MİLLET YAMALI GİYERKEN PARİS’TEN GİYİNENLER DE UTANMADILAR
Sosyal medyada önümüze düşen yukarıdaki resim ve ona yapılan yorum gönül tellerimizi dokundu ve bizi derinliğine duygulandırdı. Bakalım ve okuyalım:
{ Muhtemelen 1930 veya 1940 lı yıllara ait bir fotoğraf.
Pantolonda kaç yama var!
Ama gayet rahat bir şekilde stüdyoda fotoğraf çektiriyor!
Yamalı pantolonundan ve üst-başının çok düzgün olmadığından hiç utanmıyor.
O zamanlar UTANMA DUYGUSU yok muydu?
Vardı tabii ki…
Hem de bugünlerden çok daha yaygın ve muhafazakâr bir utanma duygusu
vardı ve de HAYÂ denirdi o duyguya.
Lâkin bugünün utanma duygusu ile o günlerin Hayâsı değer yargıları açısından çok farklıydı.
O yıllarda hırsızlıktan, yalan söylemiş olmaktan, rüşvet almaktan, irtikaptan, ihtilâstan hayâ duyulurdu, ar edilirdi.
Namuslu adamın elbisesinin yamasından utanılmazdı.
Bu devirde ise ahlâk değer yargıları çok değişti.
Daha doğrusu ahlâk kavramı yok oldu gitti.
Şimdi fakirlikten utanılıyor da namussuzluktan hiç utanılmıyor!}
Yorumu yapan kişi, geçmişi günümüze taşıyarak geleceğimize ışık tutmuş, Allah razı olsun. Biz de günümüzden geçmişe yani fotoğrafın çekildiği döneme gidelim ve o dönemlerde de ne utanmazların var olduğuna dikkatleri çekerek geleceğimiz için bir mum yakalım.
1930-1940’larda pek çok kurtuluş savaşı kahramanı yokluk içinde can verirken birileri ve yakın arkadaşları yaptıklarının karşılığını, yönetimine el koydukları devletimizden binlerce defa aldılar.
Örneğin birileri 1938 öncesi fakir ülkemiz açlık ve çıplaklıkla boğuşurken “..kıyafetlerini günümüzde de modanın önemli merkezlerinden biri olarak kabul edilen Paris’te ünlü bir terziye ve yine ünlü bir Alman terziye hazırlatmıştır.”
Unutmayalım Peygamberimizin dilinde: “Haya/Utanma imandan gelir.”
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-