Dinler tarihinin çeşitli yönleri ile üzerinde en fazla konuştuğu, tartıştığı ve hakkında en fazla kitap yazılan kişisi kuşkusuz İsa Mesih’tir. Bu tahmini bir değerlendirme değil aşikar olarak çok açık bir gerçektir. İsa Mesih’i bu kadar konuşulur olmasının nedeni İncil ve Kur’ân’da kendisinden yoğun bir şekilde bahsedilmesidir. Peki, neydi esas itibarıyla onu bu kadar konuşulur yapan? Tanrı Oğlu muydu veyahut Tanrı Elçisi miydi? Her şeyin ötesinde işte bütün tartışmaların merkezindeki soru bu…
Toplamı yaklaşık dört milyarın üzerinde olan Müslümanların ve Hristiyanların gündeminde olan bir şahsiyettir. Mesih’in asıl tartışılır yönü ise tabiatı konusudur. Hristiyanlar İsa’yı Tanrı/Tanrı oğlu kabul ederler. Kur’ân ise bu iddiayı açık bir dille reddedip onun Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu vurgular.[1]Makalemizde İsa Mesih’i Tanrı olduğu iddiası eleştirel analize tâbi tutulacaktır.
Hristiyan dünyanın İsa Mesih’e yüklediği değeri net bir şekilde ortaya koymadan gelişi güzel yorumlar yapmak bizi hatalı sonuçlara götürebilir. Kendi kaynaklarından İsa Mesih’e bakış açılarını incelersek Hristiyanları daha iyi anlamış oluruz. Bir Hristiyan “İsa Mesih’in kim olduğu” sorusuna nasıl yanıt verir? Bu sorunun cevabı Hristiyan ilahiyatı üzerine çalışmaları olan uzman kişilerin eserlerinde aranmalıdır. Bu konuda ilk olarak bakılması gereken yer Pavlus’un mektuplarıdır. Pavlus İsa Mesih’in kimliğini şöyle açıklar:
“Görünmez Tanrı’nın görüntüsü, bütün yaratılışın ilk doğanı O’dur. Nitekim gökte ve yeryüzünde, görünen ve görünmeyen şeyler, tahtlar, egemenlikler, yönetimler ve hükümranlıklar, her şey O’nda yaratıldı. Her şey O’nun aracılığıyla ve O’nun için yaratılmıştır. Her şeyden önce var olan O’dur ve her şey varlığını O’nda sürdürmektedir. Bedenin, yani inanlılar topluluğunun başı O’dur. Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan ve ölüler arasından ilk doğan O’dur. Çünkü Tanrı, tüm doluluğunun O’nda bulunmasını uygun gördü. O’nun çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerde ve gökte olan her şeyi O’nun aracılığıyla kendisiyle barıştırmaya razı oldu.”(İncil, Koloselilere Mektup, 1. Bölüm, 15-20. Cümleler)
Bu açıklamaları esas alan Hristiyanlar İsa Mesih’in Tanrısal bir yapısının bulunduğunu söylerler. Allah ile aynı güce ve bilgiye sahip olduğunu savunurlar. Yine onlara göre İsa sıradan bir insan ya da Allah’ın elçisi olmayıp Allah’ın bizzat kendisidir. Ve tüm elçileri gönderendir. Hristiyan amentüsüne göre İsa, Tanrı kelamının yeryüzündeki görüntüsüdür, Allah ete-kemiğe bürünüp İsa olarak görünmüştür. İsa, yaratık değil yaratıcıdır. Varlığının başlangıcı ve sonu yoktur. Tanrı’nın öz yapısından olup insan bedeni alarak aramıza gelen ezeli bir varlıktır. Tüm insanlığın günahının bedeli olarak çarmıhta kendi canını kurban etmiştir İsa. Şu anda gökte Baba’nın sağında olup, bütün ulusları yargılamak için bir gün ansızın geri gelecektir.[3]
Hristiyanlar İsa Mesih’e Yahve, Tanrı, Tanrı Oğlu, İlk ve Son, Mesih, Rab, Kurtarıcı, Kral, Yargıç, Işık, Kaya, Fidye, Bedeli Ödeyen, Koca, Baş Kâhin, Çoban, Kuzu, Yaratıcı, Şifa veren ve Günahları Bağışlayan unvanları verirler.[4] . Hristiyan amentüsünü ya da ilahiyatını inceleyen herkes görecektir. Ki -onlara göre- İsa Mesih insan görüntüsüne sahip gerçek bir Tanrı’dır. İsa hakkındaki Hristiyan öğretisi az önce açıklandığı şekildedir. Hristiyan geleneksel yapısı İsa Mesih’in Tanrı olduğunda ısrarcıdır. Bunu benimsemeyen herkes şeytanın çocuğu, Mesih karşıtı ve hakkın düşmanı kabul edilir.[5]Hristiyanlar arasından İsa Mesih’in Tanrısallığını reddeden ya da daha farklı şekillerde yorumlayan akımlar olmuşsa da bu cereyanlar kabul görmeyip dışlanmış veya sürekli azınlıkta kalmıştır.
