İslamî Vahyin bilgisiyle aydınlanamayan kafalardan gerçek aydın çıkmaz.
Bu tipler, çoğu zaman içine düştükleri fikri çelişkileri de anlayamazlar.
Zaman zaman bazı yazılarını alıntıladığımız Soner Yalçın da maalesef böyle.
27 Eylül tarihli yazısından bir bölüm de şöyle:
“Kimliğin en vazgeçilmez unsuru tarihin doğru bilinmesidir. Aksi takdirde; tarih bilinci az ya da hiç olmayan toplumu yönetmek kolaydır…
Son yıllarda “Türk” dediğimizde, “faşist” yanıtı vermeyi alışkanlık haline getirdi bazı çevreler!
Toplum, tarihine düşmanlık yapar hale getirilerek ülkesine yabancılaştırıldı. Amaçları, Türkü “iğdiş” etmekti, başaramadılar da değil! Çoğu kişi “ben Türk’üm” demeye utanır hale geldi!
Kimliği yok etmek toplumsal çözülmenin-çürümenin sebebidir.”
KİMLİĞİ YOK EDEN İLKLER ATATÜKÇÜLER OLDU
Bu ülkede tarihin bilinmesine karşı çıkanlar, doğru bilinmesine engelleyenler üstelik bir de düşmanlık yapanlar Soner Yalçın’ında öve öve bitiremediği Atatürkçüler oldu. Altı asırlık Osmanlıyı yok farzettiler. Oysaki kendileri de Osmanlıydılar. Osmanlının da döküntüleriydiler.
Üstelik Milletimize sorulmadan 1000 yılık bir medeniyetimizi devrimlerle yok etiler. Yabancılaştırmayı, iğdiş etmeyi ve çürümeyi başlattılar.
Yapılanlardan korkulduğu için kendileriyle de çelişerek hukuk ve demokrasi karşıtı 5816’yı da savunur oldular.
Yüz yıllık Kemalizm iktidarının sonunda karşılaştığımız gerçek ADAM KITLIĞI oldu.