Çocuklar ebeveyninin gözbebeği, narin, hassas el üstünde tutularak büyütülen varlıklardır. Yazın sıcağında özel kremi sürülmeden, şapkası takılmadan, kışın soğuğunda ise atkısı yüzünü tamamen örtecek şekilde kapatılmadan dışarı çıkartılmış bir çocuk görmek zordur. Hatta ebeveynlerimiz bazen o kadar hassastırlar ki “hocam bugün hava rüzgarlı çocukları bahçede oynatmazsınız değil mi?, benim kızım çok terler öğretmeni gün içinde atletini değiştirir mi?” gibi uyarı ve sorularıyla sıklıkla karşılaşırız. Çocuğunu rüzgârdan, güneşten bile sakınıp korumaya çalışan ailelerin onları kötü niyetli insanlardan koruyamaması ise çok acı bir gerçektir. Bu hafta tüm ülkeyi acıya boğan çocuk taciz ve cinayet haberi bir ilk değildi, son da olmayacak maalesef. Hasta ruhlu insanları iyileştirmeye gücümüz yetmeyecek belki ama bu olayları en aza indirmek için çocuklarımıza kendilerini koruyabilmelerini sağlayacak mahremiyet eğitimi vermemizin gerekliliği de çok açık. Peki, mahremiyet eğitimini nasıl verebiliriz
Çocuğa kazandırılması gereken öncelikli duygulardan biri saygıdır. Çevresine saygıdan önce ise çocuğun, bedenine saygı duyması ve sınır koyabilmesi sağlanmalıdır. 2 yaşından sonra bir çocuğu izin alınmaksızın öpmek ve çocuğa “abla seni öpsün, amca seni öpsün uyarısında bulunmak “her isteyen sana dokunabilir” mesajı, yine aynı şekilde “abla kızar, amca kızar” tehditlerinde bulunmak “yetişkinler sana istediği gibi davranabilir” mesajı verir. Bu mesajlar ise çocukların, yetişkinler tarafından taciz edilme durumlarını normal karşılamalarına sebep olabilir.
Oysaki çocuklara 2 yaşından itibaren bedenlerinin mahremiyeti ile ilgili bilgi verilmeli, özel bölgelerin anne, öğretmen(4 yaşına kadar)ve gerekli durumda doktor dışında kimseye gösterilmemesi gerektiği anlatılmalıdır. Bunu yaparken “çok ayıp” yerine “senin özelin, mahremin ” kelimelerini kullanmak daha doğru olacaktır. Ancak bu bilgilerin yalnızca sözde kalmaması elbette ki önemlidir. Daha küçük diye kalabalıklar içerisinde çocuğun üzerini değiştirmek, kardeş onlar diye çocukları tamamen soyup banyo yaptırmak, cinsel organları üzerinden sevgi sözcüklerinde bulunmak, sevip okşarken mahrem bölgelerine özen göstermemek, tuvalet kapılarını kapatmamak ve 6 yaşından sonra odalarının kapılarını çalmadan girmek mahremiyet kavramının oluşmamasına sebep olacaktır.
Mahremiyet gibi başka konularda da doğru eğitim vererek ahlaklı, vicdanlı çocuklar yetiştirebildiğimiz sürece dünyada zararlı insanların sayısı umarız azalacaktır. Doğru eğitimde ise önderimiz elbette ki sevgili Peygamberimiz (s.a.v)olmalıdır.
Bir adam Peygamber Efendimiz’e gelerek:
“-Annemden de (eve girerken) izin isteyecek miyim?” diye sormuştu. Efendimiz:
“-Evet, annenden de izin isteyeceksin!” buyurdu. Adam:
“-Ama onun benden başka hizmet edeni yok, her girişimde izin mi isteyeyim?” deyince:
“-Annenin mahrem yerini görmeyi arzu eder misin?” cevabını verdiler. (Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, VI, 173)
Şeyma DEMİRCAN NAMAZCI
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi