islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4690
EURO
36,3690
ALTIN
2.962,53
BIST
9.277,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Cansız-Ruhsuz Mankenler

Cansız-Ruhsuz Mankenler
3 Ekim 2023 09:00
A+
A-

 

Önceki yazımızda bilge lider Aliya‘nın “kültürsüzlük seli” olarak tanımladığı seküler yaşam biçimi istilasının ürünü olan ve hazlarını tatmin etmekten başka hiçbir şey düşünmeyen ruhsuz insan tipinin hızla çoğaldığına dikkat çekmiştik. Sosyolog Şeriati, “Biz ve İkbal” kitabında bu insanları şöyle tasvir eder:

“İnsanlar cansız/ruhsuz ve soğuk mankenlere dönüştüler; cansız mankenler gibi değişip duran modalar sırtlarına ne giydirirse giydirsin, ‘hayır’ diyemiyorlar.

Yüce amaçları: fazla çalışmak, otomobil ve apartman sahibi olmak.

Dertleri: borç, trafik, taksitler ve giyim.

İnanç ve düşünceleri: kitle iletişim araçlarının şırınga ettiği bilgi ve haberler.

Edebiyat ve sanatları: esrar, alkol, marihuana (bir uyuşturucu türü), polisiye romanlar, hasta ruhların saçmalıkları, sapık izmler, seks ve vurdulu kırdılı filmler, renkli televizyon dizileri, reklam posterleri, moda gibi değişip duran ideolojik, felsefi ve siyasi akımlar…

Ahlakları ve aile ilişkileri: Amerikan ailelerinin uygar (!) yaşam biçimi…”

Aslında, bu çağdaş insan tipi, şu hadis-i şerifte tanımlanan insanların ta kendisidir: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki; gayretleri mideleri, dinleri paraları, şerefleri servetleri, kıbleleri de kadınları olacak. Onlar aza kanaat etmeyecekler, çok ile de doymayacaklar.” (Deylemî; Râmuzü’l-Ehâdîs.)

Resulullah Efendimiz (s.a.) bir başka hadis-i şerifinde; altına ve gümüşe, dinara ve dirheme (paraya), kumaşa ve abaya kul olan bu insan tiplerinin helâk olduklarını ve helâk olacaklarını beyan buyuruyor:

“Paranın kulu yüzüstü düşsün (sürünsün), helâk olsun! Dinarın kulu yüzüstü düşsün (sürünsün) helâk olsun. Saçaklı ve şatafatlı (gösterişli) elbiselerin kulu yüzüstü düşsün (sürünsün)! Midenin kulu yüzüstü düşsün (sürünsün) helâk olsun, yıkılsın, baş aşağı olsun! Bir şerre uğrarsa kurtulmasın ki o, kendisine verildiği zaman razı olur, verilmezse kızar ve öfkelenir.” (Buhârî, Cihâd 70, Rikak 10; İbn Mâce, Zühd 8.)

Gerçek şu ki, hadis-i şeriflerde haber verildiği üzere, dini-imanı para olan, serveti şeref vesilesi sayan, midelerinden ve diğer hazlarını tatmin etmekten başka bir şey düşünmeyen, karınları doysa da gözleri doymayan, cinsel arzularının zebunu olup kadını adeta kıble edinen kanaatsiz ve doyumsuz bir insan tipi ile karşı karşıyayız. Yazık ki, bu insan ve toplum tipi “paranın kulu”, “midenin/şehvetin kulu” ve “gösterişli elbiselerin kulu” olmuştur artık. İşte bu, “çağdaş putperestlik”tir; “neo-paganizm”dir… Çağdaş insan; paraya, servete, şehvete, mideye, giyime/modaya tapar hale gelmiştir ve bunun sonu da helâk oluştur!

Kur’ân’da tanımlandığı üzere, “hevasını ilah edinen” ve arzu ve isteklerinden başka bir ilah tanımayan insan tipi, “hayvanlar gibi, hatta onlardan da sapkındır” (25/43-44) ve bu varlık türü helâki hak eder!

Şeytani odakların ürettiği sapkın izmlerin, felsefi, ideolojik ve siyasal akımların beslediği bu “hevâ uygarlığı”, bu seküler-hazcı yaşam biçimi bütün bir insanlığı helâke doğru sürüklerken, bu felaketin tek engeli ve felâhın yegâne adresi olan İslâmiyet ise, yine aynı şer odaklar tarafından insanların, be-tahsis insanımızın idrakinden ustaca kaçırılıyor, sinsice perdeleniyor ve hatta karalanıyor, çarpıtılıyor…

90’larda ülkemize gelen yazar Asaf Hüseyin; ‘Türkiye’deki yazılı ve görsel medyanın hayasızlığını hiçbir İslam ülkesinde ve hatta Batı’da bile görmediğini, Avrupa’da bu tür yayınların poşetlendiğini, kanalların şifrelendiğini’ belirterek eklemişti: “Bunun sebebini düşündüm ve şu kanaate vardım: Türkiye herhangi bir ülke değil; asırlarca İslâm âleminin liderliğini yapmış. Türkiye’nin yeniden İslâmî değerlerle buluşması bütün İslâm dünyasında domino etkisi yapar. Bu yüzden, Türkiye’deki İslâmî dirilişin önünü almak için özel bir operasyon yapılıyor… Çıplaklık kültürünü yaygınlaştırmak da bu operasyonun en başat bir unsuru…”

Oysa, “kültürsüzlük seli”nin etkisiyle İslâmî değerlerinden her geçen gün biraz daha fazla uzaklaşan insanımızı bu anafordan kurtaracak kutlu çağrı (ezan) günde beş kez semalarımızda yankılanıp duruyor:

“Allah en büyüktür! Şahitlik ederim; Allah’tan başka ilah yoktur! Şahitlik ederim; Muhammed Allah’ın elçisidir! (Öyleyse) Haydi namaza! Haydi felâha! Allah en büyüktür! Allah’tan başka ilah yoktur!”

Bu felâh/kurtuluş çağrısı insanımızın idrakine bir ulaştırılabilse! İşte bütün mesele! İşte büyük mesele!

 

Abdullah Yıldız

YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.