islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4888
EURO
36,2725
ALTIN
2.958,62
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

İnsanlık Aleyhine Altın Vuruşlar; Project Blue Beam & Starlink

İnsanlık Aleyhine Altın Vuruşlar; Project Blue Beam & Starlink
7 Eylül 2023 09:00
A+
A-

30 Ağustos gecesi saat 02:10 sularında aniden bir ışık parlaması sonrasında tuhaf bir ses ile beraber elektrikler gitti geldi.

İstanbul başta olmak üzere Marmara bölgesindeki Kocaeli, Yalova, Düzce gibi şehirlerden Ağustos ayının son günlerinde gece yarısı 02:05-02:20 civarında aynı anda şimşekten daha parlak gibi aydınlanma sonrasında yankılı tuhaf gürültü ve ardından birkaç saniyelik elektriklerin kısa süreli gidip geldiği aktarılıdı. Meteorolojik olarak incelediğinde ise verilerde ne şimşek nede gök gürültüsü gözükmüyordu. Hatta 3-4 gün sonra aynı ışık parlamasının Konya’da da gerçekleştiği de ortaya çıktı. Hatta güneş patlaması olduğuna dair astronomik bir veride yoktu. Güneş patlaması olsa bir iki gün sonra dünyaya etkileri başlıyor.

Bu olay, son zamanlarda dünyada eş zamanlı gerçekleşen anormal hava olaylarının bir sonucu olabilir mi?

 2019 dan bu yana gökyüzünde gerçekleştirilen kimyasal spreylemelerin (chemtrail) sonuçları olabilir. Mevsim yaz olduğu için İstanbul’da gökyüzüne baktığınızda mavi ve açık gibi gözükse de aslında güneş gözlüğüyle yada dikkatli baktığınızda doğal buluta benzemeyen yapay bir katman ile kaplı olduğunu artık herkes fark etmeye başladı. İklimciler ise bu katmanı şimdilik Afrika Tozu diye lanse ediyor olsalar da poyrazlı günlerde bu katmanın artması Afrika Tozu diye lanse etmelerinin doğru olmadığı şüphesini de artırıyor haliyle. Özellikle poyrazlı günlerde kimyasal spreyleme gerçekleştiriliyor ve böylelikle uçaklardan püskürtülen kimyasal spreyleme hızla daha geniş alanlara yayılıp yaklaşık 12 saate yakın havada kalabiliyor.

Şimdi biraz düşünelim;

Dünya üzerinde 2019 dan bu yana gökyüzünün sürekli ve hızlı kimyasal spreylemeye maruz kalıp, yıllardır gökyüzünde yapay bir katmanın olduğunu düşünün. Bunun sonucunda tabi ki anormal hava olayları olacaktır. Dünyanın bir yerinde aşırı sıcaklık, Arabistan çölünde ise yumruk büyüklüğünde dolu yağması ile insanlara, araçlara, binalara zarar vermesi, bir başka yerdede aşırı ani yağışlarla oluşan seller gibi. Ama ne ilginç ki iklimcilerin büyük çoğunluğu bunu da “El Nino” etkisi olarak lanse ettiklerinden dolayı kimsede merak etmiyor, sorgulamıyor ve çıkıp itirazda etmiyorlar.

Konunun diğer ilginç yanı ise gökyüzünde bu katman oluştuğunda zaman zaman meteor ve Ufo haberlerinin görüntüleri gündeme gelmeye başlıyor.

Peki öyleyse, gündeme gelen meteor ve Ufo görüntülerini gerçek mi?
Oluşan/oluşturulan yapay bulut tabakası sanki bir sinema perdesi gibi görev gördüğünden Bluebeam (mavi ışık) sayesinde istenilen hologram olarak yansıtılabiliyor artık. Bunun bir benzeride Kabe üzerinde görülen ve günlerce konuşulan melek slüetidir. Bu slüetin gerçek olduğuna inanan ve anlatanlar hala mevcuttur.

Peki Bluebeam (Mavi Işık) Projesi nedir?

Bluebeam projesi, NASA tarafından gerçekleştirilmekte olup kısmen deşifre olmuş ışık hareketleridir. Belki sanal gerçeklik sihirbazlığı da diyebiliriz. Belkide kendilerini güçlü göstermek için bir kısmını bilerek deşifre ettiler. Bizde görebildiğimiz üzerinden genel görüşe göre ancak bu kadar tanımlayabiliyoruz.

