Batı basını, aynı bugün olduğu gibi yarım asırdır İsrail’in yaptığı zulümleri görmezden geldi. Bir de buna algı yönetimi eklenince, İsrail her yaptığı zulümde haklı, Filistinliler ise kendi Özyurtlarında parya muamelesi görmekten kurtulamadı
Yıllarca bizim televizyonlarımızda dahi, haberleri izlerken çok duyduğumuz bir cümle vardır. O cümle “Filistin sorunu, İsrail Barış görüşmeleri” cümlesidir. Bu cümle dahi insanların beyinlerinde, İsrail’in her daim barış tarafında olduğu, Filistinlilerin ise bölgede sorun çıkaran bir millet olduğu algısına hizmet etmiştir. Aslında bu cümle, İsrail’in Filistin topraklarında işgalci olduğundan hareketle, “İsrail sorunu, Filistin barış görüşmeleri” olması gerektiğidir. Hal böyle olunca da İsrail’de yaşanan zulümlerin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkması engellenmiş oluyordu.
Bu kısa açıklamadan sonra, bugün yazımızın konusu olan Deir Yassin katliamına geçelim.
DEİR YASSİN KATLİAMI (1948- 245 ÖLÜ)
1948 yılının 9 Nisan’ı 10 Nisan’a bağlayan gece Deir Yassin halkı hoparlör sesiyle yataklarından uyandırılıldı. Bu ses üzerine uyanalar, daha ne olduğunu anlamadan evlerinin ateşe verildiğini gördüler. Evlerinde kalsalar yanarak ölecekler, dışarıya çıksalar kurşunlanarak…
Büyük bir katliam olacaktır o akşam Deir Yassin de… Bu öyle bir katliamdır ki, insanın kanını donduracak cinsten bir katliamdır. Bir gün sonra Deir Yassin’e giden dönemin Kızıl Haç Filistin delegesi Jacques de Reynier, çocuk cesetleri dahil parçalanmış cesetlerden bahsedecektir. O gece bölgede resmi verilere göre 52 çocuk katledilmekle kalmamış, cesetleri de parçalanmıştır.
Hamile kadınların ve çocuklarında bulunduğu 200’ü aşkın insan çırılçıplak soyulmuş, önce sokaklarda dolaştırılmış, daha sonra da kurşuna dizilmişlerdir.
Burada ki yapılan zulmün başka detayları da var ama o detayları yazmak istemiyoruz . Bu konuda altını çizerek söyleyeceğimiz, Deir Yassin katliamını, daha sonra İsrail’de Başbakanlık da yapacak olan Menahem Begin’in liderliğinde ki Irgun ve Stern çeteleri gerçekleştirmiştir. Ne garip bir dünyada yaşıyoruz ki, İsrail devletinin kurucularından ve altıncı Başbakanı olan Meneham Begin’e, daha sonra NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ verilecektir.
Meneham Begin denilen bu zalim yaptığı katliam hakkında şu cümleleri söylemekten de çekinmeyecek ve utanmayacaktır.
“Eğer Deir Yassin zaferi olmasaydı, İsrail devleti olmazdı”
YORUM
Her yazımızın başında dile getirmeye çalıştığımız gibi bu yazımızda da şerhimizi koyalım. Ne Filistin ne de İsrail tarafında sivillerin ölmesini, çocukların katledilmesini tasvip etmemiz mümkün değidir
Ancak şunu ifade edelim ki 1948 yılından bu yana Filistin’i kan ve gözyaşına boğanların, bu katliamları seyredip gereğini yapmayanların, Kudüs Filistin’in başkenti olmak kaydıyla iki devletli çözüm aramayanların, bugün ağlamaya ve sızlanmaya hakları yoktur.
Yazımızı Ali Rıza Demircan Hocamızın anlamlı sözüyle bitirmek istiyorum.
“Zalim şiddet, Adil şiddeti doğurdu”
(Devam edecek)
MİRATHABER.COM