islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

İslâm Öfke ve Strese Karşı En Etkili Manevî Reçeteleri Sunar

İslâm Öfke ve Strese Karşı En Etkili Manevî Reçeteleri Sunar
A+
A-

Türkiye En Öfkeli Nüfusa Sahip 6. Ülke

Merkezi Amerika’da bulunan araştırma şirketi Gallup, dünyanın duygu durumunun haritasını çıkarttı. Gallup’ın 2019 Küresel Duygular Raporu’nda, 140 ülkeden 151 bin kişiyle yüz yüze ya da telefonda görüşmeler yapıldı. Katılımcılara, günlük hayattaki olumlu ve olumsuz deneyimleriyle ilgili soruların yöneltildiği araştırmada en stresli, mutsuz ve öfkeli ülkeler belirlendi. En öfkeli 10 ülke arasında ilk üç sırayı Ermenistan, Irak ve İran paylaştı. Türkiye, Filistin ve Tunus’un ardından altıncı oldu. Türkiye’den katılımcıların yüzde 40’ı öfkeli olduğunu bildirdi. Türkiye, en stresli ülkeler sıralamasında ise 11’inci sırada yer aldı. En stresli ülke Yunanistan olarak belirlenirken, Filipinler ikinci, Tanzanya üçüncü oldu.

İslâm Öfke ve Strese Karşı En Etkili Manevî Reçeteleri Sunar

Öfke, netice itibariyle nefsanî kışkırtmalara karşı direnç gösterememeden dolayı kaynaklanan gazap kuvvetinin ifrat derecesine varan bir ahlâkî zafiyettir. Öfkeli insan, akl-i selim çerçevesinde düşünemez ve dolayısıyla davranışlarını kontrol edemez. Anormal hareketler yaptıktan sonra da genellikle pişmanlık duyar. Ama iş işten geçmiştir. Ya başkalarını kırmıştır, ya elinden bir kaza çıkmıştır, ya da bir cinayet işlemiştir. Neticede “Öfke ile kalkan zararla oturur” atasözü yine doğruluğunu ispatlamıştır.

Gelelim ilgili habere: Eğer Gallup’un yaptığı araştırmaya inanacak olursak halkın ekseriyeti Müslüman olan Türkiye insanın % 40’ının öfkeli ve buna bağlı olarak da stresli olması, hiç de hayra alamet değil. Hem inananlara silim (içsel huzur) veren bir dine sahip olacaksın, hem de bir Müslüman olarak bu manevî huzuru ruhî boyutuyla iç âleminde yaşayamayacaksın. Burada bir tezat yok mudur? Aklıma gelen tek bir sebep var. İslâm, son ilahî ve evrensel din olduğuna göre biz Müslümanlar demek ki İslâm’ın içsel sükûnet veren emir ve tavsiyelerine pek uymuyoruz ki böyle öfke ve stresli bir hayat yaşıyoruz.

Öyle ise kendimizi bir yoklayalım. Acaba aşağıdaki tavsiyelere ne kadar uyuyabiliyoruz. Bu tavsiyelerden ne kadar uzak isek, öfke ve strese daha çok eğilimli olduğumuzu unutmayalım. İrademizi kullanarak, bu tavsiyeleri ne kadar çok samimice uygularsak rahata ve huzura o kadar da yakın oluruz.

Her İşte “Eûzü Besmele” Çekiyor Muyuz?

Bir bedevi, Peygamberimize (sav) gelerek, kendisine öğüt vermesini ister. Resulullah (sav), ona birkaç kez “Öfkelenme!” der. Ve başka bir zamanda öfkeli birisini gördüğünde Peygamberimiz (sav) yanında bulunanlara şöyle nasihatte bulunur:

“Ben bir kelime biliyorum ki, eğer şu adam o kelimeyi söylese muhakkak öfkesi geçer. O kelime: Eûzü billahi mineş-şeytânirracîm”, sözüdür.” (Müslim, Birr: 109).

Bu iki örnekten yola çıkarak, şöyle bir değerlendirme yapabiliriz. Bir kere aklen ve fikren her zaman öfkeli olmamamız gerektiği noktasında kendimize telkinde bulunmamız gerekir. Ve öfke oluşturabilecek bir olay karşısında bu telkin fazla etkili olmadığında hemen Allah’a sığınmak ve öfkenin geçmesini beklemek gerek. Ve takviye olarak da içten veya sesli olarak “Eûzü Besmele” çekip, bir kötü söz veya çirkin bir eylem yapmaktan Allah’a yeniden sığınmak gerek. İşte bu manevî reçeteleri anında uygulayan bir Müslüman, Allah’ın nezdinde güçlü bir insan ve büyük bir kahramandır. Aksi takdirde nefsine mağlup olan zayıf ve aciz bir varlıktır. Böyle buyuruyor Efendimiz (sav):

“Kuvvetli ve kahraman pehlivan, herkesi yenen kimse değildir. Kuvvetli ve kahraman pehlivan, ancak öfke zamanında nefsine sahip olan ve öfkesini yenen kimsedir.” (Müslim, Birr: 107).