Projenin asıl amacı; gökyüzünü hologramik bir ekran olarak kullanarak meleklerin, tanrıların ve her türlü tanrısallığın görüntülerini doğrudan her ülkelerin vatandaşlarının inançlarına ve dillerine uygun biçimlerde görünmesi/yansıltılmasıdır. Mesih’e iman edilen ülkelerde her yerde İsa, Buda’ya iman edilen ülkelerde ise heryerde Buda’ya görünecektir. Müslümanlara ise (haşa) ya Hz. Muhammed yada (haşa) Allah görünecek ve yerel dillerine göre onlarla konuşacaktır. Böylelikle küresel şeytanların 5 temel hedefi olan; “Tek devlet, Tek Bayrak, Tek Ordu, Tek Para ve Tek Din” yönetim sistemi oluşturulması ve insanlığı kendi amacılarına hizmet ettirip köle haline getirilmeside olabilir.

Bluebeam (Mavi Işık) projesinin bu amaca hizmet etmek için insanların bilinçaltına nüfuz edecek teknolojik bir silah yada araç yaratma projesi olduğunu eminiz artık.

Komplo teorisyenlerine göre, Blubeam (Mavi Işık) Projesi ‘nin üç aşaması var.

1-) Mevcut her türlü arkeolojik ve bilimsel gerçek bilginin çökertilmesi. Gelecekte onları çürütebilecek uydurulmuş kanıtlarla değiştirilecek.
2-) Uzaylı istilasının mümkün olabileceğini düşündürmek. Uzaydan (göklerden) gelen bir kurtarıcı bile mümkün olabilir. Mesih kültürü ile yetişen toplumlar buna zaten hazırlar.

3-) Henüz bir kanıt olmamasına rağmen, evrende yalnız olmadığımızı şüphesizce inandırmaya çalışmak.

Şimdi size 2017’de vizyona giren ABD yapımı bir sinema filminden bahsedelim;

Filmin adı; Uzaydan Gelen Fırtına – Geostorm

Geostrom Filminin ne olduğuna ve senaryo konusuna bakalım;  2017 yapımı Amerikan bilimkurgu felaket filmidir. Konusu; Küresel iklim değişiklikleri sebebiyle eşi benzeri görülmemiş doğal felaketlerin dünyayı tehdit etmesiyle Dünya’nın önde gelen liderleri herkesi güvende tutmak için karmaşık bir uydu ağı oluşturmak üzere bir araya gelirler ve sistemi kurarlar. Ancak bir şeyler ters gider ve  iklimi kontrol eden uydularda meydana gelen arızanın sebep olduğu muazzam fırtınalar ve tisunamiler Dünya’yı tehdit etmeye başlar. Dünyayı kurtarmaya çalışan bir uydu tasarımcısını ve gelişen olayları göstermektedir.

Bu uçuk sinema filmini neden örnek verildi?
Konumuzla ne alakası var?

Dünyamız örümcek ağı gibi Starlink uyduları ile çevrelenmiş durumdadır artık.

Geostorm sinema filmindeki gibi istedikleri ülkede ani ısınma, ani soğuma, orman yangınları, kasırgalar, tisumamiler gibi iklim olayları oluşturup, Bluebeam (mavi ışık) ve Starlink uyduları entegre olarak daha aktif çalıştığında gelecekte birgün dünyanın birçok ülkesinde eş zamanlı gökyüzü birden aydınlansa ve dev bir uçan daire hologramı görünse buna uzaylı istilası deseler muhtemelen herkeside inandırabilirler. Hatta mesih’i hologramik olarak gösterip dünyayı kurtarmaya geldi diyerek herkesi inandırabililerde…

Bunlar şimdilik uçuk teorileri gibi gözüksede gelecekte neden olmasın…
Şimdilik bunların yapamıyor veya işin başında olabilirler, kısmen tek veya iki boyutlu gösterecek şekilde yol almışta olabilirler.

Peki öyleyse, bu projeyi ayrıca “yapay depremler” oluşturmak için avantaja dönüştürmüş olabilirler mi?