“İncil, İsa’nın Tanrılığı iddiasını gerçekten onaylar mı ya da Hristiyanların İsa Mesih hakkındaki inanışları İncil’e uygun mudur?” Soruları çok ciddi tartışma konularıdır. İncil’i dikkatlice incelediğimizde İsa Mesih’in tanrısallıkla bir ilgisi olmayıp bizim gibi kul olduğunu, bizden farklı olarak Allah’tan vahiy aldığını görürüz. Yeni Ahit’teki mektuplar, konsül kararları ve kilise babaları İsa Mesih’i Tanrı olarak tanıtsa da İncil’de aksine beyanlar mevcuttur.
İsa (as)’ı “Tanrı Oğlu” kabul eden Hristiyanlar onun Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu, insanî zafiyetler gösterdiğini ve Allah’a ibadet ettiğini gösteren İncil cümlelerini ya sansürlerler ya da zorlama yorumlarla, biri diğeri ile çelişen felsefî izahlarla gözlerden uzak tutmaya çalışırlar. Yapılan sözde izahlar yeni sorular ve yeni itirazlar doğurmaktadır. Dışarıdan bakıldığında İsa’nın sözde Tanrı olduğu konusunda tam bir ittifak var zannedilse de, yüzyıllar boyu Mesih’in tabiatının tartışma konusu olması bu inanışın İncil ile bağdaşmadığındandır. Hristiyan geleneği İncil ile çatışma içindedir ve bu sorun giderilmediği sürece konu hakkındaki tartışmalar da bitmeyecektir.
İsa Mesih’in Tanrı olarak algılanmasında bir noktada mes’ul olanlar Müslümanlardır. Eğer Kur’ân ışığında “İncil Tefsiri” yapılsaydı, “İncil’in İncil ile Açıklanması” gerektiği vurgulansaydı, “İncil Anlama Usulü”nü biz geliştirmiş olsaydık ve Hristiyanlara vahiy penceresinden bakmayı gösterseydik durum daha değişik olabilirdi. Bu şekilde İncil-Kur’ân uyumu ve İncil ile Hristiyan ilahiyatının çelişik noktaları ortaya konabilirdi. Biz İncil’e ilgisiz kaldığımız için pek çok gerçek hurafe enkazının altında kaldı.
İncil’in iç bütünlüğünü değil de konsül kararlarını, kilise babalarını ve kadim felsefi yorumları esas alan Hristiyan ilahiyatı, İsa’nın tebliğini ve mücadelesini unutmuş, onun “Tabiatını/Tanrılığını nasıl açıklarız” tartışması üzerinde odaklanmıştır. Oysa Allah Kur’ân’ın indiriliş nedenlerinden birini de “Allah çocuk edindi diyenleri uyarmak için” dememiş miydi? (Kehf 18/1-4 ve Meryem 19/35-39). Peki, biz bu uyarıyı İncil-Kur’ân bütünlüğünde gerçekten yapabildik mi? Bu sorunun da cevabını aradığımız makalemiz dikkatlice okunduğunda neyi kast ettiğimiz daha net bir şekilde anlaşılacaktır. Şimdi somut örneklerle konuyu netleştirmeye çalışalım:
İncil ifadeleri İsa Mesih’i Tanrı yapmaz tam aksine Tanrı’nın hizmetkârı yapar. İncil, İsa (as)’dan “Tanrı’nın insan/kulu” diye bahseder ilgili kısımlar şöyledir:
· “Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: “İşte Kulum, O’nu ben seçtim. Gönlümün hoşnut olduğu sevgili Kulum O’dur.Ruhum’u O’nun üzerine koyacağım, O da adaleti uluslara bildirecek.”(Matta, 12/17-18)
· “İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrısı, atalarımızın Tanrısı, Kulu İsa’yı yüceltti. Siz O’nu ele verdiniz.” (Elçilerin İşleri, 3/13)
· “Tanrı, sizleri kötü yollarınızdan döndürüp kutsamak için Kulu’nu ortaya çıkarıp önce size gönderdi.”(Elçilerin İşleri, 3/26)
· “Gerçekten de Hirodes ile Pontius Pilatus, bu kentte İsrail halkı ve öteki uluslarla birlikte senin meshettiğin kutsal Kulun İsa’ya karşı bir araya geldiler” (Elçilerin İşler, 4/27-28)
İbarelerden anlaşılacağı gibi İsa (as) Allah’ın kendisi değil kuludur[6]. Ancak ne konsül kararlarında ne de kilise önderlerinin yazılı/sözlü eserlerinde bu gerçeğe hiç değinilmez ya da bu gerçeğin üzerinde durulmaz. Yine ilgili ifadelere göre İsa meshedilmiş/yüceltilmiş birisidir oysa Tanrı’nın birilerinin yüceltmesine ihtiyacı yoktur. Allah, İsa (as)’ı elçi yaparak onu yüceltmiştir. Bu durum, İsa’nın Tanrı olmadığını, Tanrı tarafından makam ve paye verilmiş değerli bir insan/kul olduğunu açıkça ortaya koyar.
