islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4916
EURO
36,2572
ALTIN
2.963,26
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

İSLAM, ŞEFKAT VE MERHAMETİ EMREDER

İSLAM, ŞEFKAT VE MERHAMETİ EMREDER
24 Kasım 2023 09:00
A+
A-

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 24 Kasım 2023 tarihli ve “İslam, Şefkat ve Merhameti Emreder” konulu cuma hutbesini siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz…

Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın senin etrafından dağılıp giderlerdi…”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Merhamet edene Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.”[2]

Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam, şefkat ve merhamet dinidir. Rabbimizin güzel isimlerinden biri de “er-Rahmân”dır. O, merhametin yegâne kaynağıdır. Allah’ın bütün peygamberleri birer rahmet elçisidir. Ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s), âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberdir.

Kıymetli Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s), şiddetin yerine şefkati, nefretin yerine merhameti inşa etmiştir. O, canlı cansız her varlığa şefkat ve merhametle davranmıştır. Bir cana kıymanın bütün insanlığa kıymakla, bir gönlü incitmenin, Rahmân’ın arşını yıkmakla eşdeğer olduğunu bize o haber vermiştir. Dini, dili ve rengi ne olursa olsun her insanın hürmete layık olduğunu; canının, kanının, malının ve haysiyetinin dokunulmaz olduğunu bize o öğretmiştir. Savaşın da bir ahlakı olduğunu; masum canlara, hatta çevreye ve hayvanlara zarar verilmemesini bize o göstermiştir.

Aziz Müslümanlar!
Ne yazık ki, Allah Resûlü (s.a.s)’in bize miras bıraktığı merhamet öğretilerinden gün geçtikçe uzaklaşmaktayız. Ailede, işte, trafikte, hâsılı gündelik hayatın içerisinde şiddetin her türlüsüne üzülerek şahit olmaktayız. Maalesef şiddetten en çok kadınlar, çocuklar ve yaşlılar etkilenmektedir. Oysa ki kimden gelirse gelsin, kime yönelik ve hangi gerekçe ile yapılırsa yapılsın, şiddetin hiçbir çeşidi kabul edilemez. Şiddeti meşru gören hiçbir söz, tutum ve davranış kendine Kur’an ve sünnette yer bulamaz. İslam’a göre şiddet, zulümdür, kul hakkı ihlalidir. Ağır bir vebaldir, büyük bir günahtır.

Kıymetli Kardeşlerim!
Şiddet, insanlığın en büyük düşmanıdır. Kendisine şiddet ve nefreti esas alanlar, insanlık ailesine en büyük kötülüğü yapanlardır. Bu büyük kötülüğün en acı örneklerinden biri bugün Filistin’de yaşanmaktadır. Hak ve hukuk tanımayan zalimler, Filistinli kardeşlerimize şiddetin her türlüsünü reva görmektedir. Mabetler, hastaneler ve okullar vahşice bombalanmakta; Müslümanlar, baskı ve şiddetle vatanlarından koparılmaktadır. Vicdan yoksunu caniler, kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmeden Gazze’de büyük bir soykırım gerçekleştirmektedir. Filistin’de insan hakları, çocuk hakları, eğitim hakları gibi en temel haklar, işgalci zorbalar tarafından ayaklar altına alınmaktadır. Bu hakları savunduklarını iddia edenler ikiyüzlü tavırlarıyla yaşanan bu katliamları görmezlikten gelirken, insaf ve vicdan sahibi insanların sayısı yeryüzünde her geçen gün artmaktadır. Unutulmamalıdır ki, şiddet hiçbir kimseyi ve toplumu başarıya ulaştırmaz. Gazze’de masum insanları katledenleri, dünyada hüsran, ahirette ise can yakıcı bir azap beklemektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in uyarısı gayet açıktır: إِنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَذَابًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ، أَشَدُّهُمْ عَذَابًا لِلنَّاسِ فِي الدُّنْيَا “Kıyamet günü en ağır azaba uğrayacak olanlar, dünyada insanlara azap edip, şiddeti reva görenlerdir.”[3]

Değerli Müminler!
İnsanların gönlüne şefkat ve merhamet tohumlarını ekenlerin başında anne babalar ve öğretmenler gelmektedir. Öğretmenlerimiz, geleceğimizi imar etmek için canla başla çalışan fedakâr insanlardır. Evlatlarımızı iyiye ve güzele yönlendirmek, milli ve manevi değerlerine bağlı, çevresine ve insanlara faydalı kişiler olarak yetiştirmek için var güçleriyle gayret gösteren cefakâr insanlardır.

Bu vesileyle bizleri ilim, irfan ve hikmetle buluşturan, bu günlere gelmemize vesile olan bütün öğretmenlerimizi hürmet ve minnetle yâd ediyorum. Ahirete irtihal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık, afiyet ve huzur diliyorum.

Hutbemi, “Ben ancak bir muallim olarak gönderildim.”[4] buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Huşû duymayan kalpten, doymayan nefisten, fayda vermeyen ilimden ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.”[5]

[1] Âl-i İmrân, 3/159.

[2] Tirmizî, Birr, 16.

[3] İbn Hanbel, IV, 90.

[4] Dârimî, Mukaddime, 32.

[5] Müslim, Zikir, 73; Nesâî, İstiâze, 13.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

ETİKETLER: islam, Manşet