Bu medya kuruluşlarının yaklaşımı, genellikle İsrail’in lehine oluyor. “Katliam”, “vahşet” ve “kıyım” gibi ağır terimler, çoğunlukla İsrailliler için kullanılırken, Filistinliler için daha az duygusal ve daha genel ifadeler tercih ediliyor. Bu, okuyucunun algısını ve duyarlılığını yönlendirme çabası olarak değerlendiriliyor.
Rapora göre, İngiliz medyasında kullanılan dilde büyük bir eşitsizlik var. İsrail’e yapılan saldırılar, Gazze’de yaşananlardan çok daha fazla vurgulanıyor. “Vahşet” ve “katliam” ifadeleri, İsraillilere yönelik eylemleri tarif etmede baskın bir şekilde kullanılıyor.
Rastgele seçilen haber örneklerinde, bu terimlerin kullanımı açıkça İsraillilere eğilimli. Aynı zamanda, İsrail’in “kendi kendini savunma” hakkına dair ifadeler, Filistinlilerinkinden beş kat daha fazla geçiyor. Bu dengesizlik, haberin anlatım şeklini etkileyerek, toplumsal algıyı şekillendiriyor.
İsraillilerin ölümü, İngiliz medyasında, Filistinlilerinkinden çok daha duygusal bir şekilde karşılanıyor. Her üç haberden ikisi, İsrailli kurbanları vurguluyor. Buna karşın, Filistinli kurbanlar sadece her on haberden birinde bu şekilde anılıyor.
Filistin’in bakış açısı, İngiliz medyasında yeterince yer bulmuyor. Televizyon ve internet haberlerinde, İsrail perspektifi daha baskın. Bu durum, Filistinlilerin sesinin dünya genelinde daha az duyulmasına sebep oluyor.
Ayrıca, İngiltere’deki Filistin’le dayanışma yürüyüşleri, bazı medya kuruluşları tarafından haksız yere Hamas yanlısı olarak damgalanıyor. Bu, kamuoyunun gerçekler hakkında bilgi edinme hakkını engelliyor ve yanlış bir anlatıyı teşvik ediyor.
Rapor, medya kuruluşlarına, ölümleri rapor ederken dengeli bir yaklaşım benimsemeleri için çağrıda bulunuyor. Tarihi bağlamın ve her iki tarafın da bakış açısının adil bir şekilde yansıtılması gerektiğini söylüyor.
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-