Gazze Şeridi‘nde Yitirilen Hayatlar: Acıyı Anlatmak
Gazze Şeridi, yıllardır çatışmaların, acıların ve umutların yeri olmuştur. Ancak bugün, Gazze’nin toprağına düşen bombaların yarattığı yıkımın ardından, kalplerimiz yine bir kez daha parçalanıyor…
Yedi aydır devam eden bu karanlık günlerde, Gazze’nin sokakları artık yalnızca enkaz yığınları ve yitirilmiş hayatlarla dolu. Her bir çığlık, her bir gözyaşı, insanlığımızın bir parçası olan cesetlerin enkaz altından çıkarılmasında yankılanıyor.
Her biri bir aileye, bir hayata ait olan bu cesetler, sadece sayılar değil, insanlığımızın yitirdiği bir parçadır. Bir annenin kucaklayamadığı çocuğu, bir eşin sonsuza kadar yanında olamayacağı sevgilisi, bir kardeşin elini tutamayacağı kardeşi…
Bu acı dolu manzaralar karşısında, maalesef sözcüklerimizin gücü kifayetsiz kalıyor. Ancak yine de elimizden gelen tek şey, yaraları sarmak için bir araya gelmek, yardım etmek ve umudu yeşertmektir. Belki de bu en karanlık zamanlarda bile, insanlık olarak birbirimize sarılmamız gereken zaman dilimidir.
Gazze Şeridi’nde enkaz altından çıkarılan her ceset, bize bir ders veriyor. O da, barışın ve insanlığın değerini anlamak için daha fazla geç kalmamamız gerektiğidir. Belki de bu acı dolu günler, bize birlikte daha güçlü olmanın ve birbirimize daha fazla sevgi göstermenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.
Umudumuz, Gazze’nin gökyüzünde parlayan bir yıldız gibi, bu karanlık gecede bize yol göstermesi…
Umudumuz odur ki, inşaallah bir gün bu acı dolu topraklarda barış ve kardeşlik yeşerecek.
Ancak şimdi, kalbimizdeki acıyla birlikte, birlikte ağlamak ve birlikte umut etmek zamanıdır…
Gelin şimdi Mehmet Akif İnan’ın “Mescidi Aksa” şiirini okuyalım ve mazlum Filistinli kardeşlerimiz için dua edelim:
Mescidi Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
MİRATHABER.COM