islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,1982
EURO
37,0030
ALTIN
2.961,37
BIST
9.002,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Çok Bulutlu
18°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
20°C

DİLİ TANIYALIM

DİLİ TANIYALIM
3 Haziran 2024 09:30
A+
A-

Bu yazımızda dil kelimesinin tanımı üzerinde durmak istiyoruz. Çünkü dilin, insan hayatında çok önemli bir yeri vardır. Dil, insan yapısında var olan bir şeydir ve onun içgüdülerinin dışarıya yansıması neticesinde ortaya çıkmaktadır.[1] Dil, insanın deneyimlerini, kararlarını, psikolojik durumunu, duygu ve düşüncelerini beyan etme, ortaya koyma gayesi ile kendi emrine verilmektedir. Kur’ân’da, bu hususta şöyle buyrulmaktadır:

الرَّحْمَنُ عَلَّمَ الْقُرْآنَ خَلَقَ الْإِنسَانَ عَلَّمَهُ الْبَيَانَ

 

Rahmân, Kur’ân’ı öğretti, insanı yarattı ve ona düşünüp ifade etmeyi öğretti.”[2]

İnsanda var olan bu dil kabiliyeti, konuşma yeteneği, onu diğer canlılardan ayıran önemli bir özelliktir. Şiir, edebiyat, sanat, ilim, hukuk, felsefe ve benzeri değerler, hep dil ile açıklanmaktadır.[3] Genelde insanlar, hayatlarında olmazsa olmaz derecesinde önemli olan dil üzerinde düşünmeyi önemsemezler. Fakat bir dili düşünmek, bir hayatı düşünmek demektir.[4]

Konfüçyüs’e, “Bir ülkenin tüm yönetimi sana bırakılsaydı, ilk iş olarak ne yapardın?” diye sormuşlar. O da bu soruya karşı şu cevabı vermiştir: “Bir memleketin idaresini ele alsaydım, yapacağım ilk iş, hiç şüphesiz dili gözden geçirmek olurdu. Çünkü dil kusurlu ise, kelimeler düşünceyi ifade edemez. Düşünce iyi ifade edilmezse, vazife ve hizmetler, gerektiği gibi yapılamaz. Vazife ve hizmetin gerektiği şekilde yapılmadığı yerlerde örf, âdet, kaide ve kültür bozulur. Âdet, kaide ve kültür bozulursa, adalet yanlış yerlere sapar. Örf, adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki, insan hayatında hiçbir şey, dil kadar önemli değildir.”[5] Bu ve benzeri açıklamalar, dilin insan hayatındaki önemini ortaya koymaktadır.

DİLİN TANIMI

Dil, ağızdaki tat alma organının adıdır. İnsanlar arasında meydana gelen sözlü iletişim ve konuşma eylemi, bu organ vasıtasıyla gerçekleştiği için, ona da “dil” adı verilmiştir.[6] Dil, “lisan” ve “lügat” kelimeleri ile anlatılmaktadır. “Lisan”, daha çok tat alma organı olan dil için kullanılmakla beraber, kinaye yoluyla konuşmanın çeşitli anlamlarında da kullanılmaktadır. “Lügat” ise, duyu organı olan dil için kullanılmamakta ve Arap dilinde daha çok bildiğimiz konuşma dili anlamında kullanılmaktadır. “Lisan” kelimesi, Kur’an’da çeşitli anlamlar için kullanılmaktadır.[7]Lügat” kelimesi ise, Kur’an’da geçmemektedir. Âlimler, dilin tarifi konusunda çeşitli açıklamalarda bulunmuşlardır.

“Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta, kendisine mahsus kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli, bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli anlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş sosyal bir müessesedir. Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıtadır. İnsanlar, duygularını, düşüncelerini, fikirlerini birbirlerine nakletmek, meramlarını birbirlerine anlatmak için, dil denilen vasıtaya başvururlar.”[8]

Duygu, düşünce ve dileklerimizi anlatmaya yarayan ses işaretlerinin hepsine birden dil dememiz mümkündür.[9] Konu ile ilgili kitaplarda, dilin tanımı hakkında daha pek çok tanımlar yapılmaktadır. Dil hakkında yapılan bütün tanımlar, birbirlerine yakın görüş, düşünce ve anlamlar ifade etmektedir. Dil, insanlığın başlangıcından bu yana, insanların sözlü iletişim ve anlaşma aracıdır. Zamanla dil, semantik yönden anlam genişliğini kazanmış ve bilhassa edebiyat, belâgat, fesâhat ve benzeri bilim alanlarında çeşitli anlamlarda kullanılır bir hale gelmiş bulunmaktadır. Örneğin dil, tıp dili, sanat dili, keskin dil, yumuşak dil ve benzeri alanlar için kullanılmaktadır. Diller, insanlar arasında bir bağ ve anlaşma mecburiyetinden doğmuştur. Ancak dillerin doğuşu hususunda âlimlerin farklı görüş ve yorumları vardır. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da bazı insanlar merak sahibi olmaktadırlar. Zaten bilim dallarının çoğu, bu tür meraklar nedeniyle yapılan araştırmaların sonunda ortaya çıkmaktadır.[10] Dillerin doğuşu konusu da her zaman için insanların zihinlerini kurcalamaktadır. Başka bir yazıda da dillerin doğuşu hakkında bazı bilgileri vermeye çalışacağız.

SONUÇ

İnsan ve hayvan toplumlarının kendilerine göre dilleri vardır. Dil Allah tarafından verilen ilahi bir ayettir, bir nimettir. Her hayvan sınıfı dilinde serbest olduğu gibi, her insan sınıfı da dilinde serbesttir. İnsanların dillerini yasaklamak, Allah’a karşı yapılan bir çeşit isyandır. İnsan toplulukları, dilleri sayesinde kültürlerini geliştirirler. Sosyal hayatta kırıcı olmayan bir dili kullanmak, bir erdemdir.

NURETTİN TURGAY 

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

 

[1] Bedia Akarsu, Wilhelm Von Humboltd’da Dil-Kültür Bağlantısı, Remzi Kitabevi, İstanbul 1984, s.19.

[2] er-Rahmân 55/1-4.

[3] Hakan Poyraz, Dil ve Ahlak, Vadi Yayınları, Ankara 1996, s. 11.

[4] Jean Greisch, Wittgenstein’da Din Felsefesi, trc. Zeki Özcan, Asa Yayınları, Bursa 1999, s. 73.

[5] İsa Kayaalp, İletişim ve Dil, Türkiye Diyanet Vakfı yayınları, Ankara 1998, s. 58; Nermi Uygur, Dilin Gücü, Kabalcı yayınları, İstanbul 1994, s. 4.

[6] Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1995, s. 50.

[7] Bkz. İbrahim 14/4; en-Nûr 24/24; er-Rûm 30/22; el-Ahkâf 46/12; el-Feth 48/11. “Lisân” kelimesinin bu ayetlerde hangi anlamlarda kullanıldığına dair bilgi için bkz. Dücane Cündioğlu, Anlamın buharlanması ve Kur’ân, Tıbyan Yayınları, İstanbul 1995, s. 60 vd.

[8]  Muharrem Ergin, Türk Dilbilgisi, İstanbul 1962, s. 3.

[9]  Tahir Nejat Gencan, Dilbilgisi, İstanbul 1966, s. 1.

[10] Walter Porzig, Dil Denen Mucize, trc. Vural Ülkü, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1995, s. 7.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.