Gerçekleri konuşalım. 17 Şubat 1926’da Türk Medeni kanunu kabul edildi. Avrupa’nın en çağdaşı olarak görülen İsviçre’den, tercüme yoluyla yapıldı bu…
Önce şunu ifade edeyim bu bir cinayettir. İslam açısından da demokrasi açısından da hukuk açısından da böyledir. Çünkü siz Anadolu’da medeniye kurmuşsunuz. Muhteşem bir medeniye bu.. Ve bu medeniyetin bin yıllık tarihi var. Eğer bunu 1071’lerde başlatırsak..
Şimdi çıkıyor bir avuç kadro, milletin bitap düştüğü bir dönemde hiç kimseye sormadan tercüme yoluyla kanun devşiriyor ve maddi güçle ikame ediyor. Şimdi bu olay var ya bu olay gündeme taşınıp da tarih sorgulanamazsa Türkiye demokratikleşemez. Bakın İslamlaşamaz demiyorum, demokratikleşemez…
Siz hala yakın tarihi 5816 ile koruma altına alırsanız, bu ülkede giderek meddahlar çoğalır. İlim adamları artmaz, düşünce adamları çoğalmaz ve gelişemez.
İmanda da özgürlük küfürde de özgürlük lazım. Yaratanın koyduğu yasa böyle… İradeli tercih yapacaksın… İster İmanda ister küfürde.. İster ahlakta ister ahlaksızlıkta… İslam getiriyor ölçüyü… Sen o ölçüler içerisinde Müslüman olarak özgürsün. Ehli Küfürde küfrü içinde özgürdür… Ama İslami bir yönetim içinde, genel ahlakı korumak için esaslar belirtilir. Siz, küfrü ve ahlaksızlığı engelleyemez, cebirle mani olamazsınız. Ancak kanuni takibatınızı yaparsınız. Bunları birbirine karıştırmayalım. yaratan böyle istiyor.
Bütün varlıklar Rabbimizindir. Yani beni yaratan yarattı da, Yahudi’yi haşa Alemlerin rabbi yaratmadı mı? Bütün varlıkların haliki odur… Milyonlarca tür canlı var, insan denemeye uğratılmış……
HABER YORUM
Öncelikle şunu ifade edelim ki, Kemalistlerin iddia ettiği gibi 29 Ekim’de sıfırdan yani yeniden bir devlet kurulmadı. Zaten var olan bir devletin yönetim şekli değiştirilerek Osmanlı devletinin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu. Bunu en bariz ispatı ise, TBMM’nin çıkardığı ilk kanun, Meclisi Mebusan’dan kalan vergi kanunudur. Bu kadarcık bir konuyu bile anlamaktan aciz olan Kemalistler, bunu dahi kabul edememekte, Mustafa Kemal Atatürk’ü kutsamak adına yeni bir devlet kurulduğunu iddia etmektedirler.
Bizler Ali Rıza Demircan Hocamızın “Medeni kanunla alakalı bu videosunu yayınladıktan sonra, sosyal medyada kendini bilmez bazı kişilerin yine saldırılarının hedefi olduk… Şunu ifade edelim ki, doğru bildiğimiz hak yoldan sapacak değiliz. Doğruları söylemekten çekinecek ve korkacak da değiliz..
Tekrar edelim… 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilanından sonra, devrim kanunları adı altında yürürlüğe konulanların tamamına yakını, Müslüman Türk milletinin kanıyla uyuşmamıştır. Ne İsviçre’den alınan Medeni kanun, ne de diğer Avrupa ülkelerinden alınan Ticaret kanunu vs…
Hal böyle olunca da, bu kanunlar ile milletimizin arasında ki kan uyuşmazlığı, toplumumuz içinde sosyolojik rahatsızlıklara ve çözülmelere neden olmuştur. Dışarıdan ithal edilen bu kanunlar, medeniye kurmuş milletimiz için üç beş beden küçük gelmiş, toplumun sorunlarını çözmede aciz kalmışlardır. Ve hatta toplumda sorun üretmiştir.
Bu konuda bir örnek vermek gerekirse, “Din ve vicdan hürriyetini” sağlamak adına Fransa’dan ithal edilen laiklik, toplumumuzda kamplaşmalara neden olmuş, laik anti-laik tartışmaları hiç bitmemiştir. Modernleşeceğiz ve Batılılaşacağız diye, kendi tarihini inkar etme ve değerlerini hor ve hakir görme hastalığı ise, Medeni kanunun bize bonusu olmuştur.
Evet, Ali Rıza Demircan Hocamızın söylediği gibi, bunlar gündeme taşınıp da tarih sorgulanamazsa Türkiye demokratikleşemez. Sadece Demokrasinin “D” si ile uğraşır “E” sine bile geçemeyiz.
Bu konuda İslam kriterlerini getirmiş ölçüyü de koymuştur. Gerisi ise lafı güzaftır.
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-