(Holokost, özellikle 1933–1945 yılları arasında 6 milyon Yahudiye karşı devlet desteğiyle sistematik olarak gerçekleştirilen zulüm ve katliamları)
“Ne kısa vadede ne de uzun vadede, bu noktaya nasıl geldiğimizin gerçekçi bir muhasebesi yapılmadan adaletin sağlanması mümkün değildir”
Birleşik Krallık merkezli Guardian gazetesinde, Raz Segal imzasıyla, “İsrail, Holokost’u silah olarak kullanmayı bırakmalı” başlıklı bir köşe yazısı yayımlandı.
İsrailli bir tarihçi olan Raz Segal, ABD’deki Stockton Üniversitesi’nde Holokost ve soykırım alanlarında çalışan bir doçent olarak görev yapıyor.
İsrail‘in Gazze’ye yönelik yoğun saldırılarını el alan Segal yazısına ABD Başkanı Joe Biden’ın 7 Ekim’deki saldırıların ardından yaptığı açıklamayı hatırlatarak başladı.
Başkan Biden, Hamas saldırılarının ardından şunları söylemişti:
Kutsal bir Yahudi bayramı olan 7 Ekim, Yahudi halkı için Holokost’tan bu yana en ölümcül gün oldu. Binlerce yıllık antisemitizmin ve Yahudi halkının soykırımının bıraktığı acı hatıraları ve yaraları su yüzüne çıkardı. Dünya o zaman izledi, biliyordu ve hiçbir şey yapmadı. Bir daha hiçbir şey yapmadan durmayacağız. Ne bugün, ne yarın, ne de hiçbir zaman.
12 Ekim’de eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in “Nazilerle savaşıyoruz” açıklamasını da hatırlatan Segal, “Güçlü müttefiklere ve güçlü bir orduya sahip güçlü bir devlet, sömürgeci bir yönetim ile askeri işgal ve kuşatma altındaki vatansız Filistinlilere karşı misilleme saldırısında bulunurken Nazilere karşı mücadele eden güçsüz Yahudiler olarak tasvir ediliyor” ifadelerini kullandı.
İsrail insan hakları örgütü B’Tselem: Gazze’nin bombalanması savaş suçudur
ABD Başkanı Joe Biden’ın Filistinlilerle ilgili “saf kötülük” imgesi yaratmaya çalıştığını belirten Segal, 1948’den bu yana yaşananları açıklamadan 7 Ekim’e nasıl gelindiğinin anlaşılamayacağını belirtti.
İsrailli siyasetçilerin daha önce de Holokost hafızasını bir silah olarak kullandığını belirten Segal, 1982’de dönemin İsrail Başbakanı Menachem Begin’in Beyrut’taki Filistin lideri Yaser Arafat’ı Berlin’deki sığınağında saklanan Adolf Hitler’e benzetmesini hatırlattı.
Segal ayrıca 2015’te Netanyahu’nun Hitler’in zihnine Yahudileri öldürme fikrini Filistinli başmüftü Hac Emin el-Hüseyni’nin yerleştirdiğini iddia etmesini Holokost’un silahlaştırıldığı bir başka örnek olarak ortaya koydu.
Biden’ın sözlerini eleştiren Segal, “Biden’ın sözleri Holokost’un ders kitaplarındaki kullanımı gibi soykırımcı şiddetle karşı karşıya kalan güçsüz insanların yanında durmak için değil, güçlü bir devletin son derece şiddetli bir saldırısını desteklemek ve aynı zamanda bu gerçeği çarpıtmak için kullanılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Holokost tarihinin şu anda yaşananlar için bazı dersler sunduğunu belirten Segal, şunları yazdı:
Bize devlet şiddeti ve soykırımla karşı karşıya kalanların seslerini ve bakış açılarını merkeze almamız gerektiğini hatırlatıyor. Gazze’deki Filistinlilerin şu anda ihtiyaç duyduğu en acil şey ateşkes ve İsrail bombardımanının sona ermesidir. Hamas saldırısından sağ kurtulan İsraillilerin ve Gazze’de öldürülen ya da esir tutulan İsrailli sivillerin aile üyelerinin en azından bir kısmının istediği de budur.
Yazısında 1948’den bu yana yaşananlarla hesaplaşma çağrısı yapan Segal, “Gerçekten de, Holokost ve anısına ilişkin hiçbir değer, hakikatten daha merkezi bir yere sahip değildir. Ne kısa vadede ne de uzun vadede, bu noktaya nasıl geldiğimizin gerçekçi bir muhasebesi yapılmadan adaletin sağlanması mümkün değildir. Bu da 1948 Nekbe’sinden bu yana Filistinlilere yönelik İsrailli yerleşimci-sömürgeci şiddetin uzun tarihini tamamen tanımak anlamına gelmektedir” dedi.
1948 Nekbe’si nedir?
Filistinliler için zorunlu göç, yağma ve katliamların simgesi olan “Nekbe” (Büyük Felaket), tam 69 yıldır dinmeyen bir acıyı ifade ediyor.
İsrail’in 15 Mayıs 1948’de tarihi Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi, Filistinliler için onlarca yıldır devam eden felaketler silsilesinin başlangıcı oldu.
Günümüze kadar uzanan bu süreçte Filistin topraklarının büyük bölümü işgal edildi, sistematik katliamlarla binlerce Filistinli öldürüldü, bir milyona yakın kişi vatanından sürdü, 675 köy yok edildi ve bazı kentler Yahudileştirildi.
Nekbe’den bu yana işgali genişleten İsrail, şu an 27 bin kilometrekarelik tarihi Filistin topraklarının yüzde 85’ine el koymuş durumda. Filistinliler ise bu alanın sadece yüzde 15’ini kullanabiliyor.
İsrail ayrıca 1967 yılında işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da da yasa dışı Yahudi yerleşim birimi inşaatlarına devam ediyor.
Yüz binlerce Filistinlinin yurtlarından sürülerek bir günde “mülteci” konumuna düştüğü günü Nekbe olarak adlandıran ilk kişi ise Arap ulusalcılığının en önemli teorisyenlerinden Suriyeli tarihçi Konstantin Zurayk olarak biliniyor.
Independent Türkçe, Guardian, AA