Bunun mümkün olabileceği yönünde sözlü teoriler olsa da, somut olarak ispatlanabilmiş değildir. Ancak mümkünde olabilir. Fakat burada bahsettiğimiz Marmara bölgesi şehirlerinde gece yarısı yaşanan elektrik gidip gelmesi, tuhaf ışık olayı ve tuhaf ses, insanlarda paniğe neden olup “acaba deprem mi olacak” sorularına ve endişelerine sebep oluyor elbette. Benzer durumlar bazı depremlerin öncesinde yaşandığı için insanlarda oluşan bu algı sayesinde herkes “zaten gökyüzünde tuhaf bir ışık olayı olmuştu deprem olacağı belliydi” tarzı düşüncelerini dile getiriyor. Ancak bunun yapay deprem olup olmayacağını kimse sorgulayamıyor.

İstanbul’un tahliyesi şeytani planları kapsamında İstanbul’da yapay deprem oluşturmaya çalıştıklarına yönelik bir düşünce ve algı oluştu artık. Gece yarısı gerçekleşen tuhaf ışık olayı ve tuhaf sesler sonrasında kısa süre içinde ufak bir sismik hareketlilik oluşursa yapay oluşturulmuştur diyenler olacaktır.

Nüfus Azaltma Projesi, İstanbul’un Tahliyesi Projesi, Yeni Dünya Düzeni, Büyük Sıfırlama (Great Reset) kapsamında sürekli yapay virüsler, yapay depremler, nice yapay argümanlar, kasıtlı orman yangınları vb. ile korku pompalamaya çalışanlar, toplumların bilinçaltlarına zemin hazırlığı yaparak yapay veya sanal bir olay gerçekleştiğinde bunu doğal sanmalarını hedefliyor da olabilir.

İnsanlık aleyhine altın vuruşlardan biri olarak değerlendirilebilecek bu öngörülere bazıları her zamanki gibi “uçmuş bunlar” deslerde, ortada insanlık aleyhine altın vuruşlara sebep olacak böyle bir operasyonun planlandığı ve belki adım adım uygulamaya konulmuş olabileceği gerçeğini akılllardan çıkarmamak gerekiyor. Bunları asla korku vermek için değil, aksine bu hileleri bertaraf etmek için hazırlık olup “dünya hepimizindir” diyerek şevk ve cesaret vermeli bizlere.

İnsanlığın bilim ve teknolojide fazlasıyla yükselişe geçtiği bir zaman diliminden (kimilerine göre altın çağı) geçerken yeryüzünde bilinçli olarak düzeni bozup, sürekli kaosa sebep olacak negatif enerji, manyetik frekanslar ile bilinç/boyut yükselişine geçmeye çalışıldığı bilinmektedir artık.

Peki öylesyse bu şeytani planlar bertaraf edilebilir mi?

 Neden olmasın!

Çünkü insanlar uyanık oldukları sürece şeytanın ve hizmetkarlarının hilesi zayıftır.

Nitekim Allah (c.c) Kuranı Kerimde; İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise bâtıl dava uğrunda savaşırlar. Şu halde şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphe yok ki şeytanın planı ve tuzağı daima zayıftır. (Nisa: 76)

Bu ayetlerde şeytanın hilesinin zayıf olduğunu ancak onu yenmemiz için uyanık ve mücadeleci olmamız gerektiğini hem emrediyor hemde metodunu gösteriyor. Kıyamete kadar da insanlara kılavuz olacağı için geçerliliğini korumaktadır. Geçmişte bu şuurla mücadele edenlere Allah’ın (c.c) yardımı nasıl gelmişse, bizde günümüzde şimdiden her alanda mücadele etmek için aynı şuurla birlik olabilirsek Allah’ın (c.c) yardımı er yada geç elbette gelecektir.

Millet olarak uyanık ve şuurlu olup birlik olabilirsek, tıpkı geçmişte olduğu gibi küresel şeytanlara ve ona hizmet edenlere karşı yılmadan mücadele edebilir, vatanımız ve insanımız aleyhine hazırlanan ve hazırlanacak olan tüm şeytani planları da kolaylıkla bertaraf edebiliriz.

Velhası kelam; İnsanlar uyanık oldukları sürece şeytanın ve hizmetkarlarının hilesi zayıftır.

Gerçekleri görebilmemiz dileklerimizle…

Sadi ÖZGÜL

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Bünyamin dedi ki:

    Üstadım tüm düşünce ve yazılarınızın altına imzamı atıyorum o bulutlar aynı zamanda bir silah ve 5 g ile bilemediğimiz havada aşırı radyasyon virüsü oluşturuyor buda tüm insanlığı hasta vede kanser birçok ölüme sebep oluyor çok iyi araştırılması lazım saygılar