Takvaca Yaşayabiliyor Muyuz?

Takva sahibi Müslümanlar, Allah’ın hoşuna gitmeyecek bir eylemde bulunmaktan azami derecede çekinen iyi yürekli insanlardır. Allah, mu muttaki kullarını şöyle vasıflandırmaktadır:

“(O takva sahipleri) bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler, öfkelerini tutanlar, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah da iyilik edenleri sever” (Âl-i İmran, 3/ 134).

Bu âyetten şöyle bir çıkarım yapmak mümkün: Öfkesini tutabilen bir Müslüman, her halükârda başkalarına iyilikte bulunur, başkalarının ayıbını görmez ve onları affetmesini bilir. Siz de bir deneyin. Ekonomik yönden zor bir durumda dahî olsanız elinizden geldiği kadar başkalarına küçük de olsa bir ikramda bulunun. Veya başkalarının kusurlarını görmezlikten gelin ve size karşı bir kusuru olanları affediverin. Bakın ruhen kendinizi ne kadar raht ve huzurlu hissedeceksiniz. Öfkeden bir eser kalmayacak.

Namaz Kılıyor Muyuz?

Merak ediyorum. “Ben öfkeliyim, öfkeme hâkim olamıyorum ve hep stresliyim” diyen benim Türkiyeli insanıma şunu sormak isterdim: “Siz namaz kılanlardan mısınız? Günde beş vakit namaz kılıyor musunuz?” Neden mi bu soru? Çünkü ihlasla namaz kılanlar, öfke ve stresten uzak olan ve her zaman sakin, huzurlu, sabırlı ve naziktir de onun için. Namaz kılmanın dünyevî ve uhrevî, bireysel ve toplumsal olarak birçok faydası vardır. Say say bitmez. Fakat biz burada kişinin ruh dünyasına yapacağı müspet etkileri üzerine kısaca durabiliriz.

Namaz, devamlı olarak Allah’ı hatırlatması açısından bir nevi manevî bir bekçi konumundadır. İnsan Yaratanını hatırladıkça kötülüklere olan meyli büsbütün kırılır ve hemen hemen hiç öfkelenmez. Öfkelense bile Hak namına öfkelenir ki bu da hem meşru, hem de gereklidir. Bunun dışında dünyevî ihtiraslar için öfkelenmeyeceği gibi, Allah, kulunu bütün azalarını her çeşit kötülükten çeker. Bunun garantisini Allah, Kuran-ı Kerimde açıkça veriyor:

“Bu Kitap’tan sana vahyedilen her şeyi anlayarak oku ve namazı tam kıl. Namaz her çeşit fuhuşu ve kötülüğü engeller. Allah’ın zikri (Kitabı) en önemlisidir. Allah, yaptığınız her işi bilir.” (Ankebur: 45).

Eylemlerinden sorumlu olan kul, Allah’ın murakabesi altında olmanın şuuruyla öfkesine kapılıp, kötü bir eyleme tenezzül etmez. Bir kere kıldığı namaz onu korumaktadır. Çünkü namaz, Allah için kılınır ve zatıyla kaim olan, sıfatlarıyla ihata eden, en güzel isimleriyle tecelli eden, fiilleriyle zâhirliğini sergileyen, Celaliyle tek olan Allah, namaz kılanın koruyucusudur. Kısacası namaz, bizi Allah nezdinde sevimli bir kul konumuna yükselttiği için, bizleri nefsanî dalgalanmalardan uzak ruhen barışık bir dengeye kavuşturmaktadır.

Ezcümle

Dinin direğini ayakta tutan, kendi ruhsal dengesini de muhafaza eder ve başkalarına öfke kaynaklı zarar vermek bir yana herkese selamet ihsan eder ve huzur verir. Toplumumuzda ne kadar çok Müslüman, beş vakit namazını huşu içinde kılarsa, toplumsal öfke oranı da o nispette azalır. Öyle ise öfkeden arınmış insan ve toplum olmak istiyorsak her an Allah’a sığınalım, takvamızı da korumak için de musallilerden (namaz kılanlardan) olalım.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.