· İsa Allah’a şükreden bir kuldu: “İsa, “Onları buraya, bana getirin” dedi. Halka çayıra oturmalarını buyurduktan sonra, beş ekmekle iki balığı aldı… şükretti;sonra ekmekleri bölüp öğrencilerine verdi, onlar da halka dağıttılar.” (Matta, 14/18-19)
· İsa Allah rızası için, O’nu memnun eden ameller işleyen bir kuldu: “Beni gönderen benimledir, O beni yalnız bırakmadı. Çünkü ben her zaman O’nu hoşnut edeni yaparım.” (Yuhanna, 8/29)
· O canlılara rızkı ve bereketi Allah’ın verdiğine iman ediyor, yardımı bütün nimetleri sahibi Allah’tan bekliyordu: “O zaman İsa öğrencilerine, “Ürün bol, ama işçi az” dedi, “Bu nedenle ürünün sahibi Rab’be yalvarın, ürününü kaldıracak işçiler göndersin.” (Matta, 9/37-38)
· Mesih gecelerini Allah’a ibadetle geçiren takvalı bir insandı ve diğer insanları da Allah’tan korkmaya davet etti:“… İsa, dua etmek için dağa çıktı ve bütün geceyi Tanrı’ya dua ederek geçirdi.” (Luka, 6/12)“Bedeni öldüren, ama canı öldüremeyenlerden korkmayın. Canı da bedeni de Cehennemde mahvedebilen Allah’tan korkun.”(Matta, 10/28)
· Allah’ın değerli kulu İsa bir gün öleceğini ve dönüşün rabbine olacağını çok iyi kavramıştı: “… Kendisinin Tanrı’dan çıkıp geldiğini ve Tanrı’ya döneceğini biliyordu.” (Yuhanna, 13/3)
· “İsa şu karşılığı verdi: “Eğer ben kendimi yüceltirsem, yüceliğim hiçtir. Beni yücelten, ‘Tanrımız’ diye çağırdığınız Babam’dır. Siz O’nu tanımıyorsunuz, ama ben tanıyorum. O’nu tanımadığımı söylersem, sizin gibi yalancı olurum. Ama ben O’nu tanıyor ve sözüne uyuyorum.”(Yuhanna, 8/54-55)
Yukarıda anlatılan kişilik sizce Tanrı olabilir mi? Şimdi sormak istiyoruz, İncil’e göre İsa tanrı mıdır yoksa Tanrıya mı muhtaçtır? Tanrı’nın gözyaşları içinde yalvarıp yakardığı nerede görülmüş? Rabbini razı etmek için salih ameller işleyen, her fırsatta O’na muhtaç olduğunu ifade eden ve gözyaşları içinde korku ve ümit ile Allah’a yalvaran İsa Mesih’e Allah’ın ortağı/oğlu/ilah demek mümkün mü? İsa’ya İlah diyenlerin İncil ile bir alakası olabilir mi?
Kur’ân İncil ehli -Allah’ın o kitapta indirdiği- ile hükümetsin. (Mâide 5/47) derken, Hristiyanları İncil’deki işte bu hakikatlere çağırmaktadır. Kur’ân’ın İncil’e yönlendirme yapması, mevcut İncil ile Kur’ân arasında ilişki kurmamızı zorunlu hale getirir.
