islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Umarsızlığın Girdabında İnsanların Zulme Seyirci Kalması…

Umarsızlığın Girdabında İnsanların Zulme Seyirci Kalması…
30 Ocak 2024 09:30
A+
A-

Umarsızlığın Girdabında İnsanların Zulme Seyirci Kalması…

Umarsızlığa alıştırılan insanların etrafında olup bitene karşı kayıtsız kalmasının eleştirel bir tutumla ele alınmasının taşıdığı ahlaki zaafın gayriahlâkî bir zemini doğurmasının getirdiği sosyolojik kırılmayı anlamak giderek zorlaşmaktadır.

İnsanlar umarsızlaştırılıyor. Bencilliğin giderek çoğalan karakteri ile insanı sarmalaması ve salt kendini düşünen bir bireye dönüşmesi ile giderek başat bir unsur oluşu ile umarsızlık arasında birebir bir ilişki giderek çoğalmaktadır. Kendisini düşünen bir bireye dönüşen insan, kendisi dışında olan bitene seyirci kalmayı bir marifet addetmekte ve bunu kendisini koruma güdüsü eşliğinde yaptığını sandığı konfor içinde yuvarlanıp gitmektedir. Aynı kişinin bir haksızlığa uğradığında yalnız kaldığını görünce de en büyük sitayişlerle bu yalnızlığını şikâyet etmesi ve insanların umarsızlığını gündemleştirmesi ise başlı başına bir gayriahlâkî durumu işaret eder.

‘Öncelik senindir’ ilkesi eşliğinde sosyal yaşama katılan bireyin sağlıklı bir zeminde ilişki kurması beklenemez zaten! ‘Sen kendini düşünmezsen kimse seni düşünmez’ algısı ile beslenen kişiliğin başkasının çektiği zulme duyarlı hale gelmesi düşünülemez! Popüler kültürün inşa ettiği benlikler ise, popüler kültürün sınırları içinde varlıklarını sürdürmekle sınırlı kalmaktadırlar. Gazze olgusu ve bunun yansımaları bu meseleyi açıklığa kavuşturur. Son bir aya yakındır Gazze’de İsrail soykırımı konuşulmaz olunca, unutulmaya yüz tuttu… Bir azınlık tarafından gündemleştirilmeye çalışılan Filistin olgusu ise yeterli desteği sağlayamadığı için orada insanların ölmeye, aç ve susuz yaşamaya devam etmeleri sürdürülmektedir. Yaralılarını bile tedavi edemeyen bir halkın yaşadığı trajediye karşı bu kadar duyarsız kalınması büyük bir insanlık suçu ve trajedisidir.

Müslümanların durumu ise acınası bir durumdur. Kendi dindaşları olan Filistinli Müslümanların katledilmelerine seyirci kalmaları yetmemekte, yapılabilecek bir yardımı da yapamamaları ise büyük bir trajedidir.

Kahır ekseriyet Müslümanların müslüman olma iddiaları çökmüştür.

Müslüman ülkelerin yöneticilerinin ise bu konudaki sorumluluklarını üstlenmemeleri ve uluslar arası sistemden bunu beklemeleri kendi durumlarını trajikomik bir duruma düşürmektedir. Filistin toplantılarında yüksek sesle İsrail eleştirisinin reel bir karşılığının olmadığı belirginleştiği andan itibaren, Gazze direnişinin şanlı unsurları olan mücahitlerin İsrail’i her şeye rağmen yenilgiye uğratmasının sevinci bile kursakta kalmaktadır.

Umarsızlığın birey, toplum, kurumlar nezdinde aynı ağırlığı taşıması ise başlı başına bir sorunsal alanı işaret eder. Popülerliğin sağladığı zemin üzerinden yapılan bir iki umarlı davranış ise popüler olmaktan çıktığı andan itibaren anlamsızlaşmaktadır. Filistinliler popüler olmaktan çıktığı andan itibaren umarsızca bakışlara maruz kalmakta ve haksızca bir biçimde ölmekte ve ölüme terk edilmektedirler. Bu durumun değişebilmesinin yolu, bu durumun farkındalığına sahip olmaktan geçen bir öncü grubun ayağa kalkmasını başarmasıdır.

Modern dünyanın ürettiği düşüncenin inşa ettiği kültürün ürettiği umarsızlığın farkındalığına sahip olmadan, modern düşünceyi bütün boyutluluğu içinde reddetmeden bir çıkış yolu bulunamaz! Modern düşünce yenilgiye uğratılmadan yeniden iman etmenin ve insan olmanın imkânsızlığının anlaşılması esasa taalluk etmektedir.

Müslüman olmanın ve müslüman kalmanın bizatihi müslüman bilgi süreçlerine tabi olmayı zorunlu kıldığı apaçık bir şekilde idrak edilmelidir.

