Kayseri’de, Mübarek Ramazan’ın son günlerini ibadetle geçirmek isteyenler, geleneksel olarak itikaf sünnetini yerine getiriyorlar. Dolayısıyla, ilçe müftülüklerince uygun görülerek hazırlanan camilere kapalı alanlara girenler, gece ve gündüzlerini ibadetle geçiriyorlar. İl Müftü Yardımcısı Yaşar Bolat’a göre itikaf, Allah’a yakın olma ayrıca kullukta olgunlaşma niyetiyle gerçekleştirilen özel bir ibadet şeklidir.
İtikaf, Müslümanların Ramazan’ın son on gününde, normal zamanlarda meşru olan bazı işleri bırakarak, tamamıyla kendilerini ibadete adama sünnetidir. Kur’an ve sünnete dayalı olan ibadet, kişinin mescit ortamında kendisini kulluğa ve ibadete adamasını içerir. Bu süreçte, insan dünyevi şeylerden uzaklaşır ve manevi anlamda arınma ve ibadet etme fırsatı bulur.
Hazreti Peygamber’in İtikaf Pratiği ve Uygulaması
Hazreti Peygamber döneminde itikaf pratiği sık sık gerçekleşmiştir. Aynı zamanda Müslümanlar arasında da yaygın bir uygulama haline gelmiştir. Kur’an’da iki yerde itikaf bahsi geçer ve ayrıca bu ibadetin önemine vurgu yapar:
“Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılınmıştır. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar. Umulur ki sakınırlar.” (Bakara Suresi, 187)
İtikafa girecek olanlar, ilgili mescitlere müracaat ediyorlar. Sonrasında ise ilçe müftülükleri uygun mescitler belirliyor. Ardından itikafı gerçekleştirecek olanlara gerekli bilgiler ve destek, Diyanet işleri Başkanlığı görevlileri tarafından sağlanıyor.
Danişmentliler’den kalma tarihi Gülük Camii, itikaf ibadeti için özel olarak hazırlanmıştır. Bu camide itikafa girenler, Ramazan ayının son günlerini Allah’ın rahmetinden istifade etmek için geçiriyorlar. Burada, ibadetlerini yerine getirenler, Kur’an-ı Kerim okuyor, sohbet halkalarına katılıyor ve gece teheccüd namazı kılıyorlar. Ayrıca, iftar ve sahur vakitlerindeki yemek ihtiyaçları da hayırseverler tarafından karşılanıyor.
Kayseri’de bulunan Gülük Camii’nde itikafa girenler, ibadetlerini samimiyetle yerine getirirken, cami görevlileri de onlara destek oluyor ve ibadetlerini sürdürmelerine yardımcı oluyorlar. Bu geleneğin devam etmesi, Müslümanlar arasında manevi bir birlikteliği ve kardeşliği pekiştiriyor.
Dinî bir terim olarak itikâf akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir Müslümanın beş vakit namaz kılman bir mescitte ibadet/Allah’a yakınlık elde etme niyetiyle bir süre durması demektir. İtikâfa giren kimse, camide yer, içer, uyur ve ihtiyacı olan şeyleri mümkün olduğu takdirde camide tedarik eder. Tuvalete gitmek, abdest almak ve gerekli olduğunda gusletmek gibi tabiî ihtiyaçları için ise camiden dışarı çıkabilmektedir. Bulunduğu camide cuma namazı kılınmıyorsa, cuma namazını kılmak üzere başka bir camiye gidebilir. Cenaze namazı için ise dışarı çıkamaz. Kendisine veya malına bir zarar geleceği korkusuna kapılması ya da zorla çıkarılması hâlinde başka bir camiye gitmek için içerisinde bulunduğu cami veya mescitten çıkabilmektedir. Bu zorunlu hâllerin dışında camiden çıkarsa itikâfı bozulmuş olur. (Merğinânî, el-Hidâye, 1/129-131).
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Ramazan’da ve özellikle bu ayın son on gününde itikâfta bulunduğunu bildiren birçok hadis-i şerif vardır (Buhârî, İ‘tikâf, 1 [2025-2026]; Müslim, İ‘tikâf, 1-5 [1171-1172]).
Nâfile olan itikâfın en azı bir gündür. İmam Ebû Yûsuf en az süreyi, bir günün yarıdan fazlası olarak belirlerken; diğer yandan İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur. (Merğinânî, el-Hidâye, 1/129). Yukarıda izah edildiği şekli ile camide itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar ise evlerinin namaz kılmak üzere belirledikleri bir yerinde itikâfta bulunabilirler. (Merğinânî, el-Hidâye, 1/129).
Şâfiî mezhebine göre ise mescit dışında itikâf caiz değildir. Ayrıca kadın, kocasından izin alarak mescitte itikâf yapar. Zira Hz. Peygamber’in (s.a.s.) eşlerinin mescide itikâfa girdikleri rivâyet edilmiştir. (Müslim, İ‘tikâf, 5-6 [1172]). Bu mezhebe göre itikâf sırasında oruçlu bulunmak da şart değildir. (Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1/350; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 2/188-191).
MİRATHABER.COM