islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5192
EURO
36,1876
ALTIN
2.964,12
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
9°C

PEYGAMBERİMİZE SALÂT VE SELAM GETİRİLEBİLİR Mİ?

PEYGAMBERİMİZE SALÂT VE SELAM GETİRİLEBİLİR Mİ?
28 Eylül 2023 09:00
A+
A-

 

Yüce Rabbimiz, Kur’ân-ı Kerîm’de Kendisinin  ve meleklerinin   bize Salât ettiğini bildirmektedir:

Sizi  zulümattan  nûra (karanlıklardan ışığa-aydınlığa)  çıkarmak için Allah ve melekleri size Salât eder. O, inananlara karşı pek merhametlidir.” (Ahzab 33/43)

Rabbimiz ve melekleri bize Salât ettikleri gibi peygamberimize de salât ederler. Ahzab sûresinin 56. âyetinde şöyle buyrulur:

Allah ve melekleri Nebiye (Peygambere) Salât ederler…”

Yüce Rabbimiz melekleriyle birlikte bize ve Peygamberimize salât ettiği  gibi bize de Peygamberimize Salât ve Selam getirmemizi emreder:

“…Ey iman edenler, siz de Nebinize (Peygamberinize) Salât ve Selâm edin.” (Ahzab 33/56)

PEKİ NEDİR BİZE YÜKLENEN BU SALÂT VE SELAM GÖREVİNİN ANLAMI?

Her dini meselemizde olduğu gibi Salât’ın ve Selam’ın anlamı için başvuracağımız ana kaynağımız da bize bu emrin verildiği Kur’ân’dır. Biz de başvuralım.

Mealini arzettiğimiz Ahzab 43’de Allah bize, bizi  karanlıklardan ışığa çıkarmak için Salât ettiğini açıklıyor.

O’nun Peygamberimize getirdiği salâtın amacının da aynı  olduğunu  ve  karanlıklardan ışığa çıkarması  amacı taşıdığını ise biz İbrahim süresinin birinci ayetinden öğreniyoruz:

Elif, Lâm, Râ. Bu, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nûra, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarmak için sana indirdiğimiz bir Kitap’tır. “

SALÂTIN AMACI NEDİR?

Açıkça anlaşılacağı üzere Allah’ın karanlıklardan  nûra çıkarmak için bizim üzerimize getirdiği salât, Allah’ın biz insanlara vahiy meleği ve refakatçileri aracılığıyla Kitap indirmesidir/ göndermesidir. ( Vahiy meleğine Refakatçi melekler için bak. Cin 27- 8 )

Allah’ın ve meleklerinin Hz. Muhammed’e salât etmesinin anlamı da budur yani insanları karanlıklardan nûra çıkarması için  ona Kitab indirmesi ve görev yüklemesidir:

Hulasa biz müminlerin Salât görevi, Hz. Peygamberin bize tebliğ ettiği Kitap olan Kurân’ın ayetlerini insanlara duyurmada ona; onun yürürlükte olan manevi şahsiyetine yardım edip desteklemektir.

Açıkladığımız gibi Salât’ın destekleme manasına geldiğine bazı meallerde işaret olunması sevindiricidir. Zaten namaza salât denmesin bir sebebi gerekliliği, bir diğer sebebi de namaz kılana cehennem azabından kurtulması için destek vermesidir.

SELAM VERME GÖREVİ

Rabbimiz bize Salât yanı sıra Selam görevini de yüklemektedir.

Selam verme görevimiz ise Nisa 65’in delaletiyle Hz. Peygamberin  tebliğ ettiği Kurânî ilkelere teslim olmaktır.

Ahzab 56’ da emir sığasıyla kullanılan selam, Nisa suresinde müzarı formuyla kullanılmaktadır ki verilen hükme teslim olma manasındadır:

Ama hayır, Rabbine andolsun ki onlar, aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda seni hakem yapmadıkça ve sonra da senin kararına kalplerinde hiçbir burukluk duymaksızın tam bir teslimiyetle tabi olmadıkça, gerçekten iman etmiş olmazlar.” (Nisa 4/65)

TEK YOL KUR’ÂN’DIR

İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmanın tek yolunun Allan’ın  kitabı olduğu hakikati, Kur’ân’da bit çok ayette da vurgulanmaktadır. (Bak. Maide 16 ve Talak 11)

Karanlıklardan aydınlığa çıkmak, Sırat-ı Müstekîm olan İslam’a  ermektir ki Peygamberimiz de Kur’ân’la Sırat-ı Müştekîm’e ermiş  ve erdirmiştir (Bak. Yâ-Sîn 36/1-5 ; Şûra 42/52)

Yaptığımız açıklamalar ışığında Ahzab 56’yı tefsirî olarak şöylece anlamlandırabiliriz:

Allah’ın melekleriyle birlikte,  zulmetlerden nûra çıkarması için Kitap indirerek  Peygamberine Salât ettiği  gibi siz de bu Kitabın tebliğ edilerek karanlıklardan aydınlığa çıkarması için  Peygamberinize ve onun Kıyamete kadar devam edecek elçilik görevine  destek çıkarak ona Salât edin ve bu kitabın ilkelerini açıklayıcı buyruklarına tam anlamıyla teslim  olarak da ona  Selam edin.

ÇELİŞKİLER NASIL GİDERİLEBİLİR?

En kısa şeklini Ahzab 56’nın işaret ettiği  “Allahümme Salli  ve Sellim ala Muhammed” cümlesinin  ve en uzun şeklini de namazlarımızda okuduğumuz Salât-ı İbrahimiye’nin oluşturduğu Salât’ ve Selam getirilmesi konusunda bir çok hadis rivayet edilmektedir. Pek çok olan ve oturduğumuz yerde duayı çağrıştıran bu hadisleri ret edip dışlama saygısızlığına düşmeden nasıl izah edebiliriz?

Bir diğer anlatımla, Allah Peygamberimize Salât eder ve bize  fiili tebliğle ona destek anlamına salât etmemizi emrederken bizim de ona “Allah’ım! Muhammed’e Salât ve selam et” şeklinde dua etmemizdeki   görülür çelişkiyi, nasıl anlamlandırarak giderebiliriz?

Peygamberimiz hatırlandığı veya yanımızda anıldığında ona karşı Salât ve Selam görevi bilincimiz canlanmalı ve sözlü salâtımız ve selamımızı şöylece anlamlandırmalıyız:

“Allahım ! Bize yüklediğin Peygamberimize salât ve selam  görevimiz olan Kur’ân ilkelerini tebliğ ve bu ilkelere  teslim olma vazifemizi yapabilmemiz için bize yardım et ve bize kolaylaştır.”

SONUÇ

Öğrenme, örnek olma  ve fiilen tebliğ etme girişiminde bulunmadan ve risk üstlenmeden oturduğumuz yerde saatlerce mırıldanılsa da Peygamberimize gereğince Salât ve Selam getirilmiş  olmaz.

Sözü Peygamberimize ve onun şahsında bize verilen ve de Salât ve Selam görevimizin bir bölümünü oluşturan  âyetle bitirelim:

“ Allah’ın karanlıklardan aydınlığa çıkaran  ayetlerini açıkça yalanlayan inkârcılara ve inkârlarını gizleyen münafıklara sakın itaat etme. Onların engellemelerine, eziyet verici sözlerine aldırmadan yoluna devam et ve görevini yaparken yalnızca Allah’a güven. Unutma ki, her konuda güvenilir bir vekil olarak Allah yeter.” (Ahzab 33/48)

Ali Rıza Demircan