’an’ı daha iyi anlama kudretini insana bahşediyordu.
Kendisinin meali, çevirileri, müstakil eserleri bulunmakta ve bunlar gençlere rehber olabilecek kitaplar olarak zihinlerde yer etmektedir. O’nun araştırmalarını kendisine mal etmeye çalışan, verdiği dipnotlardaki bilgileri aşırıp, kendi kitaplarına koyan kimseler mevcuttur. Hüseyin Atay Hoca’nın söylediklerini daha cılız seslerle söyleyip, ondan rol çalmaya çalışan, asırlarca göz ardı edilmiş yüce kitabımız Kur’an’ın sözde mücahidiymiş gibi görünenler mevcuttur. İşte Atay Hocanın farkı burada ortaya çıkıyordu. O, gerçekte geleneği eleştiremeyen, somut işler koyamayan bu kişilerin kaçak dövüşmeleri gibi işlere başvurmayıp doğrudan mevzuların üstüne gidiyordu. Tamamen Kur’an’a dönüş gibi revaçta olan bir akıma kapılıp bundan menfaat elde etme gayretiyle bir şeyler söyleyenlerden başka olacak şekilde açıkça sorunları ortaya koyuyordu. O, öncü bir isim olmasına rağmen şöhreti reddetmiş, ilmi hayat amacı yapmış ve diğer mevkilerden uzaklaşarak, talebe yetiştirmiş bir hocaydı. Kendisi uzun süre okuttuğu kelamı ve fıkıh usulünü iyice tetkik etmiş bir insandı. Bunun yanı sıra İngilizce ve İbranice bilen ve İsrail’de, Amerika’da ve Arabistan’da birkaç yıl kalan ve ders veren dünya çapında bir alimdi.
Hüseyin Atay’ın bazı konuşmaları internette bulunabiliyor. Kendisi; “Kur’an’ın dini, ulemanın dini ve halkın dini” ayrımını yaparak, toplumların, grupların ve bireylerin yanlış yorumlarına dair somut örneklerle ve gerçekçi bir tezle karşı çıkıyor. Hoca, tabulaşan fikirlerin eleştirel okunması gerektiğini söyleyen ve ilahiyat camiasına eleştirel okumayı öğreten kişidir diyebiliriz. Ankara İlahiyat Fakültesi, onun boşluğunu doldurmakta zorlanacaktır, zira o bin yılı geçen İslami İlimler literatüründe söylenmeyenleri söylemiş bir hocadır. Allah mekanını cennet eylesin.