İncil, Mesih için “Allah’ın kulu” derken ve yaşantısı bu kadar ortadayken Hristiyanların “İsa Tanrıdır” diyerek İncil’in karşısında olmaları akıl alır gibi değildir. Yukarıdaki İncil beyanlarına aynen biz de katılıyoruz ve İncil’e aynı bağlılığı Hristiyanlardan da bekliyoruz.
Bu noktada Kur’ân’ın şu ayetlerini okumak isabetli olacaktır: Ey Ehl-i Kitap! Allah’ın ayetlerini ne diye örtüyorsunuz, hâlbuki doğru olduklarına şahitsiniz? Ey Ehl-i Kitap! Gerçeği neden gerçek dışı gibi gösteriyor, bile bile gerçeği gizliyorsunuz?(Âl-i İmrân 3/70-71)
Devam edecek
————
[1] Kur’ân ayetlerinin yönlendirmesi ile yapacağımız eleştiriler Hristiyan çevrelerce benimsenmeyebilir. Ancak İncil’den yapacağımız alıntıların dikkatlerini çekeceğini düşünüyoruz. Ayrıca Hristiyan dünyanın İsa Mesih’in gerçek kimliğini bulmaları ve onu gerçek yönüyle tanımaları için yazımızda İncil’den daha fazla alıntılar yapmaya özen gösterdik.
[2] Carlos Madrigal, Üç Tanrı mı? Tek Tanrı mı? “Tevhidde Teslis”, s: 129 ve Hıristiyanlık Tarihi, (Tercüme: Sibel Sel – Levent Kınran) s: 179.
[3] J. Oswald Sanders, (Tercüme: Hande Taylan), Mesih’in Eşsizliği, s: 73-101.
[4] Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, (Tercüme: Dominik Pamir) s: 113-178, Josh McDowell & Bart Larson, (Tercüme: Fikret Böcek), Mesih İsa’nın Tanrılığı, s: 18-70, James Montgomery Boice, (Tercüme: Batur Alp Bal), Hıristiyan İnancının Temelleri, s: 293-408, Dr. Thomas Michel, Hıristiyan Tanrı Bilimine Giriş, s: 58-64, Wayne Grudem, (Tercüme: Levent Kınran), Hıristiyan İlahiyatı, s: 243-287, Türkiye Kiliseleri Ortak Komisyonu, Temel İlkeleri İle Hıristiyanlık, s: 29-30 ve İnanıyorum, Küçük Katolik Katekizmi, (Tercüme: Robert Kaya), s: 27-76.
[5] İncil, Yuhanna, 1. Mektup, Bölüm 4, Galatyalılara Mektup, Bölüm 1/6-9. ve Carlos Madrigal, Üç Tanrı mı? Tek Tanrı mı? “Tevhidde Teslis”, s: 128. Batılılar yüzyıllar boyu Muhammed (as)’ın şeytan ya da şeytanın çocuğu olduğu iddia etmişlerdir. Onlara göre İsa Mesih’e Tanrı/Tanrı oğlu demeyen Muhammed (as) Deccal, İslam deccaliyet ve Müslümanlar da bu deccallığın askerleridir. Bkz: Salih Akdemir, “Müsteşriklerin Kur’ân-ı Kerim ve Hz. Muhammed (S.A.V)‟e Yaklaşımları”, A. Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi, XXXI, 179-210 (1989).
[6] İncil’deki “Kul” kelimesinin nasıl sansürlendiği için bkz. Vedat Yılmaz, Kelime Oyunları ve Tanrı Oğlu İnancı. Kitap ve Hikmet Dergisi, Sayı: 5, s: 85-88.
[7] İsa ilah ise, bu durumda Tanrı kendisinden başka bir ilaha mı yalvarıyordu? Bu şirk değilse şirk nedir?
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
MİRATHABER.COM – YOUTUBE
İsa Mesih ile Tanrı arasındaki ilişki biz günahlıların babamızla olan ilişkimiz gibi değildir, bu kadar basite indirmeyin.Ayrıca İncil’de net bir şekilde İsa Mesih’in Tanrı’nın oğlu olduğu, İsa vaftiz edildikten sonra Tanrı’nın “sevgili oğlum budur, ondan hoşnutum” dediği yazar. (Matta 3:17) Eski Anlaşmada da İsa Mesih’ten Rab diye söz edilmiştir. İnsanları manipüle etmeyiniz.