Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, “toplu katliamı destekleyen” Batı dünyasının, insanlık sicilinden kaydının düştüğünü söyledi.
Quds Press haber sitesine göre, basın açıklaması yapan Heniyye “Batı, Müslüman halklarla arasına yıkılmayacak bir duvar ördü.” dedi.
Heniyye, “Batı’nın insanlık sicilinden kaydı düşmüştür” diyerek gerekçesinin, İsrail‘in Gazze‘deki toplu katliamını desteklemesi olduğuna dikkat çekti.
Arap ülkeleri ve İslam dünyası liderlerine “Allah için öfkelenmeniz için daha ne kadar katliama ve kana ihtiyacınız olacak?” şeklinde seslenen Heniyye, liderlere Gazze’deki çocuk, kadın ve yaşlıların kanlarının bu denli akması karşısında tarihi bir tavır almaları gerektiğini vurguladı.
Heniyye, “Batı Şeria için de şehitler faturasının uzak olmadığı” uyarısında bulundu.
AA
Batı hakkında İslam ülkelerine ve özellikle bizlere yıllardan beri yutturulmaya çalışılan “Batı medenidir” olgusunun yerle yeksan olduğu bir zaman diliminden geçiyoruz.
Hemen şunu kaydedelim ki Batı, hiçbir zaman Medeni olmadı, olamadı…
Sosyologlar medeni toplumları, “insanlar arasında adaletli davranabilen toplumlar medenidir” şeklinde özetlemektedirler. Oysa Batı dediğimiz ülkeler ve medeniyetin temsilcisi olduğunu söyleyenler, kendi ırklarının haricinde ki insanlara zulmetmekten hiçbir zaman geri durmadılar. ABD’de yaşayan Zenciler, 1955 ve hatta 1960 yılına kadar, toplu taşım araçlarında bile tecrit edildiler. Avrupa kıtasında ki ülkelerde ise, 1970’li yıllara kadar, zenci ve beyazların lavaboları ayrıldı ve zenciler ikinci sınıf insan muamelesi gördü. Günümüzde de baktığımızda birçok konuda durum pek farklı değil.
Afrika kıtasının yer altı madenlerini ve yer üstü zenginliklerini sömüren batı, orada bulunan insanların aç mı susuz mu olduğu konusunda geriye dönüp bakmadı bile…
Filistin toprakları Filistinlilerindir ve dolayısıyla da Müslümanlarındır.
Müslümanlar ne zaman Kudüs’ü yönetimi altına alsalar, orada bütün din mensupları rahat ve huzurlu bir şekilde yaşamışlar, haçlılar ne zaman burayı ele geçirse kan ve gözyaşına boğmuşlardır. Tarih bunun en büyük ispatıdır.
Gerek 637’de Hz. Ömer Kudüs’ü fethettiğinde, gerekse 1187 Selahattin Eyyubi Kudüs’ü aldığında bölgeye barış ve huzur gelmiş, Müslümanlar ile birlikte Yahudi ve Hristiyanlar özgür bir şekilde dinlerini yaşayabilmişlerdir. Ama 1099 yılında Haçlılar Kudüs’ü aldıklarında ise, kan gövdeyi götürmüş, taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmamışlar, insan kıyımı gerçekleştirmişlerdir.
1917 yılına kadar Osmanlı yönetiminde olan Kudüs ve Filistin, İslam güneşinin verdiği nur ile aydınlanırken, bu tarihten sonra İngiliz ve Yahudilerin bilinçli ve programlı bir şekilde ortaya koyduğu oyunlara sahne oldu. Bu oyunlar neticesinde kan ve gözyaşına revan oldu.
Ancak bizler birer Müslüman olarak, İslam aleminin başında ki yöneticilerin duyarsızlığına ve vurdumduymazlığına rağmen, Filistin ve Kudüs konusunda hala ümidimizi yitirmedik ve yitirmeyeceğiz.
Bizler çok iyi biliyoruz ki, İslam düşmanlarının İslam âlemi için kurguladığı bütün oyunlar, bir gün gelip kendi başlarında patlayacaktır.
“Hani o inkar edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır.” (Enfal Suresi 30)
MİRATHABER.COM
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