Önce 01 Mart 2024 tarihli haberi okuyalım:
{Dini magazine çevirdiler… HZ. Musa Azrail’e bir tokat çaktı
Tarikatların sohbet toplantılarına dair videolar Sosyal medyada paylaşılmaya devam ediyor. Son olarak İLK TV’de yayınlanan bir video gündem oldu.
Videoda konuşan Ali Ulvi Uzunlar isimli kişi, konuşmasında Hz. Musa’nın Azrail’i dövdüğünü iddia etti. Uzunlar, bunun Hadis’i Şerif olduğunu ve Buhari’de yer aldığını dile getirdi.}
Su-i zannın haram olduğunu biliyoruz. Bu bilinçle ifade edelim: SOL-KEMALİST-LAİK örneğin yukarıdaki haberi yayımlayan ODATV gibi haber siteleri, İslam’ı “iman ve yaşam ölçülerini Allah’ın koyduğu ve insan hayatını bütünüyle kuşatan bir hayat düzeni” olarak kabul etmezler. Onu gerçek özellikleri ve güzellikleri içinde sunmazlar. Aksine Cübbeli gibi muhteris hurafecilerin aklı iğrendiren hurafeleri eşliğinde Onun ihtişamını gölgelemeye çalışırlar.
“Dini magazine çevirdiler” yorumuyla haberleştirdikleri İslam’ı savunur görünümlü konuşma da aslında bu türden.
Ali Ulvi Uzunlar’ı tanımıyoruz . Ne var ki onun Buhari’de yer aldığı gerekçesiyle Hz, Musa’nın Azrail’i dövdüğüne ilişkin olayı nakletmesi azim bir hata olmuştur. Çünkü bu olayı aslında anlatıldığı şekliyle hiçbir İslam alimi kabul etmemiştir. Konuyu açalım:
Balıkesir Üniversitesi ilahiyat Fakültesinden Doç. Dr. Yunus Emre Gördük konu ilgili makalesinde bu olayı incelemiştir. Biz de ondan yararlanarak özetleyelim ve sonra da yorumlayalım:
[“Ölüm meleği (ruhunu kabzetmek için) geldiği zaman Hz. Mûsa (as) ona vurdu. Rabbine geri dönen melek, ‘Beni, ölümü istemeyen bir kula gönderdin.’ dedi. Allah ona, (Hz. Mûsa’nın vurması sonucu zarar görmüş olan) gözünü iâde ederek, ‘Git ve ona, elini bir öküzün sırtına koymasını söyle. Elinin kapladığı yerin altında kalan her kıl için ona bir yıl ömür daha verilecektir.’
Hz. Mûsa bu vaadden haberdar edilince, ‘Ya Rabbi sonra (bu süre de bitince) ne olacak?’ diye sordu ve ‘Sonra ölüm gelecek’ cevabını aldı. Bunun üzerine ‘(Madem sonunda yine ölüm var) o zaman şimdi olsun!’ dedi ve Allah’tan kendisini, Arz-ı Mukaddes’e bir taş atımı kadar yakın bir yere ulaştırmasını diledi.”
Resûlullah (sas), “Şayet orada olsaydım, bir yolun kenarında, kırmızı bir kum tepesi civarında olan kabrini size gösterirdim.” buyurmuştur. (Buhari Cenaiz 67, Hn.1339) ]
Pek çok İslam aliminin güvenilir kaynak olarak kabul ettiği Buhari’de yer alan bu olayı, Kuran ve ortak akılla çelişkili olduğu gerekçesiyle bir çok alim reddedip kabul etmemiştir.
Buhari’de yer alan ve Hadis Usulu kriterlerince sahih kabul edilen bu olayı red etmeyen, ama olduğu gibi değil de tevil ederek kabul eden ve çoğunluğu oluşturan pek çok alim olmuştur.
İslam dünyasında Hadis alimleri olarak şöhret bulan İbn Kuteybe, İbn Battal İbnü’l-Cevzi, İbn Haceri Askalani ve bilgin Bedizzaman Said Nursi, rivayeti doğru kabul edenler arasındadır.
Rivayet edilen bu olayı kabul edenler, etmeyenleri bidat ehli olarak niteleseler de aslında kendileri de aynı konumdadır. Çünkü kendileri de olayı Kur’ân, Sünnet ve ortak akıl ile çelişkili görmekte oldukları için kendilerince yorumlama gereğini duymakta ve bir çok teviller yapmaktadırlar.
Sonuç olarak deriz ki ancak hadis alimlerinin yorumlarıyla kabul edilir konuma getirilebilecek bu gibi olayları günümüzde yorumsuz olarak anlatmak, insanları Hz. Peygamberin risaletinden/peygamberliğinden şüpheye düşürmek olur.
Bu vesile biz de sormak istiyoruz. Ancak hadis alimlerinin yorumları ile kabul edilebilecek rivayetleri Buhari’de mezkur diye kabul etmeye dinen mecbur muyuz? Kabul etmeyenleri İslam adına yerme hakkımız var mıdır?
Not; İslam bilginlerinin yorumlarıyla ilgili olarak yukarıda adı geçen kardeşimizin makalesine bakılabilir.:
Yunus Emre Gördük “Hz. Musa Ve Ölüm Meleği” İle İlgili Rivayet Çerçevesinde İslam Alimlerinin Sahih Hadislere Yaklaşım Tarzına Dair Bir İnceleme
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-