İsrail’i bu kadar umarsız kılan şey; Müslümanların ve insanların bu kadar umarsız kılınmaları ile ilgili bir durumu işaret etmesinin sağladığı güvencedir. ABD gibi ülkelerin, İsrail gibi bir devleti ekonomik sebeplerden veya siyasi sebeplerden dolayı desteklemeleri bu zulme karşı umarsız kalmaları da ayrıca umarsızlığı çoğaltmaktadır. Vicdanlı insanların, kurumların, sosyal aktivistlerin çığlıkları ise gündeme taşımada yeterli olsa da siyasi kararları almada yetersiz kalmaktadır. Mahkemenin İsrail terör devletini suçlu bulmasına rağmen, uluslar arası irade yeterli katkıyı sunamadığından İsrail hala zulme devam edebilmektedir.

Türkiye, İran, Mısır, Arap ülkeleri ise kendi sessizlikleri içinde attıkları çığlıklar ise işe yaramamaktadır. Atılan küçük adımlar ise bir karşılık üretmemektedir. Atılan politik adımların, diplomatik adımların bir karşılık üretmediğini ise üç ayı geçkindir süren zulmün durdurulamamasıdır… Yapılması gereken iktisadi ambargo ve siyasi ambargo yanında askeri kararlılık ise ortada görülmemektedir. Bu zulüm devam ettikçe insanların kendi insanlıklarından utanmalarından daha normal bir şey geride kalmamaktadır.

Her gün insanlar ölüyor… Çocuklar açlıktan ölüyor; ya bombardıman altında ölen bir çocuk cesedi, ya da açlıktan kıvranarak ölen bir çocuk cesedi görmek umarsızlığı daha da çoğaltmaktadır. Hâlbuki bugün Filistinli çocukların öldürülmeleri bittiği andan itibaren sıra diğer ülkelerin çocuklarına geleceğini bizatihi İsrail yetkilileri, bilginleri, politikacıları açıkça tehdit dili içinde söylemektedirler. Bu tehdit bile umarsızlık yüzünden yeterli bir tepkiyi ortaya çıkaramamaktadır. Bu korkaklığın üreteceği büyük bataklığı görmemek için gözleri kör etmek ve umarsızca bakışı sadece bir tek şeye odaklamak yeterli olacaktır. Durum tam olarak bugün budur. Umarsızlığın gözleri kör ettiği bir dönemi yaşamaktan utanç duymak ise sadece insan olmanın temel hasleti olarak öne çıkacaktır.

Yaşadığı utancı hissetmemek için önüne düşen Filistin ile ilgili haberleri artık okumayan, önüne düşen videoları seyretmeyen ve mümkün mertebe bu konudan uzak kalarak konforunu sürdürme arayışı yarın kendisine ucu dokunduğu zaman iş işten geçmiş olacağı için onun da feryatları duyulmayacaktır. Sırada Lübnan, ardından Ürdün, Mısır derken Suriye ve Irak ile başlayan süreç bir taraftan Suudi Arabistan diğer taraftan ise Türkiye’ye sıçrayacak bir özellik kazandığı belirgin olduğu halde bu sessizliği neye yormak gerektiği konusunda akıllar mefluç durumdadır.

Umarsızlığı yenmeden yapılabilecek başka bir şeyin olmadığını anlayarak atılacak adımları buna göre yeniden gözden geçirmekte fayda var… Modern düşüncenin ürettiği modern dünyanın tasallutundan kurtulmadan kendin olamayacağın açıktır. İslam dünyası yeniden İslam’ı hayata hâkim kılmak istiyorsa ve müslüman adını hak edecek bir olgunluğa ulaşmak istiyorsa, önce ölmekten korkmaktan kurtulmalıdır. Ölümü öldürecek yeni bir davetçi önderlik, yeni bir siyasi kadro ve yeni bir entelektüel öncülük yeni başlangıçlara kapı aralayacaktır.

Ey Müslüman! Hadi ayağa kalk ve silkelen, kendine gel! Tek kurtuluşun yeniden iman etmek ve imanının gereğini yerine getirmekten hiçbir koşulun seni engelleyememesini sağlamandır. Korkmadan, ayağa kalkman, korkulması gereken yegâne merciin ise Âlemlerin Rabbi olan Allah olduğunu hatırlamandır. Sığınılacak ve yardım istenilecek yegâne Rabbinin sana olan inayetini isteyerek atacağın adımlar seni hem bu dünyada hem öte dünyada kurtuluşa taşıyacaktır.

Abdulaziz Tantik

MİRATHABER.COM -YOUTUBE 

YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. İrfan ağa dedi ki:

    Kaleminiz daima hak yazan olur inşallah
    Allah Bilginiz faydalı kılsın
    Allah’a emanet olun

    1. Abdulaziz Tantik dedi ki:

      Allah razı olsun…

  2. m.ayhan imir dedi ki:

    varolasın ağabey

  3. Hüseyin dedi ki:

    Çok güzel bir yazı eline koluna sağlık Keşke herkes umarsızlıgını yenebilse, Vicdan, umursamaktır görmektir. Allah’ın kalbimize yerleştirdiği bir sestir. Vicdanımızı artık harekete geçirmek zorundayız. Ölen her müslüman kardeşlerimizden sorumluyuz